Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
alexander dumas
alexander dumas
@EdmonddantesI
19 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Uzuun bir aradan sonra tekrardan merhaba.
Bu kitabın incelemelerini büyük ihtimal “gerçekten yazarın dedikleri işe yarıyor mu?” diye öğrenmek için okuyorsundur :)
İlk olarak bu kitabı yazarın isminden dolayı aldım çünkü yazarı bildiğimiz murphy kanunlarının sahibi olarak zannetmiştim. Ama bu benim için büyük bir hata oldu çünkü o murphy bu murphy değilmiş :)
Girizgahtan sonra kitabın içeriğine gelirsek inanışmaz kendini yineliyor. Bir insanın aynı şeyi sürekli anlatması da bence inanılmaz bir beceri. Düşünün bazı kısımlarda 2 sayfa önce yazılan kısım tekrar copy paste yapılmış. Bu da insanın biraz daralmasına neden oluyor
İkinci olarak da bence olumlama bazı şeylerde aşırı abartılmış. Neredeyse her hastalığın geçmesini sağlayab şeyin olumlama olduğuna kadar vardı. Yazara göre olumlama yaparak hem zengin olueuznhem her hastalığı yeneriz minvalinde. Bu da bence hayatın gerçekleriyle bağdaşmıyor.
Son olarak bu kitap yıllardır içimde gideremediğim bir çelişkiyi tekrar alevlendirdi:
Hanfisi doğru ? Atalarımızın ve murphynin dediği bir şeyi 40 kere söylersen olur mu yoksa murphy kanunlarının dediği bir şeyi çok istersen olmaz , ne zaman vazgeçersen sana döner fikri mi doğru ? Bunun cevabını bilenler yoruma fikrini yazsın lütfen.
Herkese esenlikler:)
Bunca zamandır okumadığım için utandığım bir eser. Türkseniz ve bu topraklarda yaşıyorsanız sadece okuyun. Başka incelemeye gerek yok. Anladım ki cumhuriyeti kurmak zor ayakta tutması ise daha zormuş.
Saygı ve rahmetle.
Eskisi yeniyi aratır
Yazarın iktidar kitabı ne kadar iyiyse aynı şekilde bu da o kadar kötü bir kitaptı. Zorlana zorlana 2 ay sonunda bitirdim. Defaatle tekrara düşen ve yüzde 60 ı alıntı içeren bir kitap. Geri gelmeyecek olan zamanınızı boşa harcamayın derim. Yazdığım inceleme bile şu an berbat. Kitabı siz düşünün
Okur Takip Önerileri
Doğu kültürü
Sevgili okurlar,
Bugün merceğimizin altında ikna sanatı kitabı var. Açıkçası bu tarz binlerce yıl önce yazılmış kitaplar hakkında inceleme yazmak benim için çok zor. Ancak yine de birkaç noktadan bahsetmek istiyorum.
Kitap bilge bir kişinin ne yaptıklarından ve ne yapmamız gerektiğinden bahsediyor ancak burada asıl önemli sorun “nasıl?” sorusunun cevabı yok. Dolayısıyla bazı fikirleri çok önemli ve faydalı olsa da bu yolu göstermedikten sonra bir anlamı kalmıyor.
Kitapla ilgili en beğendiğim şey ise binlerce yıl önceki insanların durumu ile şu anki insanların bazı duygu ve durumlarda hala aynı olması. Bence inanılmaz bir şey. Hala ilkel bir canlıyız.
İncelememi noktalarken şunu söyleyebilirim ne okunur ne de okunmaz tercih siz sevgili okurların :)
En iyi, iyinin düşmanıdır
Sevgili okur dostlarım,
Bildiğiniz üzere bir kitabın arkasında veya önünde NYTimes yazarlarının övgü dolu sözleri varsa o kitabın %90 kötü olduğunundan bahsederim. Ancak bu kitap %10 luk kısımda diyebilirim.
İlk olarak kitapla ilgili en çok beğendiğim şey her bölümün sonunda yazarın kısa bir özet koyması. Bu şekilde okuduğunuz şeyleri tekrar
ileri görüşlülüğün bu kadarı..
Merhaba sevgili kitap sever dostlarım,
Bugünün konuğu muhteşem bir eser olan 1984.
Uzun uzun bir inceleme yazmaya gerek yok her kim bu kitabı okumaya karar verir ve fikir edinmek için burada bu yorumu görürse hiç düşünme kardeşim hemen al oku.
