Yorum

Ferman Mamedov isimli okurun asıl gönderisini gör
EstetikBit okurunun profil resmi
Schopenhauer’ın eristik diyalektik kitabını okuduktan sonra sizin kibir kokusu olarak ifade ettiğiniz şey de kibirle itham etmek anlamına geliyor sadece ifade şekliniz yumuşatılmış ve bu görüşünüze katılmıyorum ve size de böyle bir düşünceyi yakıştıramadım. Çünkü bizim yapmamız gereken hüsnü zan etmektir. Kendi bakış açınızla böyle bir düşüceye sahip olmuşsunuz. Kitabı henüz bitirmedim ama kitaplar her insanla ayrı konuşurlar. Merter’in göstermek istediği şey aslında bizim yıllardır sahip olduğumuz tasavvuf ve tasavvuf hakkında hiç bilgisi olmayan batılı insanların bilim dünyasına dahil ettiği psikoloji bilimi. Birbiriyle hiç karşılaşmamış iki insanın ve iki olgunun (Batılı psikoterapistler ve Mevlana/ tasavvuf ve psikoloji) aslında bir insanın kendini nasıl gerçekleştireceğini anlatmış. Hem de yıllardır sahip olduğumuz tasavvuf gibi nimeti almayıp kullanmayıp batıya o kadar özenmişiz ki kendi değerlerimizi görmemişiz. Batının bilim olarak koyduğu psikolojiye meğerse onlardan önce sahipmişiz. Merter aslında bizim bu eksikliğimizi ortaya koymuş. Ve tasavvufu farklı bilimlerle birleştirmek moda değil olması gereken bir gerçeklik bence. Ki siz de bilirsiniz her bilim dalı birbiriyle bağlantılı. Bunları birbirinden bağımsız olarak ele almak bizi bir yere götürmez. Sizin yorumunuza diğer bir eleştirim de şu: Psikoloji de tasavvuf da insanın manevi yönünü ele alan iki olgu. Elbetteki maddi yönünü ele almayacak. Ama sizin görüşünüzün aksine yine de ele alıyor çünkü bilinç/bilinç altı gibi dediğimiz şeyler aslında insanın maddi yönünü ele alıyor. Özellikle ego/nefsi emmare kısmı insanın maddi yönünü arzu ve isteklerini tatmin etmek isteyen insanın maddi yönü aslında. Ayrıca psikolojinin tasavvufla birleştirilmesini çok beğendim. İnsan beden ve ruhtan oluşsa da asıl tatmin ruhta gerçekleşiyor. Zamanın mürşidleri de hep insanı bu maddi yönden uzaklaştırmak için aç bırakmadı mı?
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
İslam mutasavvıflarının kullandığı meşhur bir ifade var: 'Kitaplarla olmaz bu iş!’. Şems-i Tebrizi, Mevlana'nın elindeki kitapları vurup havuza dağıtınca 'kitaplarla olmaz bu iş' demiştir. Ve yine Abdülhakim Arvasi, Necip Fazıl'a ne okuduğunu sorduğunda 'kitaplarla olmaz bu iş' dediği biliniyor. İşte bu kitaplarla olmayan iş tasavvuftur. İbni Arabi ve Mevlana okuyarak tasavvuf öğrenmek ve anlatmak hikayeden başka bir şey değildir. Onları küçümsemiyorum aksine çok büyük şahsiyetler, sadece kitaplarla olmayacağı.Tasavvuf hâl ilmidir. Kalbe gelen feyz, ilhamlarla olur. Batılı ilim adamların kitaplarında buna karşılık aramak nafile. Benzer şeyler bulunur fakat tasavvuf ne psikoloji ne de psikoterapi alanı değildir. Bu yazar tasavvufu psikoterapiye alternatif görüyorsa veya onun yerine koyuyorsa bu saçmalıktan başka bir şey değildir. 'Saçmalık' ağır ifade romantizm diyeyim. İlahiyat fakültelerinde tasavvuf diye öğretilenler felsefeden başka bir şey değil. Tasavvuf şeriatin olduğu yerde olabilir. Namaz yoksa oruç yoksa tasavvuf tedavi yöntemi olarak ne işe yarar?!
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
Kibir herkeste var ve kıldan ince. En çok alimlerde olur. İlmin afeti kibirdir. Peygamber efendimizin hadis-i şeriflerinde geçer bunlar. Ben 'kibir kokusu' bu yüzden dedim. Alçakgönüllülük ifade eden bir tane cümle bile okumadım. Alemlere rahmet peygamber dua ediyordu 'onlar bilmiyorlar, bilseydiler yapmazdılar' diye af istiyordu. Batılı ilim adamları da tasavvuf bilseydiler kendilerince arayış içinde olmazdılar. Sözü uzatmğa gerek yok, tasavvuf şeriati anlama ve anlamlandırmaktır. Ve kitaplarla olmuyor, Allah'ın kulunun kalbine verdiği ilhamlarla oluyor. Tabii ki mürşid gözetiminde.
EstetikBit okurunun profil resmi
Önce ilk cevabınıza cevap vereyim. Evet kitaplarla olacak iş değil ama şurası bir gerçek ki kitaplar kaynak göstermek içindir ve elde edinilen veri olgu bilgi herneyse tarihi olarak kayıt altına alınmış olur. Merterin kitaplara vurgu yapmasının sebebi bu olguların o kaynaklarda nasıl ele alındığını göstermektir. Diğer bir konu da evet tasavvuf psikoterapi alanı değildir ama ikisinin de amacı aynıdır. İki alan da insanın kendini gerçekleştirmesini tanrıyla birlik oluşturmasını ele alıyor. Sadece gidilen yol farklı. Ayrıca günümüzün şartlarını ve insanlarını düşündüğümüzde şeriatla bir yol aldıramazsınız ama psikoloji ile bu yola sokabilirsiniz. Geniş düşünmek gerekiyor o zamanın şartlarıyla bu zamanın şartları oldukça farklı ve insan bilinci her geçen gün daha genişliyor. Aslında farklı ya da zıt şeyler söylemiyoruz siz biraz dar bakıyorsunuz gibi geldi bana.
EstetikBit okurunun profil resmi
İkinci cevabınıza da şöyle cevap vereyim. Efendimize isnad edilen bir hadisinde 124/224 bin peygamber geldiği ifade edilmiş. Kaldı ki batılı ve müslüman olmadığı için farklı baktığınız bu insanlar Allahın varlığını inkar etmemişler ve ona ulaşmak için arayış içine girmişler. Bizler gibi körü körüne bağlanıp itaat et kurtul anlayışına sığınmamışlar, taklidi reddetmişler. Biz tasavvufu tamamen farklı bi yöne çekerek taklidde bırakmışız. Onların yanlış yolda olmadığını aksine bizim yanlış yolda olduğumuzu söyleyebilirim.
Elif okurunun profil resmi
Estetikbit, merhaba. Bu ifadenizle batılı filozoflar arasında peygamberler olabileceğini mi kastettiniz?
EstetikBit okurunun profil resmi
Merhaba hilal. Zamansal açıdan soruyorsan günümüzde böyle bir durum söz konusu olamaz zaten ama geçmişi de bilemem tabiki 🤷🏻‍♀️ vardır da diyemem yoktur da diyemem.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.