1) "Boş işler" olarak tepki gösterdiğiniz yol, sonunda ışık gördüğümüz tek yoldur. Atatürk'ün "fazlalık"larını milletimiz hâlâ benimsiyor ve benimsemeye de devam edecek. O, yalnızca 100 yılımıza ışık tutmadı; 100'lerce yılımıza ışık tutmaya devam edecek ve biz de benimsemeye devam edeceğiz.
2) Bizim halkımız, Türk halkı, tebaa değildir. Nitekim etnisite oluşu asırlarca örnek olacak şekilde sürdürmüş bir milletiz. Bu halk; padişah da görmüştür, cumhurbaşkanı da, hükümdar da. Dolayısıyla yöneticiliğe hürmet edilir ve onay lazım olduğu zamanlarda gayet de onay alınır. Bu onay almanın, milletin kendinden emin olmayışından yahut güçsüzlüğünden geldiğini sanmak büyük bir yanılgıdır.
3) Başımıza, esarete göz yuman yönetici de bunu katiyen reddeden yönetici de gelmiştir. Fakat Türk halkının çoğunluğu buna uyarak hareket etseydi şu an -tahmin etmesi çok zor olmasa gerek- esaret altında yaşamaya mahkûmduk. Sadece baştaki şahısların esareti kabul etmemesiyle bunun önüne geçilmemiştir. Tarihte örnekleri bol bol bulunur.
Özetle, ümitsizliğe kapıldığınızda bunu, Türk milletini aşağılamakla boşa takmayınız. Milletin çoğunluğunun seçimi yanlış olduğunda şartları iyileştirmek, onları yermekle değil bilinçlendirmekle düzelir.