Katilin kim olduğu konusunda kitabın en başından beri varsayımlarda bulunuyoruz. Bir aşk cinayeti mi, tarihimize sürülmeye çalışılan lekeyi önleme çabası (!) veya maddi kaygılar mıydı can almaya iten? Belki de pek çok okur ayrıntıları farkedip, olayın müsebbibini çözdü ama benim için kitap sürpriz şekilde, birazcık da hayal kırıklığıyla bitti. Bunun yanında Müştak Serhazin karakterinin iç dünyasındaki hesaplaşmalar, hayata karşı çekingenliği ve Nüzhet’e sonsuz aşkı etkileyiciydi. Yazarın diğer romanlarından tanıdık yüzlerle karşılaşmak, ayaküstü eski dosta rastlamak gibiydi. Başkomiser Nevzat’tan bahsediyorum elbette...
Kitapta bahsi geçen Franz Babinger’in Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı kitabı merak uyandırdı. Acaba Müştak, Tolstoy’un Kroyçer Sonat’ını okumayı tamamladı mı?