Kitabın ilk bölümünde Anadolu halkının özellikle Haçlı ve Moğol akınlarından sonra varlığını sürdürmesinin felsefi (Mevlâna), insani (Hacı Bektaş-ı Veli) ve edebi (Yunus) üç mimarı üzerinde duran yazarın ilgili şahıslara dair tartışmaya açtığı meseleler hala çözüme kavuşturulmuş değil. Biraz savunmacı ve zayıf yorumlarda bulunuyor üstat. Şahsen bu kitabın en dikkat çeken kısmının, ikinci bölüm olduğunu düşünüyorum. Karakoç'un, Yunus Emre'nin menakıbına yaklaşımı son derece şairane ve güzel. Peki bu düşünceler için mutlak olarak "böyledir" denebilir mi? Bu da bir yorum diyerek diğerlerine de kulak kabartmak gerekiyor. Yine de bir şairi bir başka şairden dinlemek her zaman değerlidir. Oyuna devam...