Pazarlamayla alakalı yazılanlara bir gönderme var galiba :)))
Teşekkürler öncelikle... Citizen Kane'in çok özel bir nedeni yok. Her şeyden önce çok sevdiğim bir film... O gün o hoş gülümsemesiyle bir anda karşıma çıktığında ben de aynı şekilde karşılık vermek istedim... Sonra da burada profil görseli oldu. Yeri gelmişken, keşke o çok sevdiğimiz film ve kitap karakterleri günlük hayatımızda daha fazla karşımıza çıksa, böyle sürprizler yapsalar :) Çevresinde sürekli aynı şeyleri görmekten sıkılıyor insan...
edebi eleştiri “peygamberime hakaret etti daha da okumam !!” mı?!
iyiymiş.
O incelemeden gerçekten bu sonucu mu çıkardınız? Yoksa insanların fikirlerini bu şekilde küçümsemek size ayrı bir rahatlama hissi mi veriyor? Bir çeşit terapi mi?
ne yazarsam yazayım bu "rahatladınız mı? terapi mi?" sorularınızın ardı arkası kesilmeyecek biliyorum.
haklı olan sizsiniz.iyi geceler.
Bana sorduğunuz sorunun seviyesinde yanıtlamaya çalıştım sizi... Aynı seviyede bir tartışmayla zaman kaybetmeyi inanın ben de sizin kadar istemiyorum... Size de iyi geceler...
Bu arada.. Dinle inançla ilgili konulara olan ilginiz sebebiyle size bir dizi önerim olacak. İzlemediyseniz mutlaka the leftovers dizisini izleyin. Kısa bir dizi ama senaryosu çok çok iyi. İnanç konusundaki en samimi anlama çabalarından birisi bence bu..
Teşekkürler. Diziyi seyredeceğim mutlaka. Zaten farklı birşeyler arıyordum, güzel denk geldi... ilk soruya gelince, bunun uzun bir cevabı var, buraya sığdırmak zor. Ama çevremde bu karakterlerle veya yaratıcılarıyla daha fazla karşılaşmak isterdim. Örneğin bir saat kulesinin yanından geçerken hemen yanında düşünceli bir şekilde saati inceleyen bir Ahmet Hamdi Tanpınar görseli konumlandırılsa güzel bir sürpriz olmaz mı:)
Aslında iş dışında bana kalan vakti genelde kitaplara ayırdığım için çok iyi bir dizi seyircisi sayılmam. Yeni dizileri yakından takip edemiyorum. Biraz geriden geliyorum o yüzden... Ancak tabii ki favori dizilerim de var. Sopranos'u defalarca seyrettim. The Wire, Carnivale, Mad Men, House of Cards, Shameless, Sherlock, GOT gibi dizileri fırsat buldukça takip ediyorum. Şimdi de sizin önerdiğiniz diziye başlayacağım:)
The sopranos benim de izlediğim en iyi dizilerden birisiydi ve bir edebiyat eseri aslında. The leftovers da bu kategoriden. İzlemediyseniz mutlaka six feet under, the fall ve benim için hayatımın dizisi olan battlestar galactica dizisini öneririm. Galactica muhteşem bir arayış öyküsü kesinlikle. Bizden yeditepe İstanbul "u muhakkak izlemişsinizdir diye düşünüyorum
Hepsi adını sık sık duyduğum diziler. Vakit buldukça tek tek başlayacağım. Yeditepe İstanbul’un yeri çok ayrıdır. Geçen yıl tekrarını verdi TRT... Bir kez daha seyrettim ve yine hayran kaldım...
Size iki önerim daha var: Oz. İlginçtir ki bu dizideki müslüman karakterin benzerini bulmak zor. 11 Eylül e rağmen senaryo milim sapmamış. Bir diğer dizi de kore dizisi painter of the wind. Ben de yeniden izlemeliyim. Kieslowski'nin DEKALOG serisini de izlediğiniz düşünüyorum.. Yeditepe İstanbul 'u seven bir insanla aynı mahallede yaşayan komşum gibi hissediyorum kendimi. O havayı teneffüs eden ve hele de 16 sene önce bunu yaşamış insanlar olarak, daha yakın. Ben de yeni bir diziye başlama zamanım geldi gibi hissediyorum...
Önerileriniz için gerçekten teşekkür ederim. Hem yerli hem yabancı dizide, sizde de eskileri sahiplenme durumu gözlemliyorum. Ben de eski dizilerin (çok eski olmasına gerek de yok aslında) daha tutarlı ve seyircisine çok şey katan diziler olduğunu düşünüyorum. Yeni diziler çok maliyetli olduğu için sürekli bazı dengeleri gözetmek durumunda ve bu da onları doğallıktan koparıyor. Yeditepe İstanbul'a bakışınız da çok içten:) ben o diziyi Şaşıfelek Çıkmazı ile kardeş kabul ediyorum :) Dediğiniz gibi, bu dizilerin hem kendisi hem de seyircisi çok özel... Gizli bir dernek gibi...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.