Değerli Hakan ne üzüntü vericidir ki siz İslam'ı bildiğinizi düşünüyorsunuz ama bilmiyorsunuz. Çünkü bir kişi bilerek İslam'a inanıyorsa, akli ve ahlaki problemi vardır. Bilmiyorsa da kaynaklarından okuyup ögrenmelidir. Değerli Hakan bu yapıda 8-9 yaşindaki çocuk evliliği yani çocuk tecavüzü meşru. Böyle bir yapı kutsal olabilir mi? Böyle bir yapıya inanılır mı? Çocuk evliliği ile ilgili Talak Süresi 4. Ayet ve Tecrid-i Sarih 1553 nolu hadise bakabilirsiniz. Namaz kılmayanı öldürün, dinden çıkanın ellerini ve ayaklarını kesin gibi vahşi örneklere girmiyorum. Lütfen konuyla ilgili insanları eleştirmek yerine inancınızı kaynaklarından öğrenin.
Değerli Hakan yobaz İslamcılar gibi sizde anlamak istemiyorsunuz. Çünkü amacınız gercekleri bulmak değil, kendinizi memnun etmek. O zaman bilimden ve felsefeden bahsetmeyeceksiniz. Yobazlar gibi inanmaya devam edeceksiniz. Çünkü inanmak, düşünmemek demektir. Başkaları sizin için düşünmüş sizin düşünmenize gerek yok. Ayrıca çocuk tecevüzü var diyorum. Bu sizin için bir şey ifade etmiyor mu? Örnegin konuyla ilgili verdiğim kaynakları kontrol ettiniz mi?
Merhaba Cafer Akkaya aynı noktadan bakmayan insanlar aynı şeyi göremezler bunu biliyorum. Ama sizin de bildiğiniz gibi biz bildiğimizi dillendirmekle sorumlu tutuluyoruz (Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker)
kimse bunu yapmakla ben bilen kişiyim rolleri kesemez zira uçup ve kibirden dolayı kendi cehennemini dili ile kazanmak olur bu da bize (müslümanlara) yapılan önemli bir tehdittir. Muradı ilahi nedir bilmiyorum ama ben Onun kullarına merhameti olduğunu düşünüyorum.
Herneyse ben şuna değinmek istiyorum. Mukatil bin Süleyman tefsir yönü ile ön pilana çıkmış fakat aktardığı hadisleri sağlam senetlerle kayıtlayamadığı için pek kabul görmemiş hatta tenkit edilmiş bir isim. Yani yukarida aktardığınız yazı, ayetin kendisi değil Mukatil'in edinim, fikri yada vardığı sonuç diye biliriz. İllaki birini suclayacaksanız yazarın kendisini suclaya bilirsiniz alıntı yaptıgı kitabı değil. Kur'an mukatil in tefsiri değildir Mukatil gibi niceleri daha tefsir yapmıştır ki her biri kendi anlağı üzere yormuştur. Diğer tefsirlerde olaya böylemi bakmış acaba. Bakın siz bile okuduğunuz bir tefsirden ne sonuçlar çıkarıp bunu yazmışsınız. Oysa ayete baktığımızda iddet süresi bekleyen kadının üç adet süresini beklemesinden adet gören biri olması gerektiğini anlıyorum ben ayrıca kimseye karnındakini saklamak yaraşmaz ifadesinden anladığım doğacak çocuğun babasının kim olduğu hususu iyice anlaşıla bilsin için. Hakkınızı vereyim siz hiç değilse hatalarına rağmen müslüman diyebilecegimiz bir tefsirci ile gelmişsiniz bazıları Turan Dursun'un meal ve yorumları ile geliyor. Bir ateistin kendi inançsızlığını percinlemek için Kur'an dan istifade etmesi bana hep garip gelmiştir hatta mucizevi çünkü Kur'an yaş ve kuru ne ararsanız o kitapta der bu ya Kur'an ya levhtir. Birde şöyle der bu Kur'an iman edenin imanını inkar edenin ziyanı arttırır. Dediğim gibi aynı çerçeveden bakmadığımiz sürece farklı manzaraları tasvir edip durucaz. Ben naçizane bana öğretildiği gibi size ancak Allah hidayet etsin doğruya hakikate ulastırsın demek ile yetiniyorum. Çünkü bana öyle geliyor ki herkese kendi manzarası isteği üzerine sevdirildi. Ha bide unutmadan diğer bir husus Nebi sallallahu aleyhi vesellem'in Hz Aişe annemizle olan izdivacı. Siyer alimleri bu hususta tam bir fikir birliği sağlayamamışken siz ne de kolay yaş aralığı vermişsiniz. Yukarıdaki alıntıya dayandırmayın çünkü hadis zinciri bozuk olan mesnetsiz söylemler hadis olarak kabul görebilir fakat imanı ve itikadı bir hüküm olarak kabul edilmezler.
