Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zy

Zy
@zeyynuebb
95 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Reklam
Kişiyi, Allah'a ibadet etmenin karşısında, başkalarına ibadet etme prangaları bekler, mutlak özgürlük değil. Çünkü insan, kesinlikle ibadet etmeye güdülenmiştir, ya Allah'a ibadet eder ya da başkalarına. Hevasına, şahıslara veya makam mevkiye... Dolayısıyla Allah'a ibadet etmek kişiyi sahte kulluklardan kurtararak özgür kılar.
Acaba Kur'an'ın ilahi koruma altında olması demek, sadece metninin tahriften korunması demek midir? Kur'an ayetlerinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda ortada yüzlerce-binlerce farklı yorumun bulunması halinde önümüzde şöyle bir manzara bulunacaktır: Elimizde metni korunmuş, ama bize ne dediği belli olmayan bir metin var; herkes onu dilediği biçimde anlayıp yorumluyor!!. Elbette Kur'an'ın korunması demek, sadece metninin korunması demek değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sünneti devreden çıkardığımızda namaz kılmak bile mümkün değildir. Kur'an-ı Kerim namazların kaç vakit olduğunu, rükunun-secdenin nasıl yapılacağını, tahiyyatta nasıl oturulacağını, selamın nasıl verileceğini dahi izah etmemektedir. Bu örnek ele alındığında anlaşılır ki namazsız bir din meydana getirmek için ihtiyaç, sünnetsiz dindir.
Medine'de ağlatan hadisler, İstanbul'da kıpırdatmıyor bile; aynı hadis değil mi? Evet, aynı ama sen, Peygamber'ini Medine'de görmeye alışıksın ve İstanbul'da görmeyi istemiyorsun.
Reklam
Yemek pişirmekten gömlek giymeye, konuşmaktan susmaya, hastalıktan tedaviye, namazdan hacca varıncaya kadar; hayatın içinde, gözümüzü açtığımızda ne görüyorsak Resûlullah (s.a.v) odur ve onun eğitimini vermiştir. Böyle imam edip yaşar ve hayat peygamberiyle buluşuruz cennette, inşallah. Böyle bir hayat peygamberi yerine cami peygamberi arayanlar, kıyamet günü o peygamberi göremeyeceklerdir; çünkü cennette hayat vardır, cami yoktur.
Ya Resûlullah (s.a.v)'ın emaneti olan sünnetini ve onun yazıya dökülmüş şekli olan hadislerini imanımız kabul edeceğiz ya da elli mi yüz elli sene sonra mı olur; Yahudiler ve Hristiyanlar'ın başına gelen, 'Peygamberlerini bir kenara bıraktıkları halde mümin olma' hastalığı hali bizim de başımıza gelecek.
"İnsanız." ifadesinin anlamı, "Hata yaparız,güçsüzüz, bedenseliz." dir. "İnsan olalım." çağrısı; üstün bir şeylere sahip olduğumuzu, daha ulvi görevlerimiz olduğunu, bencilliğimizi bırakıp iyiliksever olmamız gerektiğini telkin eder. İnsan ismine aynı oranda bağlı mefhumların bu ikili anlamı, insanın fıtratındaki iki katmanlılıktan kaynaklanır. Bu katmanlardan birinin kökeni dünya iken diğeri "sema"dan gelir.
Bu kabirde, korkunç demir parmaklıklar ardında ve çürümüş duvarlar içinde maddi olarak çok şey kaybettiğim ve sağlığımın bozulduğu doğrudur. Ayrıca bu kabrin çok soğuk olduğunu ve bazen günlerce yemek yemediğimi de itiraf ediyorum; ama bütün bunlara rağmen burası benim için manevi olarak kazanç sağladı. Tabiri caizse Medrese-i Yusuf oldu. Bu kabirde, Rabbani bir lezzet buldum, imanın tatlılığını hissettim.
528 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.