Zaman kavramını tümüyle yitirmiştim. Dün ile bugün kol kola girmişler. Beni şaşırtmak için tüm hünerlerini sergiliyorlardı sanki. Kâh neşe içinde, uyumla dans ediyorlar; kah amansız bir savaşın dövüşçüleri olup kıyasıya hırpalıyorlardı birbirlerini.
‘Biliyorum, imkansız aşk bu! Ama hükmediyorum kendime…’ demişti Murat. ‘Çünkü yüreğim seni çok sevdi!…’ diyerek dizelere dökmüştü.
‘Yüreğim seni çok sevdi
O yürek talan
O yürek yangın yeri
O yürek seni istiyor
Bir tek seni….’
Bence yürek işiydi aşk! Beynin güç kazandığı, öne çıktığı yerde yüreyin işlevi geri plana düşüyor, düşünceler ve mantık baskın çıkıyordu. Beynimin yüreğimden önce hareketlenmesi, körkütük aşık olma şansı tanımıyordu bana.
"Evet" 'le "Hayır" arasında ılımlı bir yol bulamaz mıydın Aslı? Neden "Belki" 'yi aklına bile getirmedin. Oysa o "belki" daha sonraki "keşke" 'lerin önüne geçebilecek sihirli bir kelime olabilirdi...
Risk almak kolay değildir . Hem oyunda hemde gerçek yaşamda. Yaptığın her hamlenin doğruluğuna inanırsın , çünkü başlangıçta senin kontrolün altındadır. Ama , karşındaki oyuncunun ya da oyuncuların yapacakları hamleleri de göz önünde bulundurman gerekir.