Evet sözünüzü dinleyip baktım haklısınız. Henüz adet görmemiş kadınlar diye bir ibare var fakat bunun açılımında herhangi bir kusurdan dolayı ibaresi yer alıyor. Sizin çeviriniz muhtemelen küçük yaştaki sabiler diye ekleme yapmıştır. Sonuçta ikimizde bize servis edilen gerçeklere inanıyoruz. Biraz daha derin inmek istedim ve islamın evlilik için bir yaş tain etmedigini bunu anne babaların yada insanların genel kabulüne bıraktığını da gördüm. Bazı ulemanın evlilik yaşını 12 bazısının 15 bazısının ise 16-18 olarak uygun bulduğu açıklamalara da denk geldim. Ayrıca bu farklılıkların coğrafi konum kültürel alışkanlık erken yaşta regl olma gibi dayanakları oldugunuda. Şimdi Allah kulunu muhayyer bıraktı diye kulu kendi çocuğunu henüz sabi iken neden evlendirsin ki. Ayrıca belirli bir yaşa kayıtlanması örneğin Türkiye de olduğu gibi 18 yaş olsa bu daha zorbaca olurdu sanki. Tabiki sizin anladiğınız gibi sabi iken evlensinler demiyorum. Ama bir düşünün bugün Türkiye'de 18 yaş altı evlilik yapan ve evlilik dışı yaşayan hatta bu ilişkiyi sırf eğlence ve kendi duygularını tatmin için yaşayan kadın/kız ve erkekler var. Sonuç geçtiğimiz senelerde alınan bir kararla 18 yastan küçük evlenen eşlerin mahkeme kapılarında yaptığı eylemler. Evlilik dışı ilişkiler sonucu yaşanan maduriyetler. Erkeğin evine ve çocuğuna sahip çıkmaması yada cikamaması vs.vs. Çeşitli sebeplerle düşük yapılan yada bir çöp konteynırına bırakılan bebek yada ceninler. Ben bütün samimiyetimle söylüyorum küçük yaşta ve hele imkanların çok daha elverişli olduğu günümüzde 15-16 yaşına kadar erkek yada kız fark etmez evlilik yapılmasını uygun bulmuyorum. Allah'ın da bu yönde bir emri yok. Hatta ben evlenmeden önce bireylerin evlilik uzerine eğitim alması taraftarıyım. Hiç bir müslümanın da çocuğunu küçük yaşta evlendireceğini hele hele bunu dine dayandıracağını sanmıyorum. Maddi bir getiri yada ruhsal bir hastalıkla yapmıştır buda kişiyi bağlar dini bağlamaz. Geçen yıl yada daha evvet Pakistan'da çocuğunu satan babanın diğer çocuklarımı yaşata bilmek için demesi yada alan adamın eş olarak almadım işlerimi görmesi için aldım demesi gibi bunu dine dayandirmadan da meşru gerekçeler bula bilirler kendilerince. İnan okumak ve yazmak beni oldukça yordu. Artık cevap vermeyeceğim bu yetersizliğinden kaynaklı aslında ve ayrıca çok yorulmuş olmamdan. Herneyse hidayet bana kaldı sana bol günesli aydınlık günler zifiri karanlık soğuk geceler. 🙋
Önce kendi anladığımı yazayım ama tabi benim anladığım din değil hatalı görüşte olabilir. Bunu ehline bırakmak gerek ama biz dini herkesin müdahil olabileceği bir alan olarak gördüğümüz den ve bir hüküm beyan etmeyeceğini itiraf ederek yazıyorum. Rabbim gelecek nesillerin bay-pas veya beyin ameliyatı gibi işlere merak sarması dan tüm canlıları korusun. Demekki evliliğin gerçek olması için zifaf şartı var sanırım böyle bir durum resmi evlilik yapıp hiçbir şey yapmadan dolandırılan medeni hukuk madurları için müjdeli bir haber olurdu. Tabi ki bu durum o kadar istisna birşey ki artık zifaf gecesi kadının ölmus olması yada sihirli bir değnekle adamın birden bire ben vaz geçtim kızınla evlenmem lazım diye bu aktı bozması lazım. Ben bilmiyorum ama ihtimal hesaplaması yaparsak dünya nüfusuna yada müslüman nüfusuna oranla kaçta kaç bir oran. Velevki oldu da oldu benim torunumla kızımın koca adayının böylesi bir istisna ile evlenmesi gerekti. Ben senin gibi onları küçük çocuk olarak algilamiyorum. Evlilik çağına gelmiş erişkin olarak görüyorum. Allah mesut mutlu etsin derim. Hatta sen öyle bir istisna evliliğin sahibisinki hakkında ayet inmiş der gurur bile duyarım. Buna sen akılsızlık ahlaksızlık mı dedin. Umrumda değil.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.