Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

serkan

serkan
@zugasiberepe
Devlet koltuklarına dayanarak kabadayılık yapanları, sanık sandalyelerinde de göreceğiz bir gün.
Reklam
Yaşasın 8 Mart Yaşasın Sosyalizm
Boğuluyor nazlı, boynu kuğu kuşunun. Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan ve hayata seslendi İNSAN: “- Kardeşler hoşça kalın. Kardeşler kavga sonuna kadar. Duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler!” Cellat bir tekme attı makarna sandıklarına. Sandıklar yuvarlandılar. Ve Tanya sallandı ipin ucunda
Bu anlam çarpıtmalarının neden sonu gelmiyor? Sebep, varılan sonuçta aranmalıdır. Yukarıdaki üretim tanımlamasının sonucu; işçiler ve memurların sermayeyi kendileri ürettikleri halde, üretimde sermayeyi kendilerinden üstün tutmalarıdır. Aslında bu alçakgönüllülük bir etkilenmeden kaynaklanmaktadır. Bu, "iyi yurttaşların” bir özelliğidir. Hangi koşullar binlerce öğretmenin, öğrencileri yıllar boyu, tümüyle saçma sapan ve zararlı bilgilerle doldurmasını mümkün kılmaktadır? New-Yorklular, ABD'nin diğer bölgelerinden ve dış ülkelerden gelen konuklarına dünyamn en yüksek yapılarım gösterirler. Empire-State binasını ve diğer gökdelenler sanki kendi mülkleriymiş gibi davramrlar. Gerçek, bu görülmeye değer şeylerin birkaç iş adamının özel mülkiyetlerinde olduğu ve gururlu New York'luların -diğer büyük batı şehirlerinde oturanlar gibi- bu işverenler tarafından kent dışına sürüldükleridir. Birkaç düzine komisyoncu, simsar, konut ve arsa sahibi, işyerleri evlere oranla daha çok para getiriyor diye, binlerce insanı şehir merkezindeki evlerini terke zorlar. İşçi ve memurlar zorunlu olarak şehir dlşına giderler (buralara şimdi banliyö deniyor). Çünkü Amerikan hükümeti de Alman hükümeti gibi arsa spekülasyonu yapanları korur. Bugün, çalışanlar yaşamlarının 1/10'den fazlasını yolda geçiriyorlar. Avcıya yem olanlar avcının mülküyle gururlanıyor... Çünkü, öğrendikleri şeyler arasında bağlar kurmayı bilmiyorlar. Durumları değişmez görünüyor..
Sayfa 14

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Okulda insanlar imal edilir. insan yapma olayına eğitim denir. Aile çevresi, sinema, televizyon, tiyatro, radyo, gazeteler, kitaplar ve afişler de bir anlamda okuldur. Amacı olmayan hiçbir bilgi yoktur. İnsan yapımında kullanılan bilgiler, "yapmak” istediğimiz insan türüne uygun olmak zorundadır, Bızi "yapan” bilgileri, en önemli uğraşları mal, üretmek ve satmak olan kişiler seçer. Roket satan bir insanın, okullarda roketin korkunç bir silah olarak tanıtılmasından hiç çıkarı olabilir mi? Yaşam üzerine sözüm ona daha fazla bilgiye sahip olan eğitim plancılarımız, bilgileri bizim yararımıza uygulamıyorlar. Yaşama biçimimize bizden başka karar verecek hiç kimse yoktur. Eğitiınimizi planlayanların, hayatımızın gidişine burunlarını sokma yetkisini geri almalıyız.
Yaşam yalnız bir kez yaşamak için verilmiştir. Onu büyük yudumlarla içmek gerek. En değerli şeyi yakalayabilmeli insan. Ve neyin en değerli olduğunu ben sana söyledim. O ne altın, ne de bir çul parçasıdır.
Reklam
Ölmüş olan adamın o çalınamaz, satın alınamaz sevgiyi tanıyıp tanımadığını merak ettim. Düşüncemi hemen okumuştu, parmağını kaldırarak beni susturdu. "Sevgi vardı, şimdi de vardır ve hep var olacaktır" diye fısıldadı kulağıma. "Ama o benden emin değildi. Onunla hep şakalaşırdım. Beni anlıyorsunuz değil mi? Beni hastaneye aldıklarında bir saat onun kulağına haykırdım durdum. Evet! Evet! Evet! diye. Ama ben işitmedi."
Sayfa 24 - Yazılama
"Ve bakın ne oluyor : Bizim yaşamımızdaki mutlu anlar bu kum tanelerinin en küçüğüne benziyor. Gözle görülmeyecek derecede küçük bir tanecik. Bir an içinde ortaya çıkıyor ve hemen yitip gidiyor"
Sayfa 11
Sen benimsin, Ciğerparem, sevdiğim Gülden ağır Söylemem sana Saçlarına Kızıl güller takayım Salın da gel, Bir o yana Bir bu yana Meğer Müşkil işmiş hürriyet Savunmayla yetmiyor Bir başka sevda! Telden Demirden geçsen Mapusu delsen Ne fayda!
Belki günün birinde, haritadaki herhangi bir noktada buluşup, konuşuruz. Şimdilik, iç ve dış sürgünlerimizi yaşıyoruz.
Birbirimizi yeni görüyoruz, bir selam vermeliydi, bir söz söylemeliydi. Sanki çoktan tanışıyormuşuz gibi.
Reklam
KAHROLSUN İSTİBDAT YAŞASIN HÜRRİYET!
Bizim zamanımızda bir kadın dar çarşafla sokağa çıksa polisler çarşafını yırtarlardı. Bir kadın, bir erkek, bir arabaya binemezlerdi. Şimdi istersen omzuna al da gezdir, polisler başını bile çevirmiyor. Böyle de polis olur mu? Bunları hep o hürriyet yaptı. Bilmem siz de hürriyetçi misiniz?
İçelim, söyleşelim Hayat hem çok uzun, hem de masraflı Bana bir mandolin hazırla Bana bir yolculuğu anlat
Toplumu da yeniden kuramadık, kendimizi de zeytin ağacının gölgesinde konuştuk İyi oldu böylesi, dedi Tanrı bana - Güneşi kulağından tutardık kocaman bir elimiz olsa
Kimi öldürüyorsun, kimi öldürüyorsun, (çünkü dalgınsın sigaranla)
Benim aklım bir delidir Kar kuyuları çiğdemlere başlıyor Çerkes köylerinden, kurt seslerinden coşkun dönen Benim aklım bir delidir sana armağanım
319 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.