Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zekeriya Işık

Devlet ve Tarikat yazarı
Yazar
Editör
9.7/10
3 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
895
Görüntülenme

En Eski Zekeriya Işık Sözleri ve Alıntıları

En Eski Zekeriya Işık sözleri ve alıntılarını, en eski Zekeriya Işık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu haliyle tarikatlar zamanla teşkilat içerisinde teşkilat başka bir deyişle devlet içinde devlet gibi güçlü bir otonomiyle hareket etmeye başlamışlardır.
Tanrı'nın özünden bir parça olan ruhun bu beden ve tüm dünya hapishanesinden kurtularak engin berzahlara açılarak özüne dönmek için can attığı deruni bir anlayış ile hareket eden sufilerin zahiri düşünceden, anlayış ve yaşam biçimlerine ters düşüne hal tutumları hiçbir zaman anlaşılamayacaktır.
Reklam
Osmanlı İmparatorluğunda devlet en az din (İslam) kadar bir inanç konusu olup kutsal olarak kabul edilmiş. Dolayısıyla bu dönemde sıklıkla görülecek olan zındık,mülhid gibi dini kıstaslarla izah edilen suçlar ile devlete karşı işlenen suçlar özdeşleştirilmiştir. İslam’a saldırmakla sultana, devlete saldırmak aynılaşmış bu nedenle de aynı şiddetle kovuştuşturulmuş ve cezalandırılmıştır.
16. yüzyıl başlarında Safevi gailesi sırasında Anadolu’daki kızılbaş toplulukların İrana sempati beslemelerini ve olası işbirliklerini önlemek isteyen devletin, Bektaşi ve Halveti tarikatlarını işe koşması devletleşme dönemindeki en önemli devlet tarikat dayanışmalarından birisidir.
Devletin özellikle güçsüzleştiği son dönemlerde  şeyhlerin devlet yararına taşradaki problemlerde görev almalarının arttığı anlaşılmaktadır. Özellikle doğu Anadolu’da aşiretler ile problemler yaşayan devletin sık sık bölgede hatırı sayılır bir nüfuzu olan Nakşibendi şeyhlerine müracaat ettiği görülmektedir. Nitekim bir hadiseye göre Kürtler ve aşiretleri ndini vaazlar ile hükümetimize bağlılıklarını teyit etmek ve gayri müslim unsurlarla iyi geçinmelerini sağlamak için Nakşibendi Tarikatı şeyhinden Hacı Yusuf efendinin Hınıs ve Pasinler havalisine gönderilmesi hakkında bilgiler verilmektedir.
 Yani Şehyler devlet tarafında iken her an yerel güçlerin safına geçebilmektedirler bu onların her şeye rağmen korumaya çalıştıkları özerklik ile uzlaşma ve anlaşma konusundaki seküler becerilerinin de bir tezahürüdür.
Reklam
Nitekim bu büyük sempatizan, Muhip, derviş ve mürid taifeleri tarikatın o bölgede oluşturdukları bu güçten sonuna kadar yararlanmakta bu durum tarikata olan teveccühü daha da arttırmakta ve nihayet tarikat zaman zaman “devlet içersinde devlet” görüntüsü kazanacak kadar “güç eşiğine” ulaşabilmektedir.
Orta ve yeni Çağlar da ihtisas sahibi bürokrat azlığı, diğer taraftan ulaşım, iletişim, güvenlik vb. konularda problemler yaşayan devletin, tarikatlerin organize olmuş örgütlü yapılarına karşı kayıtsız kalması ve onları sisteme adapte ederek faydalanmaması düşünülemezdi.
Aşçı Dede’nin ”İmtihandan sonra hangi kaleme gitmek arzu edersiniz diye herkese sordular. Fakire de sordular. Gönlüme ciheti askeriye geldi, çünkü askerlik Cenabı Hakk’a giden iki yoldan biridir.”
Haçova Meydan Savaşı’nda yaşanan bir hadiseye göre savaşın ilk aşamasında alman kuvvetleri Osmanlı ordusunu geri çekilmeye mecbur bırakmış, hatta bir ara padişahın bile esir düşme ihtimali ortaya çıkmıştı. Bu esnada Ordu vaizi Şeyh Hızır Efendi, “Yeniçerilerden oluşan 100 kadar müridi  ile dualar okuyarak alman askerlerine saldırmış, yanındakilerle birlikte şehit oluncaya kadar savaşmış, onun bu hareketi önce Osmanlı ordusunda ki yardımcı sınıfları galeyana getirmiş, ardından da kaçmakta olan askerlerin geri dönerek ordunun toparlanmasını ve zaferi kazanmalarını sağlamıştı.”
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.