Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
Ne çok zaman geçmiş, ne çok zaman yitirilmişti…
“Gelmeyeceksin diye korkmuştum!”
“Bana güvenin gerçekten o kadar mı az?”
Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam...
Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam…
Sayfa 52Kitabı okudu
Geçmişlerini arayan, artık gerçekte var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların ken disi değil miydi?
Gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler...
Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam...
Sayfa 52
Issız eski parkta karlar içinde,
Arıyor geçmişi iki gölge
Sayfa 51
Issız eski parkta, karlar içinde,
Arıyor geçmişi iki gölge..
"Bir gökyüzü doğmuştu şimdi, ışıl ışıl ve uçsuz bucaksız, yaşamının ışık saçan öğlesi ama aynı zamanda yıkıcıydı ve bir saniye içinde keskin kıymıklara dönüşüyordu.
Çünkü bunu fark etmek bu kez veda da demekti.."
“Her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!"
Sayfa 37
“Her şey eskisi gibi, değil mi?” diye sorup, havadan sudan konuşurmuş gibi söze başladı (ama sesi boğuktu, titriyordu).
Ancak adam bu zorunlu konuşmaya katılmayıp, dişlerini birbirine geçirdi.
Dişlerinin arasından bir anda hiddetle,
“Evet, her şey,” sözleri döküldü.
“Her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!”
Sayfa 37
İnsan yaşlandıkça kendi gençliğini arıyor ve küçük anılar budalaca mutluluklar yaşatıyor.
Sayfa 35
Acz içinde geçen yıllar, dedi içinden, duygularımıza karşı acz içinde geçen yıllar: Dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu değişmemiş, bedenimin tek bir siniri bile onu farklı algılamıyor. Hiçbir şey yitmemiş, hiçbir şey geçmemiş, varlığı eskiden olduğu gibi sevgi dolu bir mutluluk yaratıyor.
Sayfa 22
Cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı...
Sayfa 52 - İş bankasıKitabı okudu