Bugün bok gibi bir güne uyandım. Bu lanet hissin yaşanmaması uğruna var olmamayı dilerdim. Doğa ise benimle dalga geçiyor. İki aşırı uç arasında beni götürüp getiriyor. Denge noktasına ulaşmama izin vermiyor. Aşırı uçlarda karşılaştığım herkes, doğanın bu sinsi oyununun bir parçasıymışçasına uzaklaştırıyor beni kendisinden. Zamanın ters, sohbetin anlamsız olduğunu anımsatıyorlar. Ama sadece bana. Anlıyorum ki ben zamanın dışındayım, ilişkilerin dışındayım, samimi duyguların dışındayım, tüm kapıların dışındayım ve kapılar kapalı. Ben düz bir yolda hiç bir şey ve kişi için durmadan ve hiçbir şey ve kişi tarafından durdurulmadan geçip gitmesi gereken yıkık bir arabayım. Ben zamanının dolmasını bekleyen ve karanlığın içinde bir başına duran bir gaz lambasıyım. O araba neden yol almaya devam etmeli, o gaz lambası neden yanmaya devam etmeli bilmiyorum. Karanlığın ve ömürlük yolculuğun ağırlığı altında tek başıma eziliyorum ve gerçekten çok yoruldum.