Tanrıların kendi aralarında sevişmek için dağ doruklarını seçmelerine İlyada'da parlak bir örnek bulunur (İl. XIV, 283 - 351) Zeus ile Hera'nın İda doruğunda sevişmeleri sahnesini okumakla doyamaz insan, bakın, bizim güzelim Kazdağı nasıl canlanıyor gözümüzde Homeros'un şu dizeleriyle, tıpkı bugün oralara gittiğimiz zaman nasıl
görürsek koca dağı:
Böyle dedi, aldı karısını koynuna, sarıldı,
Tanrısal toprak yumuşak bir çimen saldı,
taptaze lotos bir halı serdi toprakla aralarına,
safranlardan, sümbüllerden, tatlı bir halı,
uzanıverdi ikisi de halının üstüne,
sardı onları güzel bir altın bulut,
buluttan çiğ damlaları akıyordu pırıl pırıl.
Sahne İlyada'nın savaş stratejisi bakımından en önemli sahnelerinden biri. Üstelik edebi yönünün zenginliği yanında bu sahne Heinrich Schliemann'ın Troya Şehrini bulup talan etmesi açısından da önemli... Bu alıntı aslında Hesiodos'un neden daha önce okunması gerektiğinin cevabı olabilir. İlerleyen zamanlarda düşüncenizi bilmek isterim, sıralama açısından.
Kafamda oturması açısından bazı yerleri kağıda yazıyorum. Hesiodos'u siz önerene kadar bilmiyordum ancak okudukça önemini anlayabiliyorum. Elbette ilerleyen zamanlarda listeyi bitirip sizinle konuşmayı isterim, teşekkürler yorum için.
Çok iyi ediyorsunuz, gerisi su gibi akar böylece, ben teşekkür ederim, keyifli okumalar.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.