En Beğenilen Yunus Özmodanlı Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Yunus Özmodanlı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yunus Özmodanlı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
Sayfa 37
''Her yolcunun ve yolun , ayrı bir hikâyesi ve sesi vardı. ''
Sayfa 64Kitabı okudu
Tarkovsky, kadının tek başına olarak değil, bir erkeğin dünyasında erimesi, bu çiftin iç dünyalarının birbirine karışmasıyla gerçek bir varlıktan ve mutluluktan bahsedilebileceği söylemiştir.257 Bu düşünce kadın imajının aynı zamanda bir başka yönüne de işaret etmektedir. Tüm bahsi geçen filmlerdeki kadın karakterler tabiri caizse hem bir yaşama dürtüsü, hem de tam manasıyla “bela” niteliğindedirler.
Halbuki delirmeyi çok istedim. Kafamın gerisinde işleyen saatin durmasını, bu uzun bekleyişlerin artık bir son bulmasını çok istedim.
Sayfa 92
Kör bir adamın rüyasındaymışım gibi
Seveceğim seni
Sayfa 89
Her şey , bir akış içindedir ve tüm fani olanvarlığı kendinden olmayan tüm yaratılmışların bir son bulacaktır. Bu yüzden insan nefsinin hakikati ile yüzleştiği bu hayatta vaktinin kıymetini bilmeli ve iyi değerlendirmelidir.
Cebecioğlu bu makalesinde İbni Berrecan’ın görüşleri ışığında şöyle yazmıştır:
"Bazıları kalbin iki deliğinin olduğunu söylüyorlar. (fi’l-kalbi tecvifâni) Kalbteki bu iki deliğin/noktanın biri zahirî delik olup buna “fuad” adı verilir. Bu, aklın ve İslam’ın yeridir. (Yani dışa, dünyaya açılır) İkinci delik ise batınî olup buna da “kalb” adı verilir. Bunda da basiret, işitme, anlayış ve müşahede vardır. Çünkü ikinci delik iman mahalli olup Allah’a açılır. “vudd” kalbin fuad’ındadır. ‘vüdd’ kalbin içine girdiği zaman ‘hubb’ adını alır.”Burası Kur’ân’ın indiği, ruhun bedene girip çıktığı yer, kalbin batınını teşkil eden ikinci kısımdaki kara delik/noktadır. Yani bu kara delik olan “ve nezzelehü ala kalbike” (Şuarâ, 26/193) diye Kur’ân’da vahyin indiği yer diye geçen kalb, işte bu ikinci, yani batınî kalb karadeliğidir. Yani bu, zaman mekan ötesi, imana Allah’a açılan bir kapıdır. Nitekim Hallac-ı Mansur Kitabu’t-Tavasin’de kalbin bu yönüne; “kapı” adını verir”149
Bu hüzün büyüklerden miras bize.
Sayfa 93
Çünkü bir hikâyede ne kadar fazla detay varsa o kadar çok yalan olduğuna inanırım.
Sayfa 52
Sen şimdi kim bilir hangi zamandasın.
Zaman insanın kendi hal ve tecrübesi ile şekillenmektedir. Adem (a.s)’den kıyamete kadar olan zaman algısı insanidir ve ubudiyetimize aittir.
Kuşeyri risalesinde hal kavramını izah ederken halin bir kasıt, amel ya da çaba olmaksızın kalbe gelen mana olduğunu söylemiştir. Bu gelen mana (hissiyat) sevinç, şevk, korku ya da heyecan olabilir. 110 Kuşeyri hallerin gelip geçici durumlar olabileceği gibi kalıcı ve devamlı olabileceğine de işaret etmiştir. Kuşeyri Ebu Ali Dekkak’tan nakil ile Hazreti Peygamber’in sürekli yükselme içinde olduğunu, bu sebeple yeni haline nazaran bir perde olarak gördüğü eski haline gün içinde yetmiş kere istiğfar ettiğini belirtmiştir. 111 İşte Hazreti Peygamber Efendimiz’deki bu halin gerçekleştiği anlar hali hazırları oluşturmaktadır.
İmge kaynağı ne olursa olsun bir temsil ve bir varoluş alanı oluşturmaktadır. Tamamen öznel bir yaklaşımla (resim) olsa, ya da tamamen nesnel bir alandan beslense de (fotoğraf) imgenin imgelediği şey ile yani hakikat ile bir farkı, bir ayrımı olduğu açıktır. İslam sanatı özellikle imgenin hakikati yansıtmadan uzaklaştığı, hatta hakikatin yerine geçtiği (putperest) bir anlayıştan uzaktır. Bu sebeple İslam düşüncesinde ve sanatında insan biçimselliği dışlanmıştır.14
Sabır... Sabır değil midir yalnızlık yolunun azığı?
Ah insan, zaman karşısında nasıl da acizdir!
Sayfa 91