Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zaur Mükerrem

Zaur MükerremSinematografi Üzerine Düşünceler yazarı
Yazar
8.5/10
2 Kişi
20
Okunma
3
Beğeni
1.377
Görüntülenme

Hakkında

1958-1963, Moskova-Sinema Üniversitesi (VGİK) mezunu. 1963-1998, Bakü, “Azerfilm” Film Stüdyosu; Görüntü Yönetmeni ve Yönetmen. 1982-1998, Azerfilm-Yaddaş (Anılar) Belgesel Film Stüdyosu’nun Genel Koordinatörlüğü ve Müdürlüğü. 1996-1998, Kayseri Erciyes Üniversitesi GSF-Sinema TV Bölüm Başkanlığı. 1998 Eskişehir Anadolu Üniversitesi İBF-STV Bölümü Öğretim Üyesi. Yürüttüğü dersler: Sinemada Görsel Yapı, Film Kamera Aydınlatma, Belgesel Estetiği, Yapım Yönetim. Doktora dersi: Film Grameri ve Çözümleme. Azerbaycan Devlet Sanatçısı. 16 sanat filminde görüntü yönetmeni. Yaklaşık 60 belgesel filmde; metin yazarı, yönetmen, görüntü yönetmeni senarist. Filmlerinden bazıları: Meydan, Baku Balkonları, Göç, Gelgel Bahar Günleri, Habib ve Gülhanım, Üzeyir Hacıbeyli, Elmas Yıldırım, Mirza Kazım bey, Mehmet Emin Resulzade…
Unvan:
Prof. Dr.

Okurlar

3 okur beğendi.
20 okur okudu.
19 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Derler ki, yazar olmak istiyorsanız ya ilgili konuyla bağlı mükemmel bilgilere sahip olmanız, ya da kimsenin haberdar olmadığı bir konuyu ele almanız gerekir.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Baskılara boyun eğmek istemeyen yapımcılar, içinde bulundukları olumsuz koşullardan kurtulmak için ülkenin öbür ucuna göç ettiler. Güney Kaliforniya, yıl boyu çekim yapmaya olanak tanıyan, son derece yumuşak bir iklime sahipti. Los Angeles varoşlarında kendiliğinden oluşan atölyeleri ve alelacele kurulmuş dekorları barındıran sıradan bir kasaba, 1913’te ‘Hollywood’ adını aldı.
Reklam
Sinema aydınlatmasında kullanılan ışık kaynaklarını şöyle sıralamak mümkündür: Anahtar (ana) ışık, nesnenin ana çizgilerini, konturlarını ortaya koyar; arka ışık nesneyi fondan ayırır; fon ışığı, nesnenin fonunu aydınlatır; dolgu ışığı, gölgeleri yumuşatır. Bu sıralama, bir sahne aydınlatmasının düzenlemesindeki sırayı da göstermektedir.
‘Sekans’, aynı mekanda geçen ve tek bir dramatik eylem içeren çekim ya da film parçasıdır. Bir sekansın belli bir zaman, tek bir mekan ve aynı oyuncularla gerçekleşen parçasına ise ‘sahne’ adı verilmektedir.
Balığın dünyası deniz gibi kokmalı; balık gibi kokarsa, çöpe atılır. Filmin de dünyası hayat gibi kokmalıdır; sinema gibi kokarsa, ömrü kısalır. Salondaki izleyici hayat kokusunu aldığında, karşılık olarak adımlar atacak ve perdedeki çerçevenin alt kenarını ‘aşarak’ perdeye, görüntünün içine dalacak, oradaki ışık, gölge, doğal ses, söz ve müzik oyununa katılacak, geçici de olsa, kendi kaygılarından uzaklaşıp katıldığı öykünün kaygılarıyla yaşayacaktır. Amaç da bu değil mi zaten?
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok