“Her şeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.” der şair Cemal Süreya, Edip Cansever için.
Herhangi bir fikrin şairi değildir Cansever. İnsanı temele alan bir şiiri vardı. Günlük hayatın içinde insan ruhunu yakalamak, onun sesi olmak için yazanlardandı. O, kaybolup giden sokakların, ruhların peşinde bir şairdi. Yaşadığı her günü şiiri evcilleştirerek, şiirde kendini ve insanı arayarak geçirdi Edip Cansever. 19 şiir kitabı ve binlerce dizesiyle, sonsuza açılan bir pencere gibi, her yeni kuşakta katlanarak büyüyen bir okur kitlesine seslendi.
Sonra hep beraber sığınmak
Nereye?
Kendimize.
İnsan günün her parçasında yaşamıyor
Bu çok doğru
Evet bu çok doğru
Yüzümü size çeviriyorum, siz misiniz?
Elimi suya uzatıyorum, siz misiniz?
Siz misiniz, belki de hiç konuşmuyorum.
Belki de kim diye sorsalar beni
Güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım
ellerimi
Belki de alıp başımı gideceğim
Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
Nereye, ama nereye olursa gitmenin
Hüzünle karışık bir ağrısı.
Bana sorarsanız ters çevirin uykuları
Alın şu adını ‘ben’ koyduğunuz geceyi
Bakınca göreceksiniz, daha bakınca bir ötekini
Geceler, işte geceler
Gündüzler, işte gündüzler
Beyaza siyah penguen sürüleri gibi
Ama elinizden ne gelir ki
Siz dolgun yaşamaya bakın günleri.