Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

NigRa isimli okurun asıl gönderisini gör
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Dün 6 puan verip bugün 8 puana yükseltmenden ilk yazdığın paragrafları çok iyi anlayabiliyorum Kevser. Eyy https://1000kitap.com/_Ged duy bunları duy!! :)) Bazı kitaplar için makaleler, tezler, akademik incelemeler okununca gerçekten kitaplar da çok farklı bir boyuta ulaşıyor. Çünkü standart okurlar olarak bizim bakış açımız sınırlı kalabiliyor. Sana "kitap emekçiliği" konusunda katılıyorum, postmodern ve bilinçakışının yanında Türk Edebiyatı'ndaki en deneysel kitaplardan biri olduğunu da söyleyebilirim. Leitmotif olayında haklısın, bunu incelememde belirttiğim birkaç durum hakkında kullanmıştım. Misal olarak, askerlik günlerini hatırlayan Zebercet'in sürekli ve düzenli bir şekilde traş alışkanlığı, gecikmeli tren, kadın, kedi gibi semboller. "düz okur bu kitaptan ne keyif alacak?" soruna da şöyle yanıt vermek istiyorum. Hepimiz bir gün düz okurduk, belki de hala öyleyiz, bilmiyorum. Fakat insana "sen düz bir okursun, beni daha çok araştırmalısın anlamak için" diyen bu tür kitaplar esas okuru bir tık üst seviyeye taşıyacak ve araştırmaya sevk edecek kitaplardır diye düşünüyorum Kevser. Ayrıca edebiyatta en önem verdiğim konulardan biri özgünlüktür. Kitabı ve yazarı sevmesem bile edebiyata katmaya çalıştığı özgün bir tarz sayesinde olumlu bir eleştiriyi de hak eder. Umarım daha çok kişi Anayurt Oteli'ni anlar ya da en azından anlamaya çabalar. Değerli incelemen için eline sağlık, bakalım
Osman Y.
Osman Y.
ne diyecek? :P
NigRa okurunun profil resmi
Dün de makaleleri okumuştum ama hala "Zebercet oteli giriş katından yönetir." anlatımını sevmiyorum. Fikrimi değiştiren şey başkaydı. Egolar, legolar kasıntı bulduğum açıklamalar. Gecikmeli tren, odalar, otel, erken doğması, doğumu, ölümü hepsini ince ince düşünmüş bu yönden çok sevdim. Ama bu kadar kabarık bir anlatım tercih etmese de olurmuş. :) Gizli anlam konusunda misal Bilge Karasu daha iyi bence, derin okumasan da okuduğunun bir keyfi oluyor. (Gece hariç.) Kararsızım bu konuda okur kitapla baş başa sonuçta daha fazlasını da isterse alsın ama almak istemezse de keyif alabilsin sanki. Yoksa hiç okurdan okura oradan derin okura nasıl varacak insan? Ne bileyim, yüzyılların tartışmasıdır bu belki de. :) Bu arada hiç Atılgan okumadım daha önce. Yazara bir ön yargım, bir fikrim olmadan başladım, Aylak Adam'ı da okurum sanırım.
Osman Y.
Osman Y.
"Demiştim zaten... Kült eser... Ben de çok sevmiştim... Başta ben de desteklemedim... Atılgan da zaten abimdir. :) "
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Kitapların hepsi kıyısından köşesinden psikoloji, psikanaliz, mimarlık, bilim, sanat, siyaset, ekonomi vs. gibi konuları tutar. Bu yüzden bu tür makaleler de edebi kurmacanın bir mantık temeline oturtulması diye yorumlanabilir. O yüzden psikanaliz tespitleri ve Lacancı psikanalizm gibi altyapılar bu tür kitapların anlamlandırılabilmesi için elzem olabiliyor. :) Sen zaten sembolleri ve kapalılığı seven bir okursun. Gerek Orhan Pamuk gerekse de Kayboluş gibi kitaplardan aşinayız buna. Ama Gece de bu işin en üst boyutlarından biri. Oradaki anlam epeyce kapalı, sisli bulutlar ardında. Burada ise biraz daha imkan veriyor Atılgan anlaşılmak için. Rahatsız edicilik de kullanılarak tabii ki. Ben ilk Aylak Adam'ı okumuştum ama çok fark etmiyor kronolojik okuması, o yüzden sıkıntı olmaz. Umarım onu da seversin. Osman'ı kürsüye davet ediyoruz bundan sonra. :)
NigRa okurunun profil resmi
Oğuz artık suyu çıktı bence ya bir tane daha odipus kompleksi yorumu beni kusturabilir. =) #41920492
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Osman psikanalizme de el atmış. :P
Osman Y. okurunun profil resmi
NigRa
NigRa
