Yorum

Turhan Yıldırım isimli okurun asıl gönderisini gör
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
Turhan hocam aklıma takılan bir soru oldu. Ben kurmaca metinlerde "tip", "tip üstü" ve "karakter" analizleri yaparken vidonuzda saymış olduğunuz şoför, manav vs. Bunlar karakter olabilir mi yoksa tip midir? Eğer karakter olabiliyorlarsa örneğin 'Don Quijote' u hangi olgu da değerlendirmeliyiz? Videolar için sonsuz teşekkürler bu arada.
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Burada metnin yapısı önemlidir. Örneğin Don Quijote bir anti-kahramandır. Bu romanda tipik bir gezgin şövalye tarif edilmez. Gezgin şövalyelerin parodisi konumunda karakterimiz Don Quijote vardır. Belirtilen figür metnin yapısı ve anlatım içinde nasıl konumlandırılmış kısmı belirleyicidir. Mesela videoda belirttiğim öyküde otobüs şoförü olan karakter anlatıcılardan biri ve farklılığını ifade ediyor. Aynı metinde yer alan ve yine anlatıcı olan satış görevlisi de yaşadığı ruhsal çalkantıları bize aktarıyor. Sadece sosyal boyutu içinde incelersek yani toplumda yer aldığı mevkiye göre bir anlatım yaparsak tip, bireye inerek anlatırsak karakterdir.
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
Anlıyorum hocam. Fakat şöyle bir durum söz konusu sanırım kendi fikrimce "otobüs şoförü" ve " satış görevlisi" için konuşuyorum ( bu arada kitabınızı şiddetle merak ediyorum ). Bertolt Brecht'in oyunlarını incelerken sıkça karşılaştığım(ız) ''Anlatıcı" figürü genelde " sevgili okur sen kitabın içine bu kadar girme çünkü ben anlatacağım sana" yani okuyucuyu veya izleyiciyi gözlemci alan durumu bu şekilde ele aldığımızda karakterlerden uzaklaşmış oluruz diye düşünüyorum. Ve bu durum ister istemez o karakterden uzaklaştırıyor okuru. Bu onun karakter olmadığı gerçeğini değiştirmiyor evet ama hikayesi genelde havada kalıyor. Ve 'tip' e doğru bir yolcuğu başlıyor karakterin.... Şimdiden kolaylıklar diliyorum bol karakter varsa bolbol çatışma da vardır şimdiden kaleminize yüreğinize aklınıza sağlık. Kolay gelsin hocam.
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Öncelikle sözleriniz için teşekküre ederim. Üçüncü şahıs anlatıcıda yazar belirli bir mesafeden karakteri bize anlatır. "Ben" anlatıcı devreye girdiğindeyse direkt karakterle karşı karşıya kalırız. Hele bir de çoklu anlatıcı varsa metin karnavala döner. Üzerine bir de tekinsiz anlatıcı gelirse tadından yenmez. (en azından benim için) Zaten bu "ben anlatacağım sana" kısmını kırmak için modern edebiyatın yazarı daha fazla birinci şahıs anlatıcıya yöneldi. Postmodernse işi daha da karmaşıklaştırıp bir de anlatıcıya olan güvenimizi kırdı.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.