BU KİTAPTA BİR SERZENİŞ BİR BİRİKMİŞLİK OKUYORUZ. CEM YAYINEVİ ÇEVİRİSİ İLE OKUYUNCA ÇEVİRİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİRKEZ DAHA ANLADIM. BU KONUDADA CEM YAYINEVİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. KAFKA HER ESERİNDE OLDUĞU GİBİ YİNE RUHA DOKUNAN SATIRLAR SUNMUŞ BİZ OKURLARA.
Babama MektupFranz Kafka · Cem Yayınevi · 200940,7bin okunma
Yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya...Birbirine dolanmış eşarplar ...Bütün bunlar AYKIRI bir AŞKIN başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?
Bu romanda sadece aşkı değil toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocukları ve kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.
Kitabın başında ayrı bir ruh hali ortasında ayrı bir ruh hali sonunda ayrı bir ruh halini yaşamama sebep olan Nevra ve Zelha
Ayşe Kulin bu kitabında herkesin payına düşmüş bir kâbusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğu'da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor.
Bir GünAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20232,819 okunma
Romanın isminin kaynağı yanan kitap kağıtlarının sıcaklık olarak belirlenmiş. Kitaba yazar insanları kitaplardan okumadan bilgiden uzak tutmak için tüm kitapların yakıldığı bir distopik dünyadan bahsediyor. Bunu düşünmek bile son derece geriyor insanı. Kitaplar olmadan ne yapardık bilmiyorum .İtfaiyeciler yangınları söndürmek yerine artık kitapları yakmakla görevlendiriliyorlar. Bu durumu sorgulayan kimsede çıkmaz taki Montog akıllı Clairese ile tanışana kadar.
Bilim kurgu distopik bir dünya ile ilgili bir eser okumak isterseniz buyurun:)))
Stefan Zweig kitapları ile ilgili hep şunu düşünmüşümdür: incecik bir kitaba dünyaları sığdırmış bir yazar. Yine incecik bir günde okunup bitirilecek ve sizi çok etkileyecek bir kitabını önereceğim. Ayrıca bu eserde Stefan Zweig' in bir erkek olarak bir kadın ruhuna ne kadar güzel hakim olduğunu onu nasıl güzel ifade ettiğini de görüyoruz. Geçmişte mecburiyetten biten aşklar birliktelikler olabilir. Araya giren zaman acaba beraber olsak nasıl olurdu diye bizi bazen düşüncelere sürükler. Zweig' de bu eserde bunu anlatmış. Kahramanlarımız yıllar sonra tekrar bir araya gelir yolları bir şekilde tekrar kesişir .Ancak hiç bir şey eskisi gibi olmaz aynı heyecan aynı sevgi aynı mutluluklar olmaz. Geçmişi duyulan özlem aslında bizim o zamana duyduğumuz özlemdir. Bu eserde bunu bir kez daha yüzümüze vuruyor Zweig.
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,7bin okunma
Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: “Buraya kadar!” dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, “daha önce haber vermiştik” derler. “Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik.”
Kitap çok derine inmeden herkesin anlayabileceği akıcı bir dille sizi Mansur'la tanıştırıyor . Hallac-ı Mansur Mevlana'dan Yunus Emre'ye Spinozadan Kant'a Nientzsche'den Fichte'ye kadar dünyaca ünlü büyük düşünürlerin felsefi akımlarına ilham kaynağı olmuş büyük İslam düşünürüdür. Yüzlerce yıldır bilim sanat inanç ve felsefe dünyasına ışık tutmaya devam ediyor.
- İnsan dünyayı cehenneme çeviren ve ardından da cennete gitmeye çalışan varlıklardır.
-Özgürlük korkmadan yaşananların hakkıdır.
-düşmanın attığı taş değil dostun attığı gül yaralar beni
Kitapta o kadar çok alıntı yapılacak satır var ki kesinlikle kitapla buluşup mutlaka satırlar arasında kaybolmalısınız.
görülecek,
işitilecek,
tadılacak,
okunacak,
yazılacak,
yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.