Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erdi Bilici

Zevk her zaman yararlıdır; vahşi, sınırsız bir hâkimiyet duygusunda da -bir sinek üzerinde olsa bile- kendine has bir zevk vardır. İnsan yaradılıştan zorbadır ve acı çektirmeyi sever.
Reklam
İnsan her durumda saygınlığını koruyabilir. Mücadele yüceltir, alçaltmaz.
İşte ideal dedikleri budur, kurbanın ölüme götürülürken bile sevinmesi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... ölümün tüm sırlarımızın, entrikalarımızın, ertelemelerimizin önündeki perdeyi kaldırdığının simgesi gibi görünen yalnızlığını gözler önüne seriyordu.
Sayfa 121Kitabı okudu
... tüm manevi üstünlüğüne rağmen, zıddının karşısında acizliğini kabullenip kendisini samimi olarak...
Reklam
... umutsuzluk en yakıcı zevktir, özellikle de içinde bulunduğun durumun çaresizliğini açıkça kavramışsan.
... her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık. İnsana, gündelik hayatını sürdürmesi için gereken anlayışın yarısı, hatta dörtte biri dahi, yeryüzü...
Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim. Şimdi bir yandan köşemde pinekliyor, bir yandan da acı, faydasız bir teselliyle avunuyorum: Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır.
... ruhlar insan şekline bürünmeden önce de bedenlerden ayrı olarak vardılar ve düşünme yetisine sahiptirler.
Sayfa 116Kitabı okudu
Ölümün insanoğlunun başına gelen iyiliklerin en iyisi olup olmadığını kimse bilmiyor, ama güya başa gelebilecek en büyük kötülük olduğunu sanıklarından ondan korkuyorlar.
Reklam
Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.
Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde, ne de çevresinde gerçeği seçemez olur, böylece hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar. Bunun boşluğunu doldurmak, gönül eğlendirmek için kendini çeşitli tutkulara, kaba zevklere bırakır, ahlâksızlığını hayvanlığa vardırır; bütün bunlar durup dinlenmeden kendisine ve çevresine yalan söylemesinden doğmaktadır.
Gerçekçide iman uyandıran mucize değildir. Gerçekçi, zındıklık yolunu tutmuşsa, bir mucize görse bile kendinde buna inanmamasını sağlayacak güç ve yeteneği bulur. Mucize yadsınamaz durumda bile olsa boyun eğmez; duygularına sırt çevirir. Kabule yanaştığında ise bunu mucize saymaz, şimdiye kadar bilmediği bir olay olarak görür. Gerçekçinin imanı mucizeden doğmaz; iman, mucizeleri doğurur. Böyle bir kimse bir kere iman edince artık kendi gerçekçiliğinin zorunluluğu olarak mucize olanağını da kabul etmek zorundadır.
Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz yargılardan çok daha saf, temiz ruhlu olurlar. Biz de öyleyiz.
... ürkütücü görüntüsü olmayan, ambalajı şirin fitnelere muhatap olabileceğimizin idrakinde olmalıyız.
522 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.