Yapamayacağım,cennete giremeyeceğim Oraya ait değilim,orada bana yer yok Ayaklarımın arasında her şey zift siyaha döndü Senden önceki hayatım çöptü Tek bir kibrit bile ışık vermezdi Bu buzdan dünyada tek parlayan sensin
Zift kadar kara olan, kar kadar beyaz olanı kavramakta zorlanıyor belki de.
Reklam
Zindandan mehmede…
İnsanlar zindanda birer kemmiyet; Urbalarla kemik, mintanlarla et. Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... Yalnız seccâdemin yününde şefkat; Beni kimsecikler okşamaz mâdem; Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Rum atesi- sıvı ateş -sönmeyen ateş -seyyal ateş
Kaya kınası, kaya tuzu, kükürt, kömür tozu, kireç taşı, neft, zift ve gülherçile vs. Su ile bile sönmeyen rum ateşini geliştiren Suriyeli tekinsiz kafir, kafir tercüman Kallinikos
Kapadı kitabı. Okumak istemiyorum ki. Asıl öğrenmem gerekenin şu kitapta olmadığını biliyorum. Okumak. Doldurmak boşlukları. Ama boşlukları rastgele açılmış asfalt delikleri değil ki. Rastgele zift dökerek kapayasın.
... gül kokuları arasında gül gibi görünüyordu herkes, oysa içlerinde kaynayan zift her birinin dudak kıvrımlarından damlıyordu...
Reklam
Arabesk varoşların müziğidir diye söyledik ya, bende varoş kelimesi tamamen negatif anlam yüklü değildir. İçinde çok sevdiğim davranış biçimlerini de taşıdığı için kullanırken çekince duymadan severek kullanırım. Doğallığı, samimiyeti ve en çok kendiliğindenliği de taşır kelime. Kendimi daha çok kasaba insanı olarak görürüm ama varoşluğu da hiç çekinmeden sahiplenebilirim. Buradaki varoşluk ise çok farklı tezahür ediyor. Beyinlerin havaya fırlatılıp asılı kaldığı, yaşamların ve elbette duyguların da alçak sürünmede resmi geçit yaptığı tamamen farklı bir varoşluk bu. Bütün olguların tersine döndüğü zift gibi bir yer. Benzetmeyi yaparken varoşa büyük haksızlık ettiğimi biliyordum ama başka çözüm yolu bulamadım. Biz müziğe dönelim, kendi müziğimize. Arabesk şarkıların içinde çok enteresan aşk tarifleri vardır, bazen bu tehlikeli boyutlara uzanır. “Ya Benimsin Ya Toprağın” bunlardan biridir. Ferdici olmanın güzel tarafı biz kendisine katılmasak da Ferdi abinin ferdi düşünceye duyduğu saygıdan ötürü bizi özgür bırakabilmesi. Kafamıza göre de şarkı dinleyebiliyoruz. Bu şarkı benim çocukluğumdan kulağımda kalan bir şarkı. Sanırım en çok dinlediğim arabesk şarkı da budur. Uzun süre aşkı bu şarkıdakine benzeterek yaşadığımı ve böyle bir aşka sahip olamamaktan da büyük üzüntü duyduğumu itiraf etmem gerekiyor. Aşk sadece bir kez yaşanırmış ve bir daha da ölüme kadar anlamını bulamazmış gibi, ölümüne aşk gibi. youtube.com/watch?v=mI1-ub-...
üşürsün,
sıkı bir şiir ısıtır dudaklarını sonra bir şiir, bir şiir daha yanar dudakların, titrer bedenin üşürsün çarpar gitmelerin bir kaldırıma zift edilmiş aşkların üzerinde tükenir gücü kimsesizlerin. üşürsün
KARANLIK MAVİ TUTUNCA
Her şey çok güzel oluyor, Gibi yalanlarım var üzerimde. Ulu orta patlatıyorum, Herkes yıkılıyor, Ben sapasağlam çatlıyorum. Üzerimde leş gibi kokular, Gibi sanki güzel kokuyorum.
Gazze
Mücahit kelimesini Gazze halkı dışında kim diline pelesenk ediyorsa; ya münafık ya korkak ya da ahmaktır. Ahmaklık ise ahlaksızlığın iblis libası giymiş hâlidir. ❗ Siyonist İtrail, Nuseyrat'ta yardım dağıtım merkezinde yine büyük soykırım katliam yaptı. Çok acı görüntüler var ve İslam İşbirliği Teşkilatı, kınama teşkilatı izliyor sadece
Reklam
Belki de sen Allah'a mağlup olmuşsun da Galib'i bilmek için ondan şüphe ediyorsun. Zift kadar kara olan, kar kadar beyaz olanı kavramakta zorlanıyor belki de.
Sayfa 22
“Asıl öğrenmem gerekenin şu kitapta olmadığını biliyorum. Okumak. Doldurmak boşlukları. Ama boşluklar rastgele açılmış asfalt delikleri değil ki. Rastgele zift dökerek kapayasın. Şimdi, kendi yalanlarımı, dar sokaklarımı, korkaklığımı, tembelliğimi, bereketli bir patlamadan çok düzelmeyecek bir kambura doğru gelişen sıkıntımı, yalnızlığımı, beceriksizliğimi tanımadan, tanıyıp da üstüne üstüne gitmeden, bu kitabı okumamın yararı var mı?”
Göğün Sonu
Bazı gecelerin sonu gelmez, karanlığı alır sabaha katarsın, biraz alacakaranlık serper, içine günü doğurursun bir bakmışsın elindekine, sadece acı kalmış. Umut da en az gece kadar katran karasıdır öyle gecelerde. Demir kapılar gibi ağırlaşan göz kapaklarından uyku aksa da, içine zindanların karanlığı sirayet etse de sonu gelmez. Bir iç sıkıntısıyla beklersin ki uyku gelip tavana dikili gözlerine konsun. Oysa zift olur yapışır kalır üzerine o sıcak karanlık. Gece devrilmez, şafak sökmez ve sen benliğini sesizliğine katar öylece beklersin, hu çekersin içinden sabırla.
Sayfa 26
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.