Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Görülmeyen iyilikler zamanındayız. Hayatın acımasız , saçma kadrajında görünmediğin yerden vuruluyoruz. Bir gerekçelik hayatlarımızda bir bahane arkasına sığınmak zorunda olduklarımızla varız.Canımızın istemediğini anlatmak inanılmaz zor bir o kadar da canımızın istediğini anlatmak nefes almak kadar kolay. Cevaplar basit , sorular zamansız ve kuralsız. Bir düzende yaşamak zorunda bırakılışlarımız kimin düzenine eştir ki ? Kimdir kural koyan bir sıralama olmaksızın ? Kime boyun eğeceğimizi ya da es geçeceğimizi kime sormak durumundayız. Var mıdır bir ritüeli bu anlaşma denilen sözsüz akitlerin ? Bir bakış ya da bakmayışa takılıp kalmamız neden dir? Neden dir değene haz değmeyene hicaz. Almadan vermek rabbime hassa bizim almadıklarımızı vermek kime has ? Düşün ey insanoğlu ! Salınca hayatındaki eşlikçileri kim kalıyor ekseninde kim kalıyor evreninde.............
Bugün yeni bir konsept ile karşınızdayım.. :D Öp,öldür,evlen yapacağız.Üç farklı kitaptan üç farklı karakterler yazacağım ve hangisi öperim hangisini öldürürüm ve hangisi ile evlenirim diye sorular soracağım. :D Beğendiğiniz karakterleri yorumlara yazabilir,kendi fikirlerinizide paylaşabilirsiniz..İyi okumalar dilerim. Soru 1= Kitap adı=Mürekkebe
Reklam
Hayatın Anlamına Zor Sorular
Zıpkınla vurulmuş gibi sarsıcı bir soruyla hayatımi degistirdiğimde artık hersey bir soru ve cevap sarmalında gözlerimin içine bakar oldu.
Dünya Bankası Kredisi Mülteciler Ülkede Kalsın Diye mi Alındı?
🗣️ Kıvırma Devri de Bitiyor Para fizik kanunlarına göre hareket edermiş. Bir yerde yoksa başka bir yerde biriktiği içinmiş. Sömürgeci tefeciler yararı ve adına taşeron savunması böyle olur. Bizim itirazımız ise neden para tefeci sömürgeci kodamanların kasasında birikiyor da toplum yararına devletin hazinesinde birikmiyor? Bizim talebimiz
Teoman...
N'apim Tabiatım böyle... İnsanlardan kaçarım Zor sorular sorarım.. 🎧🎼🍻 youtu.be/Sdw7eaCSzhg?si=...
Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.
Dijital Kale
Dijital Kale
kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”
890 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.