Sanırım okuduğum son Buket Uzuner romanı olacak. Bir kaç kitaptır devam eden son derece yapay diyaloglarla örülmüş Ateş romanı bendeki tahammülü tamamen tüketti. Kitaptaki ana karakter kayıp, karakterin eşi dostu akrabası Mardin'de toplanmış ama yok süryani şarabı, yok bilmem ne şerbeti, yok şu müzesi vs. takılıyorlar. Sanki roman değil de geze geze Anadolu içerikli bir roman okuyorum hissi veriyor. Evet bu kültürleri anlatmak da yazarın bir amacı olabilir ama bunu ders verir gibi değil, olayın içinde öyle yumuşak dokunuşlarla yaparsın ki okuyucuya itici gelmez.
Bana göre yazılmış olmak için yazılmış bir kitaptı. Hele "sözünün eri ne demek sözünün kadını!!!" tarzı yeni moda sjw diyaloglara girmeyeceğim bile.