Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

k.

Sabitlenmiş gönderi
Hiç şakadan anlamıyorsun Muazzez, ben seni terk etsem en fazla perdenin arkasına saklanırdım.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Nesnel ve akıllı olabilme yetisine sahip olmak sev me sanatını başarmanın yarı yolu sayılır, ancak kişinin bunu ilişki kurduğu tüm insanlar için geçerli kılması gerekir. Eğer kişi nesnelliğini sevdiğine saklamak ister ve diğer ilişkilerinde nesnel olmazsa, her durumda başarısız olduğunu kısa zamanda görecektir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Gençlerimize kişinin eğlence adamı olarak değil de insan olarak başarıya ulaşabileceğini göstermek istiyorsak, onların geçmişte ve bugün insanın insan olarak neler yapabileceğini kanıtlayan kişilerimizi tanımalarını sağlar, tüm çağların geçmiş en büyük edebiyat ve sanat eserlerine dikkatlerinizi çekeriz. Böylece kafalarında doğru ve yanış şeylerin ne olduğuna ilişkin ışık yakmış oluruz.
Sayfa 136Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim Batılı disiplin anlayışımızın (tüm diğer ahlaki konularda olduğu gibi) en şanssız yanlarından biri, disiplin uygulamasının acı verici olduğunu ve ancak acı veriyorsa "iyi" olduğunu düşünmemizdir. Başlarda bazı direnmelerin kırılması gerekmişse de, Doğu insanı -ruhsal ve bedensel olarak- iyi olanın aynı zamanda uygun olması gerektiğini çok önceleri fark etmiştir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Çağdaş insan işlerini hızla yapmazsa bir şey - zaman- yitirdiği kanısındadır, fakat kazandığında o zamanla ne yapacağını bilemez, o zamanı öldürmekten başka yolu yoktur.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Her şeyden önce, bir sanatın uygulanmasında disipline gereksinim duyulur. Eğer ben bir şeyi salt "canım istiyor" diye yapıyorsam, benim için bu eğlenceli ve güzel bir uğraş olabilir. Ne var ki disiplinli bir şekilde çalışmadığım için o sanatta ustalaşabilmem olanaksızdır.
Sayfa 128Kitabı okudu
Tümüyle dinsel kültürlere bağlı insanlar sekiz yaşında bir çocuğa benzetilebilirler; bu yaşta bir çocuk babasının yardımını gereksinir ama öte yandan babasının öğüt ve ilkelerini kendi yaşamında uygulamaya başlamıştır. Çağdaş insansa üç yaşında bir çocuk konumundadır. Ancak gereksinim duyduğu an "baba" diye bağırır. Gereksinimi yoksa eğer oyununa dalıp gider.
Sayfa 123Kitabı okudu
Ortaçağdakine benzer dinsel kültürlerde olduğu gibi, sıradan insanın Tanrı'ya imdatlarına koşacak anne ya da baba gibi baktıkları gerçektir. Ne var ki ortaçağ insanı Tanrı'yı ciddiye alıyordu. Tek amaçları Tanrı'nın koyduğu ilkelere göre yaşamaktı, "kurtuluşu" başlıca uğraşları olarak görüyor, diğer işlerini geriye atıyorlardı. Böylesi bir uğraştan bugün söz edemeyiz. Her türlü dinsel değer güncel yaşamımızın dışına çıkmıştır.
Sayfa 123Kitabı okudu
İnsanlar ilkesizliğin ve inançsızlığın huzursuzluğu içindeler. İlerlemekten başka bir şansları olmadığının farkındadırlar. Bu nedenle büyüyemez, çocuk kalır, başları sıkıştığında anne ya da babalarının imdada yetişmesini beklerler.
Sayfa 122Kitabı okudu
200 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm
8.4/10 · 18,5bin okunma
Reklam
Kendi hayatına anlam kazandıramadığını anlayan kişi, bu eksikliğini çocuklarının yaşamını değerlendirerek gidermek ister. Ne var ki kendisi başarısızlığa uğrayacağı gibi, çocuklarını da peşinden sürükler.
Sayfa 120Kitabı okudu
(nevroz - putlaştırıcı sevgi)
Bu süreçte kendini tüm güçlerinden yoksun bırakır, sevdiği kişide kendisini bulacağı yerde onda kendini yitirir. Hiçbir put kendisine tapan kişiye kendinden beklenenleri veremeyeceği için geçen zamanla birlikte düş kırıklıkları başlar ve çare olarak yeni bir put aranmaya başlanır.
Sayfa 118Kitabı okudu
Emek sahipleri güç ve hünerlerini var olan piyasa koşulları altında sermaye sahibine satmak durumundadırlar, aksi halde açlıktan ölürler. Bu ekonomik yapı değerlerin hiyerarşisini yansıtır. Sermaye yemeğe buyurur, sonunda cansız, ruhsuz şeyler yaşayan emekten, insanoğlunun gücünden daha değerli az hale gelir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ayakkabılar yararlı ve gerekli olabilir ama pazarda talep edilmiyorsa hiçbir ekonomik (değişim) değeri yoktur. İnsan güç ve hünerine de var olan piyasa koşulları altında talep yoksa değişim değerleri de yoktur.
Sayfa 103Kitabı okudu
Kapitalist toplum bir yandan politik özgürlük ilkesi, diğer yandan tüm ekonomik ve toplumsal ilişkileri pazarın düzenlediği bir temel üzerinde yükselmektedir. Meta pazarı, malların hangi koşullarda alınıp satılabileceğini belirler, emek pazarı ise emeğin alınıp satılmasını düzenler.
Sayfa 103Kitabı okudu
Eğer toplum yapısı bir otoriteye boyun eğiyorsa - otorite ister açık ve seçik görülsün, ister piyasa ve kamu düşüncesiyle genel olsun- onun Tanrı kavramı çocukça olacak, olgunlaşmış kavramdan çok uzaklarda bulunacak.
Sayfa 100Kitabı okudu
681 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.