Bir süre önce okuduğum, incelemesini yazmaya bir türlü fırsat bulamadığım, psikoloji ve dram konulu, her karakterinin ayrı bir hikayesi bulunan, okurken asla sıkılmadığım, konusuyla, düşündürmesi ve sorgulamaya teşvik etmesiyle sürükleyen kitap Veronika Ölmek İstiyor. Evet Veronika ölmek istiyor ama neden ölmek istiyor, kitap boyunca bunun cevabını aradım durdum satırların arasında kendimce. Yer yer Veronika'nın hissettiklerinin kendi içimde saklamaya çalıştığım duygular olduğunu farkettim. Aslında herkes biraz Veronikaydı, hatta sadece Veronika değil, Eduard, Zedka ve Mariydi... İnsanların iç dünyasında var olan ve gün yüzüne çıkarmaya korktukları yanlarıydı bu karakterler. Peki tüm bu karakterlerin ortak yanı neydi ? Tabiki anlam! Karakterlerin var oluşlarını anlamlandırmak istemesi. Tek düzelikten kaçma isteği, kendin olamamak, kendini ifade edememek, sürekli tutsak hissetmek, kalıpların kuralların içerisinde olmak. Toplum tarafından kabul görülen şeylerin normal davranış sayıldığı, farklılıkların delilik olarak adlandırıldığı bir dünya içerisinde hayatta kalma çabası. Topluma rağmen kendini gerçekleştirme cesareti içerisinde bulunan bu karakterlerle alakalı çok şey yazmak isterdim ama spoiler vermek istemiyorum. Kitap ile ilgili söyleyebileceğimiz şeylerden biride kitabı not alarak okumanızı öneriyorum çünkü herkesin kendi hayatında hissetmiş olabileceği duyguları barındırıyor içinde ve bu duygulara rehber olabilecek nitelikte kelimeleri. İncelememi kitaptan şu alıntı ile bitiriyorum "İçindeki sen başkalarının biçimlendiremediği sen" bunu hiç unutmadan, içimizdeki bize kucak açmalıyız.