Yazarımız bu kitabı 1960 yıllarında yazmış olsa da içindeki bilgiler bugünümüze öyle bir ışık tutuyor ki yazarın zamanda yolculuk yaptığını düşünmemek elde değil. Bu bağlamda beni en ama en çok etkileyen insanların düşüncesine kadar giren onları izleyen tele ekran benzetmesi olunun. Düşünün ki 2023 te telefonlarımız bilgisayarlarımız ve diğer tüm elektronik eşyalar istisnasız bir biçimde seslerimizi görüntülerimizi sen izin ver veya verme bir şekilde topluyor.
Sizce bunun tele ekrandan bir farkı var mı :)
Düşününki bizden elde edilen bu verilerle Amerikan başkanı bile seçilebiliyor.. korkunç üstüne korkunç. Daha korkuncu yazarın resmen bu durumu 1960 da yazması.
Kitapta anlamadığım tek nokta iktidardaki büyük biraderin neden kendisinin “iç yüzünün” ve hakkındaki asıl gerçekleri kitap haline getirip bastırması ve önlerinde böyle bir kaynak olmasına rağmen herkesin büyük biraderi nasıl büyük birader olarak kabul edebilmesi meselesini anlamadım. Bu incelemeyi okuyup da bunun nedenini açıklayacak bir okur dostum yorum yaparsa sevinirim :)
Özet olarak alın okuyun sevgili dostlarım sağlıcakla kalın, esenlikler..
Atatürk’ün yolu
Herkese mutlu pazarlar diliyorum sevgili okurlar.
İlk olarak bu kitabı bunca sene sonra okuduğum için kendimden utandığımı belirtmek isterim. Keşke daha önce tanışsaydık. Ey Atatürk ! Senin önerdiğin, tavsiye ettiğin bir kitabın kötü olma ihtimali var mıdır ?
Bu kitabı bu yayınevinden okumamın nedeni kapağından da görüleceği üzere eksiksiz, tam metin demesinden kaynaklı. Ancak tamamen bir para tuzağı. Kitap 238 syf olarak basılmışken bunun tam ilk 60 sayfası giriş. O nedenle buradan ALMAMANIZI öneriyorum.
Kitabımıza anlatmaya gerek yok hepimizin bildiği üzere Fin halkının sıfırdan zirveye uzanan, herkese ilham olması gereken hikayesi anlatılmakta. Sadece kafamda şu soru var okuyan dostlarım cevaplarsa sevinirim:
Eğer ki Fin halkı İsveç tarafından yıllarca eğitimle ezilmeseydi yine de bu kadar eğitime önem verir miydi ?
Kitapla hoşuma gitmeyen tek şey ise çeviren kişinin koymuş olduğu bütün dipnotlarda eğer şayet dipnotlar doğruysa yazarın bahsettiği örneklerin (örneğin kitap, Snelmanın sözleri, yazarın bahsettiği kişi ve kurumlar) aslında resmi kayıtlarda olmadığını belirtmesidir. Yani açıkça bu bakımdan biraz sahtekarlığa doğru işin gittiği söylenebilir.
Netice itibariyle Gazi Mustafa Kemalin bizlere tavsiye ettiği ve ülkemizde de yer yer bu kitabı baz alarak bu doğrultuda yaptığı atılımları da göz önünde bulundurarak bu kitabı rica ediyorum okuyalım, okutturalım.
Yine ünlü gazetelerce övülmüş bomboş kitap
Sevgili dostlar, merhaba.
Yine bir bayram günü bir incelemeyle karşınızdayım. Belki bilirsiniz incelemelerimin sonunu her zaman: ‘’Eğer bir kitap new york times tarafından övülüyorsa okumayın okutturmayın’’ şeklinde bitiririm. Maalesef bu konuda haklı olduğum başka bir kitap daha..
Öncelikle böyle bir kitabı neden okuduğuma gelirsek
Ne Varsa Eskilerde Var
Merhabalar sevgili dostlarım..
Uzun soluklu bir maceraydı ama okuduğuma kesinlikle değen bir kitaptı. Aslında bir kitabın iyi olup olmadığını belirlemede tek bir ölçüt vardır. O da şudur:
Eğer bir kitabı okurken elinizden bırakamıyorsanız ve sürekli okumak istiyorsanız o kitap iyidir.
