Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ezgi Dölek Atan

Otel odasının penceresinde durmuş, dışarıda uğuldayan fırtınanın arkasında Baeskades dağlarını seçebildiğimi düşünüyorum, bir yandan da Dag ölünceye kadar kendi hikayemin dayanılmaz olduğunu anlamamış olmamı kafamın içinde yeniden evirip çeviriyorum.O esnada 2000 yılından kalma günlüğümü bulmuştum, yaşam uçurumunun kenarındaydım, sonra Dag ölmüş ve beni itmişti, düşmüştüm, canım acımış ama yeniden ayağa kalkmıştım, şimdi de buradaydım. Son derece sıradan ölümlü bir insan, ama belki de hepsi bu değildi? Yaşam halledilmesi zorunlu bir mesele , sorumluluğu yüksek bir iş olabilir miydi? Bu çok ağır bir düşünce değildi, aksine özgürleştiriciydi çünkü bir görevin olması iyiydi, bir görev üstlenmek; güven telkiniydi, çünkü insanlar saygı duymadıklarına görev teslim etmezdi. Sanki karanlık bodrum merdivenlerinin en son basamağındaydım, yukarıdaki kapının altından gün ışığının süzüldüğünü görüyordum ve oraya ulaşmayı , birinci katın aydınlığına çıkabilmeyi başaracağıma dair büyük bir inanç içimi kaplıyor gibiydi.
Reklam
Kendinle barışmak, kendinle, zorlandığım şey bu muydu, özlediğim şey bu muydu benim? Kendimi bir zaman olduğum gibi kabul etmek, çocukluğumla, hikayemle, annemle, kız kardeşimle, iş deneyimimle, eksikliklerimle , bıkkınlıklarımla, hepsiyle toptan barışmak. Bir başlangıç gibi. Kendime karşı, yaptıklarım ve gelişimim konusunda sorumluluk almak.Dış koşulları suçlamamak, her ne kadar önemli bir rolleri olsa da. Toplumu suçlamamak, her ne kadar doğal olarak yaptıklarımın, varlığım sınırlarını belirliyor olsa da.
Sevgili Helga Brun, Aradan kırk yıldan fazla zaman geçti, ama olanları unutamıyorum ve sana o kompozisyon ödevi için teşekkür etmek maksadıyla yazıyorum. Çok yalnızdım, kendimden utanıyordum,ama nedenini anlayamıyordum. Sonra ödevi yazdım, içimde bir şeyler çözüldü,süreç başlamıştı. Kendimle, mutsuzluğumla,zayıflıklarımla, güçlü yanlarımla barışma ve kendime karşı sorumluluk alma süreci. Dünyadaki koşullarla barışma,yaşamı bir ödül gibi görüp kıymetini bilme süreci. Ödev buydu, bundan dolayı da mutlu olmalıyız, bunu çok ciddiye almalıyız. Altmış yedinin yazı bodrumdan yukarı çıkan merdivenin ilk basamağını çıktım ben. Kendi bodrumuna tıkılıp kalmış o kadar çok insan var ki , üstelik manzaranın geniş, büyük resmin anlamlı olduğu ,gelecek ve bilinmeyen korkusunun beklentiye dönüşebileceği yer olan bu üst katlar boş dururken.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onlara fotosentezi ve Avrupa’nın başkentlerini anlatmış , sonra da gezmeye götürüp bir gün öncesinde olanlara hayıflanmayan, yarın için endişelenmeyip anı yaşayan havadaki kuşların , tarladaki çiçeklerin isimlerini öğretmişti. Bazı kişiler , diye eklemişti Helga, anı yaşamanın söylemesi kolay , yapması zor bir iş olduğunu düşünür, ama bu konu tartışmaya açıktır.
136 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Çiğdem Külahı
Çiğdem KülahıAhmet Büke
7.7/10 · 88 okunma
Reklam
Dünyanın en kötü şeyi böyle bir hayatı yaşamak galiba. Unutup tekrar hatırlamak. Hatırladıklarının yaşadığın zamandan önce ya da sonra olması. Bir türlü ‘’ şimdiki ana” ait olamamak. Daha doğrusu “yaşanan anı” anlamlandıramamak. Ben buna “ bir kefesi boş kalmaya mahkum terazi dengesi” diyorum. Terazi hep dengede ama sadece bir kefesi boş, bomboş hem de. Diğer kefede zaman akıp duruyor. Zaman başka bir ana atladıkça dengeyi gösteren tırnaklar biraz oynuyor, kalkıp iniyor, sonra karşı karşıya duruyorlar.
Ezgi Dölek Atan
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Koyda
KoydaKatherine Mansfield
6.8/10 · 272 okunma
Alarga Selim , düğmeyi burdu. Galiba o an için Allah bizim salondaydı. Yani ben öyle düşünmüştüm.
284 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.