Nakşı görüp de nakkaşa nasıl kayıtsız kalayım? Varlığım ve mahiyetim, nasibim ve görevim O'ndan ve O'nun içinse, O'ndan gelen ışığa gözlerimi nasıl kapayayım?
Çölün merhametli kalbinde su her şey anlamına gelir de, yemin, on biri Yûsuf'un rüyasına giren yıldızın üzerine edilir. Ve Yûsuf, Züleyha'nın düşüne de gerçeğine de çölden gelir.
Binlerce görüntünün yüzlerce yıllık yorgunuyum. Ama değil, binlerce görüntünün yüzlerce yıllık yorgunluğundan değil yorgunluğum. Yorgunluğum bahtlara ayna olduğumdan, ölüye ölü diriye diri, bahtlıya bahtlı bahtsıza bahtsız. Yorgunluğum bundan.
Güven. O ki bir kez olsun güvenmemek kipinde çekimlense olumlu biçimi bir daha asla geri dönmeyecek. Kırılacağı yoksa da on yürek, bir kez güvenmeyince, dağılıp gidecek. Güven. O ki korunması için güvenmekten başka yolu yok.
Nakşı görüp de nakkaşa nasıl kayıtsız kalayım? Varlığım ve mahiyetim, nasibim ve görevim O'ndan ve O'nun içinse, O'ndan gelen ışığa gözlerimi nasıl kapayayım?
Züleyha ki Yûsufu sevdi. İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yûsuf'u değil, Yûsufta tecellâ eden nuru sevdiğini fark etti. Yûsuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız ona secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, önce aşkın kaynağını bildi sonra nurun Züleyha sûretinde tecellâ ettiğini fark etti. Biri sûretten nura yükselirken diğeri nurun sûrette tecellâ ettiğini idrak etti.