Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yezda Ari

Yezda Ari
@yezdatekemen
Diyarbakır
3 Ağustos
426 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Gecenin nefesleriyle bağım var; Öyküm paslandı artık.
Reklam
“Hepiniz böylesiniz, siz, aydınlar! Her şey yıkılsın, dünyanın anası ağlasın, tüfekler kendi kendilerine savaşa gitsinler, siz orada oturmuş, gülümseyerek, rahat rahat, inanma hakkından dem vurun. Ah!”
“Orada her şeyi bulacağımı biliyorum: et, kan bütün o gerçek tutkular. Ama, bilmiyorum neden, ben eninde sonunda gerçeklik duygusunu kaybettim: Hiçbir şey bana tam olarak gerçek görünmüyor.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“..Sen burjuva çocuğusun, bize öylece, kolayca gelemezdin; kendinden kurtulman, sıyrılman gerekti. Şimdi artık serbestsin, özgürsün. Ama özgürlük kendini bir yere, bir şeye vermek, bir şeye bağlanmak için değilse eğer, o zaman ne işe yarar? Kendi kendinden kurtulmak, temizlenmek için otuz beş yıl verdin, sonuç ne oldu? Hiçlik, boşluk!”
Öfkeyle, “Benim bir tek yaşamım var, diye çıkıştı, bir tanecik ! Ama siz bu yaşamın hiç bitmeyeceğini sanıyorsunuz galiba. Bir yıl kaybolmuş, ne çıkar, yerine bir yenisi konur, değil mi ? ” Gözlerinde yaşlar birikmişti : “ Hayır, konmaz ! Orada akıp gidecek olan benim en güzel yıllarımdır, gençliğimdir benim ! ”
Reklam
Mathieu, “ Bir yaşam gelecekle yoğrulmuştur, ” diye düşündü, tıpkı insanların boşlukla yoğrulmuş oldukları gibi. Başı­nı öne eğdi, kendi yaşamını düşündü. Gelecek ta içine kadar işle­mişti, orada her şey bir bekleyiş, inatçı bir bekleyiş ve bir sonu be­lirsiz süre, bir vade değil miydi ?
“şurada, bir sandalyenin üzerinde, gırtlağıma kadar kendi yaşamıma gömülmüş oturuyor ve hiçbir şeye inanmıyorum.”
“Istırap denilen şeyin en feci tarafı, onun bir hayalden başka bir şey olmayışıydı; insan ömrünü onun peşinde koşmakla geçirir, her zaman onu yakalabileceğini, ona kendini koyuvererek, dişleri kenetlenmiş, ölesiye ıstırap çekeceğini sanır, fakat tam kucağına düştüğü o an kaybolur, kaçar, uzaklaşır, geride yalnızca savrulmuş, saçılmış sözcükler ve inceden inceye özenle biriktirilmiş, uğuldayan düşünceler kalırdı.”
Yezda Ari
Bir kitabı okumaya başladı
Akıl Çağı
Akıl ÇağıJean-Paul Sartre
8.6/10 · 2.177 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
49 günde okudu
Bekle Bizi İstanbul
Bekle Bizi İstanbulVedat Türkali
9/10 · 128 okunma
Reklam
Sen kavgada güzelsin Şeftali dalında İstanbul seninle güzel İstanbul dendi mi İstanbul Bitmesin Süleymaniye’n martıların eksilmesin İşte merhaba işte yollarındayım Ne penceremde demir ne kapımda kilit Bitti yeşilin mavinin derdi Ekmek parası var şimdi kafamda Yumruklarım cebimde şimdilik Çoktan yollara düştü kayışlar bobinler Sabah karanlığında açtılar şehri Sesler geliyor fabrikalardan Siz kanterlere battınız ben başıboş Bu çeşme bu yol bu meydan İnanın tadı yok sizi düşünmedim mi Bulvarda yapraklardan bana ne Dizi dizi arabalar insanlar Bana ne bunların gidiş gelişlerinden
Herkesin saati kendi boynunda Saat dedin mi zaman Zaman dedin mi yemek Yemek dedin mi emek Bakın ne hesaplar var bunda Emek demek Yemek demek A eşittir A Tamam Ama B’yi çıkaracaksın Geriye kalırsa ne mutlu Zar zor üç öğün yemek Ömür yirmi dört saat demek
Bir kez insanlar gülmesini öğrendi Haberler geliyor ufukların ötesinden Asya’da Afrika’da Pasifik’lerden Papatya tarlaları gibi insanlar Ellerinde silah karanlığa karşı Gülmesini öğrendiler Karanlık şaşkın Çaresiz karanlık Boşuna bekliyorsun kukumav kuşu
İstanbul
Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürüm İstanbul Binbir direkli Haliç'inde akşam Adalarında bahar Süleymaniye'nde güneş Hey sen ne güzelsin kavgamızın şehri
“Önemli şeyler uçar gider, bir küçük ayrıntı kıymık gibi batıp kalır bellekte."
1.279 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.