Ahmet Hamdi Tannpınar’ın yaşadığı zaman aralığı; Osmanlı’nın son dönemlerini, savaş yıllarını ve yeni doğmuş Cumhuriyet’in tıpkı bir bebek gibi acemice adımlar atmaya gayret ettiği yılları kapsıyor. Yazar, tanık olduğu bu tarihi dönemleri kitabına ince ince işlemiş. İnsanımızın Doğu’nun gelenek ve göreneklerinden sıyrıldığı gibi nasıl Batı’nın “realitesini” benimsemeye çalıştığından söz ediyor kitapta. Tanpınar, insanın değerlerini nasıl yitirebileceğini ve kavramların içinin nasıl öylece boşalabileceğini mizahla harmanlayıp bizlere sunuyor.
Ana karakterimiz olan Hayri İrdal, kitap boyunca çevresinde gelişen tüm olaylara tam olarak anlam veremese de bir şekilde her şeyin tam ortasında buluyor kendini. Benliğini tam olarak oluşturamamış olan Hayri İrdal ‘tüm’ olabilmek için karşısına çıkan insanların peşinden sürükleniyor.
Kitabı okudukça aslında o zamandan bu zamana çok da bir şey değişmediğini fark ettim. Toplum olarak halen aynı karmaşanın içinde yönümüzü bulmaya çalışıyoruz.
