"alnım aktır, geç kağıdım mühürlü
şimdi Belkıs bile besmeleyi çekmiştir
kurumayan nehir, ölmeyen çocuk varsa bilirim
neşenin kovduğu ne varsa yavaşlatan, getirdim
nerede söndü ateş, nerde çadır toplandı, sorun ki söyleyeyim"
Kitabı bana bir arkadaşım hediye etti. Bu kişi aslında sadece arkadaşım değil. Çok kıymet verdiğim bir dostumdur. Kitap içeriği ve konusu olarak çok güzeldi. Okurken çok farklı duygular yaşadım. Kısa ve özdü. Yazara ve dostuma çok teşekkürler.
"dilime ekşi, küflü, yeşil limon kokusu sindi dinleyin
belli olsun kim değil gecikmeyen içimizde
gönlüm rahat anlatırım hepinize, çok sevinçle geciktim
her işini bitirmiştir geciken
sizi gördüğüme sevindim."
"sana kinim vardır elbet senden başka kimim var
kimim kimsem yok değil kesilmedi zürriyetim
kesilmedi hiç nefesim koştumsa da ateşle
su olsun diye yazdım bana kimler sus desin
konuşan özneyim işte, isteyenin mezarına tüküren
kin kimi öldürürmüş belki yaşarız böylece
kahpenin dümeniyle yaşamanın seyrinde
namerde mert der miyiz ölsek onun
Bu kitabı okudum da paylaşıp paylaşmamak arasında kaldım ve yine her zaman ki sonuca vardım; evimin kapılarını kapatsam da toplum dediğimiz şey benim kafamda, öyle bir yerleştirmişler ki artık insanlık yok olsa yeryüzünde bir ben kalsam da beş para etmez, göz yaşlarımla yıkayıp gülüşümle ısıttığım topraklar da yükselen yosun kaplı kocaman bir duvarım var. Ee o zaman elimde çekicim, ben geldim...
Kapağında Pavyon Öyküleri yazıyor diye ayyy Allah aşkına okunacak başka şey mi yok, ne merak ediyorsun ah o kadınlar düşmüş (!) (sarı sayfa ilanlarına göz atarsanız bazı yerlerin yüksek ücretlerle 'bayan' eleman ilanlarına denk gelirsiniz bazı şeyler tercih meselesi olabilir) ... gibi saçma sapan yorumlara kapatıyorum kulaklarımı ben diyorum ki merak edilecek çok şey var ama bu kitap o merakı söndürmeye yetmiyor. 23 kadın yazarın 23 hikayesi bu yüzden pavyondan çok, kadınlardan oraya giden erkeklerden fazla detaya girmeden edebi bir tarzla üstü kapalı bahsetmiş. Bu konu hakkında detaylı bir araştırma, röportaj ne bileyim gidenlerin çalışanların anlattıklarıyla psikolojik bir değerlendirme beklemiştim. Alırken içime düşen umut bir kuşun kanadına takılıp terk etti beni ve bende dedim ki Dilber evin barkın yok mu?