Mehmet bana, "dipte uyuyan balık" gibi geldi. Onu uyandırmam mümkün olmasa bile, çocuklarımı alıp gitmeden önce en azından onun daha rahat uyumasını sağlamalıydım. Onun için gerçekten da­ ha fazlasını yapamaz mıydım? Ben, Hz. Mevlana'nm tarif erttiği "bo­ğulmuş insan" olmaktan ne kadar uzağım! Kendimi denize teslim edeceğime, inat ve aceleyle su yüzüne çıkıyor, üstelik cüzdanımı al­ mayı da unutmuyorum! Bu benim madde dünyasına düşkünlüğümü sembolize ediyor olmalı. Yol çok uzun! Kendini planlanndan nasıl kurtaracağını planla (OS, s.78), der Hz. Mevlana. Nasıl? Ancak "kalbimin yolunu" izlersem! Bunun ne anla­ ma geldiğini anlamıyorum. Ne olduğunu bile bilmediğim bir şeyin nasıl üstesinden gelirim? Yine cesareti kırılmış olarak zikirlerime dönüyorum.
Bugün her nedense yine çok ağladım. Ayrıca saplantılarım daha da güçlü bir şekilde ortaya çıkarak herşeyi gölgeliyor! Bunun gerçek­ ten üstesinden gelmiş olduğumu zannetmiştim. Ancak bu kadar uzun süre saplantılara sıkıştıktan sonra, bu kadar ani bir değişim çok kolay olurdu. Hz. Mevlana şöyle der: Günde elli sefer içimde şu sesi du­ yanm: "Avlanmayı bırak, aga atla" (OS, s. 58). Sanırım geri dönen sap­ lantılarım da bana şöyle diyor: Kendini aldatmayı bırak, herşey senin hayallerinden çok farklı.
Reklam
Bugün her nedense yine çok ağladım. Ayrıca saplantılarım daha da güçlü bir şekilde ortaya çıkarak herşeyi gölgeliyor! Bunun gerçek­ten üstesinden gelmiş olduğumu zannetmiştim. Ancak bu kadar uzun süre saplantılara sıkıştıktan sonra, bu kadar ani bir değişim çok kolay olurdu. Hz. Mevlana şöyle der: Günde elli sefer içimde şu sesi du­ yanm: "Avlanmayı bırak, aga atla" (OS, s. 58). Sanırım geri dönen sap­lantılarım da bana şöyle diyor: Kendini aldatmayı bırak, herşey senin hayallerinden çok farklı.
Bugün gerçekten elektrik yüzünden mi planlarımı uygulayama­ dığımı düşünmüştüm? Evet, yine her zamanki gibi, "ikincil sebepler avamın bunlarla uğraşması içindir. Niçin bunları unutuyorsun?" Bu­ nu unutmaz oluncaya kadar "uğraştırılacağımı" hissediyorum ... Hz. Mevlana şöyle der: ikincil sebepler Hakk'ın kalemi gibidir. Yazar ve ya­zılan Hak'tır. O istemedikçe kalem hareket etmez. Şimdi sen kaleme na­zar edip, "bu kaleme bir el lazımdır" demezsin. Sen kalemi görüp onu dü­şünürsün, ama onu oynatan eli düşünmezsin (FmF, MEB, s.343).
Şimdiye kadar, deneyimlerimi kelimelere aktararak günlüğüme yazmak zor geldiğinde benzetme, mecaz ve özellikle Hz. Mevlana'nm sözleriyle bu zorlu­ğu kısmen aştım. Bu noktada benim için, deneyimin niteliğini anlaşılabilir bi­ çimde ifade etmek mümkün değil. Kullanılacak zamirler dahi uygun değil. "Biz" uygun değil, çünkü iki kişi içeriyor. Ama "biz" "BlR" olmuştuk. "O", doğru değil. Çünkü bu zamir, algılamada "ayrılık, uzaklık" ifade eder. Varoluşun bu halini ifade edebilmeyi "biz", "ben" ya da "o" ile mümkün görmüyorum. Yine de en makul yaklaşım alıntıları kullanmak. Hadis der ki: "Allah ile bir an'ım var ki orada ne gönderilmiş Resullerden birinin ne de Allah'a yakın olan bir meleğin sığabileceği bir yer vardır." Fakat bu, daha büyük bir ölçü­nün tasavvuru için tamamen imkansızdır.
Bu yola çağrı ve sonuçları Hz. Mevlana tarafından mecazi olarak şu şekilde aydınlatılmıştır: Bu bir fil olmalı, kendisi uyurken rüyasında Hindistan'ı görebilen Hoş, bir eşek Hindistan'ı görecek degil, Çünkü o, böyle bir yerden aynlmış degil, Bir fil kadar büyük ve güçlü bir ruh olsun. Rüyasında onu görsün, tanısın ve ona koşsun. Fil o, ister ve arar Hindistan'ı ve düşünür, Ve düşüncesi geceleyin bir rüyete bürünür. "Allah'ı anmak"Bl her kendini bilmezin işi degil; "Haydi artık geri dönf"Bı bu her aptalın işi degil. Ancak sen yine de şüpheye düşme, bir fil ol, Degil isen çabala, dönüştür kendini, yükseklerde ol! (. . .) Bak gör, bir keresinde Jbrahim Edhem nasıl da gönlünün geniş Hindistan'ını perdesiz gördü rüyasında; bu böyle olunca, isteyerek ya da istemeyerek, zincirleri parçaladı, krallıgı dagıttı ve kayıplara kanştı Çünkü Hindistan'ı görmenin alameti budur: Jnsan uykusundan sıçrayıp uyanır ve deli divane olur. Tüm planlann üstüne toprak ve kül saçar; Zincirlerin tüm halkalannı kırar ve kaçar. 83
Reklam
289 öğeden 321 ile 289 arasındakiler gösteriliyor.