Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
YENİÇERİ-ULEMA İTTİFAKI
Tüm bu sorunlara ve askerî gerilemelere karşın, Osmanlılar 17. ve 18. yüzyıllarda kendilerini korumayı başardılar. Bu uzun soluklu krizin en ciddi sonuçlarından biri, devlet ve toplumda herhangi bir yapısal reform olasılığının önüne geçen ulema ile yeniçeriler arasındaki bir işbirliğinin ortaya çıkmasıydı. Askerler, tam anlamıyla silah zoruyla
ARTAN AVRUPA ETKİSİ
1699’un ocak ayında imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Habsburg ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Saldırgan rolündeyken Osmanlılar savunmacı rolüne geçmeye zorlanmış ve artık Avrupa örneğini ciddiye almaya başlamışlardı. Sultan III. Ahmed (saltanatı 1703-1730), ‘Lale Devri’ olarak bilinen dönemde reform hareketinin öncülüğünü yapmıştır ama orduya Avrupa yöntemlerini benimsetme çabaları, ulema-yeniçeri ittifakı tarafından engellenmiştir. Osmanlılar, 1729’da Avusturya ve Rusya ordularının tehdidiyle karşı karşıya kalınca, modern savaş yöntemlerini yerleştirmek üzere Batılı uzmanlar davet etmeye başladılar. Bir Fransız subayı olan Kont Alexandre de Bonneval, Humbaracı Ocağı’nı yenileştirmek üzere İstanbul’a geldi. İşini kolaylaştırmak için olsa gerek, Müslüman olmuş ve böylece reformlardan bir Hıristiyan’ın değil bir Müslüman’ın sorumlu olmasını sağlamıştır, Ahmet adını alarak, 1731’de Osmanlı hizmetine girdi ve 1734’te bir askeri mühendislik okulu kurdu. Kendine paşalık rütbesi ve ertesi yıl da ‘Humbaracı’ (topçu) unvanı verildi. Ancak reformları kök salamadı ve bir Avrupalı reformcu, Baron de Tott 1768’de İstan-bul’a geldiğinde, Humbaracı Ahmet Paşa’nın çabalarının neredeyse hiçbir izine rastlayamadı; Humbaracı orduyu yenileştirmeye çalışmamış gibiydi.
Reklam
III. SELİM VE BAŞARILARI
III. Selim, bu buhranlı dönemde askerî reformları uygulamaya koydu. İstanbul’da da etkisi hissedilen Fransız Devrimi’nden esinlenerek, yeni ordusuna ‘Nizam-ı Cedit’, yani ‘yeni düzen’ adını verdi. Fransa’dan uzmanlar çağırdı, yeni kışlalar ve talimhaneler inşa ettirdi, temkinlice ilerlemeye başladı. Ancak, reformlarını sürdürebilmesi için vergileri artırması gerekiyordu ve bu girişim büyük muhalefetle karşılaştı. 1805’te yeni ordusunu Balkanlar’da oluşturmaya kalkınca, âyan sınıfı ayaklandı. İsyanı bastıramayan padişah, aynı zamanda yeniçerilerin de kazan kaldırdığını gördü. Reformcular yalnız bırakılmışlardı ve bir kez daha yeniçeri-ulema ittifakı zafer kazanmıştı. III. Selim, 1807’de tahttan indirildi ve Nizam-ı Cedit ordusu da dağıtıldı.
Habsburg ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Saldırgan rolündeyken Osmanlılar savunmacı rolüne geçmeye zorlanmış ve artık Avrupa örneğini ciddiye almaya başlamışlardı. Sultan III. Ahmed (saltanatı 1703-1730), ‘Lale Devri’ olarak bilinen dönemde reform hareketinin öncülüğünü yapmıştır ama orduya Avrupa yöntemlerini benimsetme çabaları,