Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Damla

En dehşetli hırsızlıklar kanunun koruması altında yapılanlardır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
…O sayede ne tulumbacılar efendi, bey, paşa, nazır, mebus oldular. Ne hiçler adam sırasına geçtiler. Ne kanlı katiller cezadan muaf kılınarak el üstünde tutuldular. Masumları ezmek, haydutları yükseltmek, kabahatsizleri cezalandırmak, kabahatlileri mükafatlandırmak toplumun baş düsturuydu.
Onları bugün affettik. Unuttuk. Lakin tarih sayfalarına, gelecekte insanlığa gözyaşları döktürtecek, ateşten, kandan, irinden, alçaklıktan satırlar nakşettiren, bugün içinde kavrulduğumuz yangının kundakçılarından birtakımları da daha büyük servetlerin verdiği refah ve gururla pencelerinden bu kargaşayı seyrediyorlar. Aç halk birbirini didiklerken onlar tok, yarın endişesinden azade, rahat ve huzur içinde lehlerine yeni bir dönüşüm için fitne düşünüyorlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şüphesiz, vicdanımızın vahşi ormanlarına sinen ejderhaları, canavarları tanımalıyız; içimizde gizlenen ve pusu kuran müthiş ihtimallere cesaretle bakmalıyız; bunları şuurumuzun aynasında pervasızca seyrederek hem kendimize hem de başkalarına göstermeliyiz
Sayfa 176Kitabı okudu
Ben yalnızlığın cemiyete rağmen, kalabalığa rağmen içimizi kaplayan ruhi bir halet olduğunu bilirim. Evlenmek insanı yalnızlıktan kurtarmaz, belki daha müthiş bir yalnızlığa atar. Bu iki kişinin bir arada ve ayrı ayrı yalnız kalması demektir ki cemiyetten gelecek imdadın da kıymetini sıfıra indirdiği için en ümitsiz yalnızlıktır.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu.
Artık ne mutlu ne de mutsuzum. Her şey geçip gidiyor. Bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde “insan” dünyasında tek gerçek şey bu. Her şey geçip gidiyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
Diğer bir deyişle, insanların yaşayış şekillerini şimdi bile anlayamıyorum. Mutluluk fikrimin diğer herkesin mutluluk fikriyle tamamen çelişmesinden korkuyorum. Bu korku beni tüketiyor, bazen geceleri kıvranmama, acı içinde inlememe, deliliğin eşiğine gelmeme neden oluyor. Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimkiyle kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar.
Biliyor ki, bütün bunlar ne kaderden, ne de talihten. Kaderini kendisi hazırladı. Serseriliğinden, uyuşukluğundan. Lakaytlığından. Aşk ağır bir taş ya da ölü bir beden midir ki, sürekli olduğu yerde kalsın? Aşkın yaşayan bir şey olduğunu bilmiyor muydu? Ona sahip çıkılmazsa, korunmazsa, sevilmezse, öleceğini bilmiyor muydu? Bir çiçek, susuz, topraksız ve güneşsiz yaşayabilir mi?
Sayfa 214Kitabı okudu
Böyleyiz, sen de ben de. Keşke derken anılarla yüklüyüz. Daha önce demenin yararı, anlamı yok dediğin gibi gerçekte. Olmadığını bile bile daha önce deriz yine de. Keşke diyebilmek için birtakım hataları işlemesi gerekiyor insanın. Bütün hataları işledikten sonra geri dönmenin olanaksızlığını duya duya keşke diyoruz hep. Ama bir çeşit arınmak, geri dönmeye hazır olmak değil midir bu?
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Bir kağıt parçası, yırtık bir afiş gibi bir şey getir gözünün önüne. Sokakta, şurda burda, rüzgarla savrulup duruyor. Sanki öyleydim Ayla’yla. Ayaklarımla yere basamıyormuş gibi. Çarpılıyormuş, savruluyormuş gibi. Neden bazı aşklar hep yanık kokusu taşır? Hep çırpıntılıdır suları? Sanki küçücük bir kayıktır insan. Ha battım, ha batacağım ha boğuldum ha boğulacağım diye sallanır durur dalgaların üstünde.
Sayfa 205Kitabı okudu
Aşk böyle gelir, taşınır gibi yerleşir yerleşeceği yere.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bazen düşünecek hiçbir şeyi, kimsesi olmamalı insanın.
Ah İstanbul
İstanbul’un kalabalığına karışıp sabahtan akşama kadar özlemini çektiği sokaklarda başıboş dolaşıyordu. Kimsenin gözüne batmadan, tanınıp bilinmeden büyük bir kentin kaldırımlarında yaşamanın doyulmaz bir tadı vardı.
İnsanoğlunun kalbinde birbiriyle zıt iki duygu vardır. Tabii ki başkasının sefaletine acımayan insan yoktur ancak kişi bir şekilde bu talihsizliğin üstesinden gelmeyi başarabildiğinde, bu sefer diğerlerinde bir hayal kırıklığı hissi doğar. Hatta biraz abartmak gerekirse o kişiyi yine aynı talihsizlikte görmek ister insanoğlu. Sonra farkında olmaksızın o kişiye karşı bir düşmanlık hissedilir.
463 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.