Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Uğur Ukut isimli okurun asıl gönderisini gör
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Değerli okurlar, Ne zaman okuma eylemini teşvik eden paylaşımlar görsem, " Allah'ım ne mutlu bana ki, lisanımdan anlayan kıymetli okurlar ile aynı havayı teneffüs etme onurunu bana bahşettin. " derim. Her ne kadar bazen, aykırı düşüncelere sahip olsak da! İyi ki varsınız, sevgili okurlar... Bütün samimiyetime binaen ifade ederim ki, asla latife olarak algılanmasın bu sözlerim... Uğur Bey izninizle, dün yaşamak zorunda kaldığım bir mevzuyu, sizin nezdinizde değerli okurlara yansıtmak isterim. Yaşamak zorunda kaldığım mevzu, sizin ileti ile görünüşte taban tabana o kadar zıt olsa da, şahsıma göre, " İşte! Tam, yeridir. " dediğim bir mevzu. Bu vesile ile de, sayfamda paylaşma ihtiyacı hissetmedim. Hem takdir edersiniz ki, süreç içinde paylaştığım iletileri geriye dönük çöp kutusuna taşımak gibi bir haslete sahibim. Evet! Değerli okurlar son yıllarda sıklıkla kaldığım gibi, yine öyle bir muameleye maruz kaldım ki... Nasıl anlatılabilir aklı kıt, zihni dar kalıplar arasında hapsolmuş insanlara, okuma sevgisi... Mevzu nasıl o noktaya geldi, hatırlamıyorum bile! Ama emin olduğum bir husus var ki o da, okuma eylemim hala ve hala sorgulanabilir olması. Oysa ki, benim okuma sevgim den, kime ne!... Söyler misiniz, bana sevgili okurlar? Bu nasıl bir zihniyettir ki; okuma eylemini dar kalıplar içine sıkıştırarak, sanki alelade bir mevzudan bahsedermişcesine muhatabını rencide etmek pahasına da olsa, " Sen! Bu saatten sonra, okumasan da olur! Hem bu yaştan sonra, okuyup da ne olacaksın ki? Örgü ör! " demenin mantığı ne?... Okumak eylemi, ne ara yaşa indirgendi... Hem okumak belli bir meslek icra edenlerin (Öğretmen, yazar gibi...) tekelinde mi ki, benim bu mevzulardan hiç mi, hiç haberim yok! Allah aşkına! Mantıklı bir cevabı olan var ise lütfen, beni aydınlatsın! Elbette ki, şahsıma karşı yapılan bu ithamlara karşı, tepkisiz kalamadım. Muhatap olmak zorunda kaldığım sığ beyinli insanlara, mütemadiyen verilecek bir cevabım vardır, var olmasına da, " Bu yaştan sonra profesör olur muyum ya da olmaz mıyım, bilmem ama bildiğim bir husus var ki, o da ne zaman bir kitap okusam bir kez daha ne kadar çok cahil olduğumun ayrımına varmış olduğum! " desem de, acaba muhatabım beni ne derece kavrayabildi. İşte orasını anlamak zor, vesselam... Bayram vesilesiyle, görüşmek zorunda kaldığım eş ve dostlarımın hazin ve içler acısı hali ortada! Varın siz düşünün, akrabalık bağlarıyla görüşmekle mükellef olduğum, insanlar arasındaki varlığımın düştüğü zavallı halini... Bir tarafta Uğur Bey gibi, okuma sevgisini derinden hisseden ve hissettirmeye çalışan bireyler, diğer tarafta okuma sevgisini hissetmediği gibi, köreltmek için en ufak bir an'ı bile fırsata çevirmeye çalışan bireyler... Teşekkür ederim, değerli okur arkadaşım Uğur Bey. Yalnız olmadığımı bir kez daha, bana hissettirdiğiniz için... Bütün okurların mübarek Ramazan Bayramını kutlar, selam ederim...
