Shakespeare'in en beğendiğim eserlerinden biri. Okurken o kadar farklı duygu durumları yaşıyorsunuz ki her sayfada karakterlere bakışınız değişiyor. Özellikle Shylock karakteri beni çok düşündürdü. Bazen haklı bazen haksız bulduğum bu karakter gerçekten de tam anlamıyla insanoğlunun temsili.
Irkçılığa maruz kalan karakterimiz intikamını almak ister, çoğu insanın isteyeceği gibi, ancak hikayenin sonunda işler hiç de istediği gibi gitmez. Bu noktada özellikle iyiliğin ve sadakatin temsili niteliğindeki Antonio karakterine daha çok sempati duyabiliriz ancak unutulmamalıdır ki Shylock'un bu intikamı bu kadar fazla istemesinin sebebi Antonio'un tavırlarıdır.
Velhasıl dünyada tam anlamıyla salt iyi bir insan olamayacağı gibi salt kötü bir insanda bulunamaz. Ayrıca eserde sürekli olarak Shylock'a Yahudi diye seslenilerek aşağılama ve hakaretle davranılması size Shakespeare'ın ırkçı olduğunu düşündürmesin. Eserin geçtiği zaman ve mekan Yahudilerin Avrupada hoş görülmediği bir dönem. Yazar da doğal olarak dönemin şartlarında bir eser ortaya koymuş. Bu noktadaki kuşkuları dindirebilmek için çevirmen Özdemir Nutku'nun eserin başındaki Oyun Üzerine yazısını mutlaka okuyunuz. Ayrıca Shakespeare'in eseri oluştururken hangi edebiyat yapıtlarından faydalandığı ve dönemin hangi olaylarının etkisinde kaldığını tam anlamıyla idrak edebilme açısından bu yazıyı okuduktan sonra esere geçmenizi öneriyorum.