teşekkürler ne güzel incelemişsin işte :) Benim ağzımdan da yorum yapıyorsun Atılgan abilerimden değil :) Derin okumaya can kurban ne güzeldir, elbette her kitabı da her okur böyle okumak zorunda değil. Oğuz ve Murat çok güzel ele almışlar kitabı, okudukları kaynaklarla da birlikte. Ben biraz düz okudum, sembollere girmedim açıkçası ve Aylak Adam ve Canistan kitaplarından sonra okudum. Aylak Adam'da tabiri caizse bir "şehir serserisi" karakterimiz vardır, kadınlara o da hasrettir birlikte olmak ister ama kültürlü daha sosyal beyefendi delikanlı haliyle birlikte, Canistan ise az okunan ama bana göre mükemmel bir kitap, Atılgan'ın ölümüyle kitabın yarım kaldığını söyleyenler olsa da bana tamamlanmış gibi gelmişti, orada da Anadolu cinselliği güzel ve dozunda işlenmiştir. Zebercet bu , isminde meymenet yok demiştim :) böyle bir karakter-siz oluşturmak da büyük yazarların harcı olsa gerek, toplumdaki pek çok sapkınlık veya hastalığa da göndermeler var. Hatta insanın henüz keşfedilmemiş yönleri olabileceğine, neyi niçin yaptığının muammasına, kendisinin veya başkasının da bilemeyeceği taraflarına, insanın kötücül taraflarına. Psikoloji, psikanaliz, ruh, beyin, insanın insan ve hayvan tarafı, binlerce yıllık çıkarımlar, varsayımlar, dünyada olup biten yaşananlar, daha çok şey sayabiliriz. Eh inceleme gibi yorum yaptım :) Oğuz sana da teşekkürler tekrar :)
Samet Ö. okurunun profil resmi
"Başta ben de sevmemiştim" "Çocukluğa hiç inmeyelim" "Freud da abimizdir zaten." :) Şaka bir yana ne güzel muhabbet dönüyormuş burada. :) Yusuf Atılgan insan psikolojisinin derinine fazla indiği için keçileri kaçırmış bir yazar bence. Hâlâ Aylak Adamdaki psikanaliz göndermelerini düşünür hayretler içerisinde kalırım. Türk edebiyatında herkesin monotonluktan sıkılıp biraz yeniliğin arandığı yıllarda yazılmış olması da hâlâ ismini duymamızın sebeplerinden biri, zamanlama önemli. Sanıyorum ki yazıldığı zamanda okuyanların yarısından fazlası Atılgan'ın ne amaçladığını geçtim ne yazdığını dahi anlayamamıştır, çağının oldukça ilerisinde yazmış. Deneysel ya da postmodern roman türlerinin hitap etmesi amaçlanan kitlenin zaten azınlık olduğunu, edebiyata aşina olanların yenilik arayışına ışık tutmak amacıyla yazıldığının zaten hepimizi farkındayız. Bu da bana umut veriyor. Şöyle ki artık çoksatanlardaki saçma kitaplar dahi olsa belli bir okuma düzeyine geldik toplum olarak. Bu insanların bir kısmı, ki hiç de azımsanmayacak bir sayıdan bahsediyoruz, gerçek edebiyata ve en sonunda da 'acayip' edebiyata ilgi duyacağı kanısındayım. Bundan 30-40 yıl kadar sonra postmodern edebiyat Türkiye'de büyük bir patlama yaşayacak. En azından tarih bunu gösteriyor. O zaman Atılgan daha da değer kazanacak. Bir de Oğuz, psikanalizm demenin sebebi nedir? -izm dediğinde bir ideoloji anlaşılıyor, ben de buna bir gönderme mi var acaba diye düşünüyorum? Psikanaliz'in entelektüel bir disiplinden çıkıp ideolojiye dönüştüğü bir alanı ben bilmiyorum, aydınlat beni :))
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
“Deneysel ya da postmodern roman türlerinin hitap etmesi amaçlanan kitlenin zaten azınlık olduğunu” Bu kısımda aşırı hak veriyorum, zaten bu yüzden bu tür kitaplardan kaçınıyorlar, altyapısı ve anlaşılması bir tık daha zor olduğu için. Ahahah Samet, siyasi ideolojileri, sanat akımlarını, mimari tarzları araştırmaktan kafam yanmış artık. Her şeye -izm takısı ekler olmuşum. Mazur gör. :))
Samet Ö. okurunun profil resmi
Estağf., gönderme olarak kasti yaptığını düşündüm :)
NigRa okurunun profil resmi
Anca dönebildim beyler. Önce Osman sen yine onu der bunu derden öteye gitmemişsin, kitap özeti olmuş seni geçtim.😁 Samet çok satanlar gibi çöp edebiyat yapılsın demiyorum tabiki ama incelemede ya da dün yorumda yazmıştım Bilge Karasu tarzı sembolik anlatım daha samimi bir niyet sanki. 🤔 Oğuz bir sonraki psikanalizm yorumunda kusacagimi söylemiştim.🤢😁 Sabaha kadar uğramam daha arkamdan konuşmayın burda. 😁😁
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.