meltem şen okurunun profil resmi
Serpil Hanım bi' okur olarak, yazdıklarınızı okuyunca sakin kalamadım, düşüncelerimi belirtmek isterim: Çevre o kadar karma insanlardan oluşuyor ki... önyargılı-önyargısız, dar zihinli-geniş görüşlü. Tüm bu karmada, tüm bu kargaşada insanın kendini bulmaya, kendini anlamaya ihtiyacı oluyor. Bu, işte kişinin temel okuma itkilerinden biri, ama yine de değişkendir bu itkinin ardındaki... Sebebin değişkenliği aslında onun her kişide farklı şekilllerde ortaya çıktığını, kişiselliğini ve özel oluşunu vurgular. Peki nasıl olur da biz bu eylemin "kendimize has" itki sebebiyle okumanın büyüsüne kapılırken, kendi içimize dönerken insanlar dar bi bakışla yaptığımız, bizi dönüştüren, başkalaştıran o okumaları yargılayabilirler? Çünkü bu konuda bilgisizler, yaşamamışlardır. Kişi eğer okumanın büyüsüne bi' kere kapılırsa zannediyorum o uçkun eylemi asla kalıplara sokmaması gerektiğini bilir. Bu onu düşündürür, yorar ama anlar. Çünkü bu biraz da yolculuk gibi. Kimi kişiler vardır; morali bozuk olduğunda, çok mutlu olduğunda, heyecanlı dahi olduğunda kendini okumaya verir. Bunu okumak eylemiyle ruhuna kazır. Yaşamının temeline "okuma" eylemini yerleştirmiştir o. Her olayında ana kucağı olan okumaya geri döner. İşte yaşadığınız olayın altındaki fark bu Serpil Hanım. Siz, kitaplardaki ana kucağı samimiyetine erişmiş birisiniz fakat çevrenizdeki kişiler bu samimiyete erişmedikleri için okumanızı sorgulayacak kadar bilgisizler. Okumakdaki samimiyete erişen kişi bilir ki, eylemin özü özgür bi' uçkunluktan oluşur. Hiç bir an yalnız olmadığınızı bilin. Yaşadığınız türevi nice olayla ben de karşılaşıyorum yaşamımda. Patlama noktalarımı yeni kitaplarla kutluyorum, çünkü farklı ruhlar tanıma ihtiyacındayım, tıpkı sizin gibi... İçten yazınıza içten sevgiler.. :)
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Değerli okur arkadaşım Meltem Hanım, öncelikle naif düşüncelerinizi içeren geri bildiriminiz için, çok ama çok teşekkür ederim. Hemcinslerime oranla hangi ortamda bulunursam bulunayım, yaşımı hiç bir zaman gizleme ihtiyacı hissetmedim. Çünkü inanıyorum ki, her yaşın kendine münhasır bir güzelliği var. Şu anda gene imtina etmiyorum ki, kırkyedi yaşındayım ve bu yaşıma kadar okuma sevgimin köreltilmesi adına o kadar çok yaptırımlarla karşılaştım ki!... Hangi birini anlatayım... Birinci dereceden yakınlarım, gözlerim bozulmasın diye, kitaplarımı elimden alırken, ikinci dereceden yakınlarım okuma sevgimi tiye aldı. Oysa ki, göz bozukluğum doğuştan gelen ırsi bir özellikti, okumak ile zerre alakası olmayan! Ama anlatabildim mi? Nerde!... Okuma sevgimi alaya alanlara gelince de, ikna kabiliyetim elverdiğince ifade etmeye çalışmış olsam da, faydalı olabildim mi! Sanmam!... Daha dün yaşamak zorunda kaldığım mevzu, nafile bir çaba içerisinde olmuş olduğumun göstergesi, değil de ne?... İnsanların samimiyetsizliklerinden dolayı, kitaplara sığındım. İyi ki kitaplar var ve iyi ki, sizler gibi değerli okurlar ile tanışabildim. Sağ olun var olun, değerli okurlar...
meltem şen okurunun profil resmi
Rica ederim. Yaşadığınız ve hissettiklerinizde, kitaplara duyduğunuz samimiyette yanyana olduğumuzu bilin istedim. Nice okumalı, mutlu günler dilerim... :)
Uğur Ukut okurunun profil resmi
Söze nereden başlayacağımı bilmiyorum. Konu cok uzun ve derin. Ne soylesem biliyorum ki eksik hatta cok cok ekdik kalacak. Söylediklerinizin hedefine birebir oturtulmuş ve yıllarca mucadele etmis biriyim. Sizin oraları bilmem ama bizimki gibi küçük yerlerde özellikle ahırdaki süt veren bir inek, işini yaptığı halde okumaya zaman ayıran bir bireyden yeğdir. O dar kafa ve görüşlere göre okumaya ayrilan zaman heder olmus zamandir ve daha iyi değerlendirilmelidir. İşin garip tarafı bu kişilerin çok yakın çevreniz (eş, kardeş, ana, baba, evlat vs.) Olması daha vahim ve yıkıcıdır. Hele ki bir şeyler de karalıyor ve huzur buluyorsanız artık tam bir sapıksınızdır. Boyle hitabedildigi cok olmustur ve bizzat şahidim. "Bırak ya şiir yazan bir sapık O, O sapık mi, yanına kitap almadan tuvalete gitmez." Gibi sözlerin bizi ne kadar incittigini asla bilemezler. Bunlar en alltakilerdir Bunların bir üst sinifi "okuyup alim mi olacaksın sen taşını kes (ben mermercilik yapiyorum), yaş olmuş 50 hala okuma derdindesin gibi okumayı meslek ve yaşa indirgeyenlerdir. Bunlardan bir üstü biraz okuyup ne okumamız gerektiğini bizden iyi bilenlerdir. "Namaz kılan adamsın Gorki okuyorsun" ya da tam tersi "Allah'a kitaba inanmazsın kalkmış İmami Azam okuyorsun" gibilerdir. Halbuki okumak özgürlüktür. Vatanperverliktir, inançta doğruyu bulmak ve sağlam bir duruştur. Okumak saygı sevgi insan demektir. Dahası okumak kendi tercihlerinde bilinç demektir. Her okuyuş bilmediğimiz diyarlara kültürlere alışkanlıklara ve beyinlere yapilmis birer yolculuktur. O dar ve sabit fikirler hic bir zaman bunu goremeyecek ve bilemeyecektir. Bu konu yüzyüze konuşulmalı ki örneklerle aciklsyalim. Konu knemli uzun ve derin. Sozlerimi her zaman söylediğim bir sözüm vardır onunla tamamlayayim. "Kitap okumak kelimelerle narkozsuz beyin nakli yapmaktır." Saygılar hepinize. Ayrıca yorumlariniz için teşekkür ederim şeref verdiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.