Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadınlar Dünya'nın cesitli bolgelerinde cok farkli bizimlerde sistematik olarak ezilip, somurulmekte. Biryerlerde burka giymeden, yaninda bir erkek olmadan evden cıkamazken, bir yerlerde arac surmesi yasak, baska bir yerde sunnet edilip baska bir cok bolgede egitim hakki elinden alınmakta, biraz daha modern diye taninan ulkelerde ise taciz, tecavuz, zorla evlendirme, toplumsal baskı(dedikodu) aracılığıyla yasami sekillendirilmekte. Ama biryerlede sesini cikaran, susmayan, direnen kadın ve erkekler var, ve hep olacaklar inanıyorum.
Aile içi şiddet veya töre cinayeti dendiğinde, şiddete maruz kalan veya öldürülen kişinin erkek olduğunu kimse düşünmez. Veya “eşit işe eşit ücret” talebi dile getirildiğinde, eşit işe eşit ücret almayanın kadın olduğu açıktır. Cinsel/bedensel şiddeti meşrulaştırmak için erkeklerin değil, kadınların giyimi ve/veya geç saatte sokakta olduğu konu edilir. Okullaşma kampanyaları “Bütün Çocuklar Okula!” değil, “Haydi Kızlar Okula!” sloganıyla yapılır. “Erken/zorla evlendirme” dendiğinde kimsenin aklına yaşlı bir kadınla evlendirilen bir oğlan çocuğu gelmez. İşte bunlar ve bunlara benzer pek çok ayrımcılığa dayalı uygulama yüzünden, “kadının insan hakları” kavramına ihtiyaç duyuyoruz.
Reklam
Neden Kadının İnsan Hakları?
İnsan haklarının aslında kadın-erkek bütün bireyleri kapsaması gerekir. Eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkı diyebileceğimiz ve doğarken sahip olduğumuz bu temel haklar, ömrümüz boyunca kesintisiz olarak sürer, vazgeçilemez ve hiçbir durumda değiştirilemez. Haklarımızı koruma altına alan hukuk sistemine göre herkes cinsiyet, ırk, renk, din, dil, yaş, uyruk ya da toplumsal köken, düşünce farkı, mülkiyet gibi farklara bakılmaksızın yasalar önünde eşittir. Ancak yasaların zaman zaman gerektiği gibi uygulanmadığı ve haklarımızın yeterince korunmadığı da bir gerçek. Yasalar bazen kadınlar gibi erkeklerin haklarını da korumayabilir. Ne var ki, kadınların hakları ihlal edildiğinde, bu durum çoğu zaman kadınlar sırf kadın olduğu için gerçekleşir. Örneğin aile içi şiddet veya töre cinayeti dendiğinde, şiddete maruz kalan veya öldürülen kişinin erkek olduğunu kimse düşünmez. Veya “eşit işe eşit ücret” talebi dile getirildiğinde, eşit işe eşit ücret almayanın kadın olduğu açıktır. Cinsel/bedensel şiddeti meşrulaştırmak için erkeklerin değil, kadınların giyimi ve/veya geç saatte sokakta olduğu konu edilir. Okullaşma kampanyaları “Bütün Çocuklar Okula!” değil, “Haydi Kızlar Okula!” sloganıyla yapılır. “Erken/zorla evlendirme” dendiğinde kimsenin aklına yaşlı bir kadınla evlendirilen bir oğlan çocuğu gelmez. İşte bunlar ve bunlara benzer pek çok ayrımcılığa dayalı uygulama yüzünden, “kadının insan hakları” kavramına ihtiyaç duyuyoruz.
(Y) EZİDİ …!
İNANÇLARI VE TARİHLERİ: Özet Ezidiler Kürttür ve anavatanları ile politik ve sosyal anlamda aynı kaderi paylaşmaktadır. Etnik veya dil yönünden değil, inanç kimliği üzerinden tanımlanan küçük bir Kürt topluluğudur. Türkiye, Suriye, Irak ve eski Soyyetler Birliği’ne dağılmış olan bu topluluk, genellikle çiftçilik ile hayvancılıkla uğraşır. Kürt
Evliliğe zorlama. zorla evlendirme, çocuk için ısrar etme gibi eylemlerin aile içi şiddete girdiğini biliyor muydunuz
İstanbul Sözleşmesi nedir, Tayyip feshetmek konusunda neden ısrarcı?
"1982 CEDAW'dan sonra bu konuda ikinci önemli uluslararası sözleşme ise, 2011 yılında Istanbul'da imzalanan, Türkiye'de ve 11 Avrupa ülkesinde yürürlüğe giren "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'dir (İstanbul Sözleşmesi). Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu İstanbul
Reklam
#İstanbulsözleşmesiyaşatır
İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıranlar ve kaldırılmasına sevinen işbirlikçiler bugün nelere karşı değil: SÖZLEŞME KAPSAMINDAKİ SUÇLAR: *Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik) *Taciz amaçlı takip; *Tecavüz dahil, cinsel şiddet; *Cinsel taciz; *Zorla evlendirme; *Kadınların sünnet edilmesi; *Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama
İstanbul Sözleşmesi Girişi
Kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin her türünü kınayarak; Kadınlarla erkekler arasında eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına karşı şiddetin önlenmesinde temel bir unsur olduğunun bilincinde olarak; Kadına karşı şiddetin, kadınlarla erkekler arasında tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunu ve bu eşit
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.