Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeyyze

Acı çekmek ile devam etmek arasındaki kıldan ince çizgi hayal edebileceğinden çok daha incedir. Klaus Mikaelson
Reklam
Pdf Kitap
Kendine iyi davran güzel insan - Beyhan Budak Pdf kitap olan var mı acaba?
“Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın. Yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin.“ Hadis-i Şerif

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Allah yolunda öldürülenlere “ölüler“ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” (Bakara, 154)
“Nefis durgun su gibidir. Dıştan bakılınca paktır. Ama biraz karıştırılınca altındaki kirler üste çıkar.“ Ahmet b. İsa el-Harrâz (k.s) Semerkand Takvimi
Reklam
Haklının Hakkı Bir insan, herhangi bir konuda veya durumda haklıysa, birtakım sebeplerle onu haksız duruma düşürmek müslüman sıfatı değildir. Din adına da dünya adına da yalan söylenmez. Haksızlık edilerek hak korunmaz. Bir hakkı korumak için başkalarıyla münakaşa ve çekişmeye girmek de müslüman ahlâkından değildir. Hele ki münakaşa ederek karşısındakinin hakkını yemek, o haklıyken haksız göstermeye çalışmak da zaten bir münafıklık alameti olarak kabul edilir. Gerçekte hak, lafla değil, edeple korunur. Edep, hak karşısında boyun eğmektir, haklı olana hakkını vermektir. Edep, dosta merhamet, düşmana da adalet göstermektir. Yardımlaşmak Dünya hayatındaki ihtiyaçlar, insanları bir arada bulunmaya ve toplu yaşamaya zorunlu kılmıştır. İnsanlar en küçük topluluk olan aileden başlayarak köy, kasaba ve şehirleri kurmuş, milletler meydana getirmişlerdir. Büyüklü-küçüklü topluluklar halinde yaşamak zorunda olan insanlar için bu yaşayışın da bir nizamı ve düzeni olması gerekir. Bu düzenin en temel harcı yardımlaşmadır. İnsanlar yardımlaşarak dünya ihtiyaçlarını kolayca elde etme yolunu bulurlar. Ebedi ahiret saadetinin yolu da yardımlaşarak kolaylaşır. Semerkand Takvimi
Nasihate İhtiyaç Kişi kendi eksiğini başkası kadar net göremez. Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], “Din nasihattir!” buyuruyor. Kimden gelirse gelsin nasihate açık olmalıyız. En azından bize yöneltilen farklı fikirleri düşünüp değerlendirmeliyiz. Atasözü, “El elin aynasıdır” der. Nasihat almak da olgunluk ister. Ben her şeyi bilirim düşüncesindeki insanlar nasihat dinlemezler. İbn Abbas [radıyallahu anh], Hz. Ömer’in [radıyallahu anh] hutbe okuyacağını duyunca kilometrelerce öteden yürüyerek gelir, minberin önüne otururdu. Onlarda bu derece nasihate karşı iştiyak vardı. Dolayısıyla işlerinde başarılı oluyorlardı. İnsan bir meclis içinde yapılan ikazları üzerine almalı, kendisine uygulamalıdır. Eğer herhangi bir sohbette bir tavır eleştiriliyorsa o kötü halin kendisinde olup olmadığını düşünmelidir. Başkalarına kulak tıkamak kibrin göstergesidir. Mümin müminde gördüğü eksikliği, usulü, üslubu dairesinde hatırlatmalıdır. Çünkü hakkı emretmek ve kötülükten sakındırmak müminin şiarıdır.
“Cihadın en faziletlisi kötü arzulara karşı verilen cihaddır.” Hasan-ı Basrî (kuddise sırruh)
İman İman; Allah’ın varlığını, birliğini, O’nun ortağı ve benzeri olmadığını, bütün varlıkları yaratan ve yaşatan, öldüren ve dirilten, kemal sıfatların sahibi, noksan sıfatlardan uzak, ibadete layık tek ilâh olduğunu kabul ve şahitlik etmektir. Bununla birlikte yüce Allah’ın meleklerine, peygamberlerine, peygamberlerine indirdiği kitaplara, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, kıyamet gününe, öldükten sonra dirilmeye, hesaba, cennetin ve cehennemin mevcut olduğuna, her ikisine de girecek insanların ve cinlerin bulunduğuna inanmaktır. Ehl-i sünnet âlimlerimiz iman için, “Kalbin tasdiki, onayı ve dilin ikrarıdır” demişlerdir. İmanın dil ile ifade edilmesi insanın mümin olarak kabul edilebilmesi için bir şart olarak kabul edilmiştir. Fakat imanda asıl olan kalbin kabulüdür. Her mümin müslümandır. Zira iman esaslarını tasdik eden ve onu kalbinin derinliklerine yerleştiren kişi, İslâm’ın emrettiği amelleri de yerine getirir. Eğer kişinin imanı onu İslâm’ın emrettiği amelleri yapmaya sevketmiyorsa, gerçek manada kalbe yerleşmiş ve kemale ermiş sayılmaz. Semerkand Takvimi
