Yorum

Mikail Balcı isimli okurun asıl gönderisini gör
Doru Yörü okurunun profil resmi
Damlacık Bundan tam yirmi bir yıl önceydi. Ormanların imara açılması için bilerek yakılmadığı, ülkemizin doğasının küresel şirketler tarafından yağmalanmadığı, orman canlılarının yabancılar tarafından katledilmediği, el değmemesi gereken kumların kamyonlarla Bakan’ın otellerine taşınmadığı, yurttaşlarımızın çevre sorunlarına duyarsız kalmadığı, sularımızın apak olduğu yıllardı. İşte bu mutluluk dolu ortamda bulunan bir göldeki suyun parçasıydı Damlacık. Damlacık’ın parçası olduğu Ülkü Gölü, kaynağını Ata Dağı’ndan çıkan sulardan elde ediyordu. Ülkü Gölü’nün çevresinden başlayan tatlı mı tatlı, sulu mu sulu meyveler veren ağaçların yerini, Ata Dağı’nın doruklarına varınca mis kokulu çam ağaçları alıyordu. Ülkü Gölü’nden Ata Dağı’na değin olan bölge, birçok canlı türünün eviydi: Ceylanlar yavrularıyla koşturuyor, arılar çiçeklerden polen topluyor, kuşlar ağaçlarda ötüşüyordu. Susayan canlıların gölden su içmeleri, badi badi yürüyen ördeklerin yavrularıyla gölün suyunda salınmaları, Damlacık’ı gıdıklıyordu. Hele o çocuklar… Tatillerde gelir ve cıvıltılarıyla ortalığa bir mutluluk da onlar saçarlardı. Ilgıt ılgıt esen yel, onların cıvıltılarını, tüm bölgeye yayıyordu. İnsanı, hayvanı, dağı, suyu, toprağı, havasıyla tümü doğanın bir parçasıydı; tümü tek tek bir bütünü oluşturuyordu. Bir gün, sıcaklık öyle yükseldi öyle yükseldi ki sıcaklıkölçer bile sıcaklığı çok güç ölçtü. Ceylanlar, ağaçların gölgesinde neredeyse devinimsiz durmaktaydılar. Ördekler, yuvalarından çıkmamışlardı. Damlacık da mayışmaya başladı. Mayışırken kendinde bir değişiklik duyumsadı. Yavaş yavaş sıvı durumundan gaz durumuna geçiyordu. Yüksek sıcaklık neler yapıyordu böyle? İvedilikle yükselmeye başladı. Ağırlığını yitirdikçe yükseliyordu ancak bu yükseliş, AKP döneminde bilgisini, ahlakını, namusunu, yurt sevgisini, vicdanını yitirenlerin önemli görevlere yükseldikleri gibi değildi. Damlacık yükseldi, yükseldi ve kendi gibi diğer damlacıklarla gökte birleşti. Apak bir bulutun parçasıydı artık. Yeller eserek bulutları devindirdi. Damlacık, Ülkü Gölü’nden çok uzaklaşmış mıydı? Sıcaklıklar düşmeye başlayınca, Damlacık üşümeye başladı. Üşürken bu kez de aşağıya doğru süzüldüğünü ayrımsadı. Kendiyle birlikte diğer damlacıkların da gaz durumundan katı duruma geçtiğini gördü hem de artık apaktılar. Lapa lapa yağan kar olmuşlardı. Damlacık süzüldü, süzüldü ve yağan karı yakalamak için avuçlarını açmış bir çocuğun eldivenlerinin üzerine konuverdi. Yaşam koşulları, sıvı durumdaki Damlacık’ı önce gaz durumuna, sonra da katı duruma dönüştürmüştü. Gölün belli belirsiz bir parçasıyken, eşsiz bir kar tanesi durumuna gelmişti.
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık 👏
Doru Yörü okurunun profil resmi
Mikail Balcı
Mikail Balcı
Teşekkürler.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.