Adımızın güneşin etrafına kazınmasını temenni ettikten sonra, öteki uca düşer ve adımızın her taraftan silinip ilelebet yok olması için dilekler tutarız.
Kendinden duyulan şüphe varlıkları o derece ezer ki buna çare olarak birbirini gözünde büyütmek ve mahcubiyet çekmeden methetmek için iki bedbaht arasındaki örtülü anlaşmayı, aşkı icat etmişlerdir.
Zafer arzusu sizi terk mi ediyor? Onunla birlikte, sizi dürtükleyip üretmeye, kendinizi gerçekleştirmeye, kendinizden çıkmaya iten o ıstıraplar da çekip gider. Bunlar ortadan kaybolduğunda, ne iseniz onunla yetineceksiniz, sınırlarınızın içine döneceksiniz; üstünlük ve ölçüsüzlük isteği yenilip yıkılmış olacak. Yılanın hükümdarlığından çıkınca, eski iğvadan, sizi diğer mahluklardan ayırt eden lekeden hiçbir izi korumayacaksınız artık. Hâla insan olduğunuz kesin mi? Bilinçli bir bitki olursunuz en fazla.
Nasıl ki isim yapmak için herkes ötekilerin önüne geçmeye uğraşıyorsa, insanda başlarda hayvanları gölgede bırakmanın, onların aleyhine kendini göster menin, her ne pahasına olursa olsun parlama'nın bulanık isteğini duymuş olmalı.
Kandırılmışlardan oluşan bir evrene karşı tek başınıza çıkarsınız; bunun sonucunda ise hiç kimse için bir şey yapamazsınız, tıpkı hiç kimsenin sizin için bir şey yapamadığı gibi.
Serbestiyet, hatta sefahat, bir uygarlığa yakışır , ya da en azından kendini ona uydurur. Fakat perişanlık yayıldığı zaman, serbestiyetin gözü korkar ondan ve bunun elinden kurtulmuş olanlara, bundan ari olanlara doğru döner.