Ahiret Endişesi Halef b. Salim [rahmetullahi aleyh] anlatıyor: Bir gün Ali b. Mugîre’ye dedim ki: “Varacağın yer neresidir?” “Dünya hayatında aziz veya zelil olan herkesin orada eşit olduğu, sonuçta herkesin gideceği evdir” dedi. “Bu ev neresidir?” diye sordum. “Kabirdir” dedi. “Gece karanlığından korkar mısın?” dedim. “Kabrin karanlığını ve korkunçluğunu düşünüyorum, bu sebeple gece karanlığı hafif geliyor.” “Kabirlerde hoşuna gitmeyen bir şey mi gördün, kabirden korkuyorsun?” “Belki... Fakat ahiret ahvalinin ürkütücülüğü, kabrin ürkütücülüğünü düşünmekten beni alıkoyuyor” (İmam Yâfiî, Ravzü’r-Reyâhîn fî Hikâyeti’s- Sâlihîn). Günahtan Daha Fenası Avvâm b. Havşeb [rahmetullahi aleyh] şöyle diyor: Şu dört şey işlenen günahtan daha kötüdür: Günahı terketmemesine rağmen affedilmeyi beklemek. Günahı hemen cezalandırmadığı için Allah Teâlâ’nın müsamaha gösterdiğini düşünmek. Günah işlemekte bile bile ısrar etmek. Yaptığı ibadeti işlediği günahın karşılığı olarak görüp bağışlandığı düşüncesine kapılmak (İmam Şa‘rânî, Tenbîhü’l- Muğterrîn). Semerkand Takvimi
Reklam
“Ahlâk bozulunca fâsıklar salihlere, zalimler âdillere ve kâfirler müslümanlara galip gelir.” Ebû Bekir Verrâk (rah.) Semerkand Takvimi
İyilikle Temizlenmek Şeytan, bugün edersin, yarın edersin diyerek bizi kandırır, tövbeyi erteletir. Halbuki ölümün ne zaman geleceği belli değildir. Allah’ın kalbimize pişmanlık duygusu nasip etmesi de her zaman ele geçecek bir fırsat değildir. Diğer taraftan yanlışta ısrar etmek hidayet nurları yerine dalâlet oklarını üzerimize çeker. Tövbe gittikçe zorlaşır, uzaklaşır. Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] gece günah işleyenlere sabaha kadar, gündüz günah işleyenlere akşama kadar tövbe etmelerini tavsiye etmiştir (Müslim). Hatta akşama kadar yaşayacağımız veya sabaha çıkabileceğimiz bile şüphelidir. Müslümana yakışan, ilk fırsatta tövbe etmektir. Pişman olup günahımızdan vazgeçmekte acele ettiğimiz gibi, kusurumuzu telafi etmek için bir hayır işlemekte de geç kalmamalıyız. Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle müjdelemiştir: “Bir kötülük yaptığın zaman, peşinden bir iyilik yap ki onu temizlesin. Gizli işlediklerin için gizli, açık işlediklerin için açık iyilik yap” (Tirmizî). Semerkand Takvimi
Bilmek ve Yaşamak Tasavvuftaki amellerin özü; nefisten kaynaklanan engelleri aşmak, nefsin kötü ahlâkından ve çirkin sıfatlarından temizlenmektir. Böylece kalp, Allah Teâlâ dışındaki şeylerden temizlenip boşaltılır ve Allah’ın zikri ile süslenmiş olur. Tasavvuf ehlinin yolu kitaplardan öğrenilmez. Ancak tadarak, hal ile ve kötü sıfatları iyi sıfatlarla değiştirmek suretiyle öğrenilir. Mesela sağlıklı olmak ile tok olmanın sınırları, sebep ve şartlarını bilmek ile bizzat sağlıklı ve tok olmak halleri arasında ne kadar fark vardır! Yine, sarhoşluğun tarifini bilmek ile doğrudan sarhoş olmak arasında ne kadar fark vardır! Sarhoş olan kimse sarhoşluğun tarifi ve sarhoşluk hakkında hiçbir şey bilmediği halde sarhoştur. Fakat ayık olan kimse sarhoşluğun tarifini ve nasıl meydana geldiğini bildiği halde, sarhoşluk hali ile onun hiçbir ilgisi yoktur. İşte, tasavvufun hakikatini, şartlarını ve sebeplerini bilmek ile nefsi dünya zevklerinden vazgeçirerek tasavvuf hayatını yaşayan bir hal üzere olmak arasındaki fark da böyledir (el-Münkız mine’d-Dalâl). Semerkand Takvimi
Güzel Ahlâk Yüce Allah, “Muhakkak ki sen büyük bir ahlâk üzeresin!” (Kalem 68/4) diyerek peygamberini güzel ahlâkından ötürü övmüştür. Mutasavvıflardan birine bu âyetten bahisle, “Büyük ahlâk nedir?” diye soruldu, şöyle dedi: “Dış yaratılışı halk ile, kalbi yaratıcı ile beraber olmaktır.” Yüce Allah buyurdu: “Affı al, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” (A‘râf 7/199). Bu âyet indiği zaman Cebrâil [aleyhisselâm], “Yâ Muhammed, sana üstün ahlâkı getirdim” dedi. Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem], “Üstün ahlâk nedir ey Cebrâil” diye sordu. Cebrâil [aleyhisselâm] dedi ki: “Sana zulmedeni affetmen, sana vermeyene vermen, sana gelmeyene gitmen, bilmeden sana kusur edene aldırış etmemen, sana kötülük edene iyilik etmendir.” Enes b. Mâlik [radıyallahu anh] şöyle dedi: Hz. Peygamber’e soruldu: “Hangi amel daha üstündür?” “Güzel ahlâk” dedi ve şöyle anlattı: “Adam geceleri ibadet etmediği halde güzel ahlâkı yüzünden cennette en yüksek dereceye ulaşır. Ve geceleri ibadet ettiği halde kötü ahlâkı yüzünden cehennemde en aşağı dereceye iner.” Semerkand Takvimi
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.