Uzun bir aradan sonra bu kitabın bana tamamen hissettirdiği tek şey bu oldu. Kitabın kahramanı Pip, eski dostumun hikayesi sizi kendine çekecektir. Kitap, başında ve sonunda yukarıda açıkladığım hissi bana sürekli yaşattı ama kitabın ortaları doğruyu söylemek gerekirse bu hisden uzaklaşmama sebep oldu bunun da sebebi belirli bir olay örgüsüne ve Estellaya takılı kalmasıydı. Ama iyi ki bırakmamışım iyi ki yine kitabın ortalarından sonra benim bu hisse kapılmamı sağlamış.
Sonuç olarak fazla söze gerek yok. Uzunluğuna bakmadan okuyun, okutturun. Su gibi akıp gidecek emin olun.
Artık incelemelerimde klasik hale gelmiş sözümle incelemi bitirmek isterim:
New york best sellere giren, new york times yazarlarının övgüyle söz ettiği kitaplardan uzak duralım, klasiklerden şaşmayalım.
Bir sonraki incelemede görüşmek üzere, esenlikler :)
Değişmez doğrular
Merhaba sevgili dostlarım,
Bu kitabı okurken nedense aklıma şu söz geldi:
“Kur an Arabistan’da indi, Türkiye’de yazıldı, Mısır’da okundu.”
Bu söze örnek olarak ben de diyorum ki abi Ruslar gerçekten bu kitap işini yapıyor.
Yazarımız Tolstoy’un bu kitabı birçoğumuzun ‘’AŞK’’ ı masumane bir şey olarak gören kişilere karşı bu kitabı bir tokat bir uyanış niteliğindedir. Aşkın şairler ve insanlar tarafından mide bulandırıcı bir şekilde yüceltildiği, AŞK ın bir romantiklik ve sevgi anlamının aksine insanların cinsel arzularını sığdırdığı bir durum olduğunu harika bir biçimde anlatıyor. Aynı zaman da cinselliğin kişilerin felaketine nasıl yol açacağını da harika bir şekilde gösteriyor hepimize. Aşk aşk diye tutturup cinsel arzularını bu kelime altında masumlaştırmaya çalışanların yahut gözümden bile kıskanırım dokunmaya bile kıyamam çünkü ben “AŞIĞIM” diyenlerinmutlaka okuması gereken bir şaheser.
Ayrıca kitabın isminin ne kadar özenli seçildiğini de yazar kitabın içerisinde açıklıyor. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamıştım sanırım bu da beni kendine hayran bıraktıran harika bir detaydı.
Son olarak diğer incelemelere baktığımda erkek dostlarımın bu kitap özelinde yaptığı incelemeler tamamen kadınları kendilerine şirin göstermek olmuş
:))
Kitap tekrar ve dikkatle okunursa kadınlara hakaret değil erkeklerin aymazlığını ve bilinçsizliğini anlatmıştır yazar.
Sonuç olarak bilginin getirdiği özgürlüğü seçenler, sabit düşüncelerini değiştirmek isteyen ve gerçeklerle yüzleşmeye cesareti olanlar lütfen okusun. Puanım 9/10.
ÖLÜMSÜZ ESER
Selamlar herkese.
Bugün önümüzde harikulade bir eser olan la fontaine in masallar kitabı bulunmakta. Öncelikle beni en çok şaşırtan kitaptaki masalların hikaye formatında yani düzyazı şeklinde olmasını beklerken bütün masallar şiirsel bir dil ve kafiyeli olarak yazılmış. Bu tarzı normalde hiç sevmemekle birlikte kitabın içindeki bunca masalı bu dil hassasiyetiyle yazmak muazzam bir olay.
Kitabın içeriğini bir öykü kitabı beklediğimden bu kadar çok içerisinde masal olacağını hiç düşünmemiştim.
Ölümsüzlüğün formülünü sorarlarsa eğer kesinlikle bu kitap ederim. Çünkü insanoğlu yazar anlatırken ne ise şu anda hala öyle ve daha da beter halde. Bir çocuğum olursa kesinlikle onunla tekrar bitirmek isteyeceğim bir kitap. (Tabi bazı masallar hariç)
Son olarak beğendiğim diğer husus ise masalların çok uçuk kaçık absürt olmaması hoşuma gitti.
Sonuç olarak okumayı seven dostlarım klasiklerden şaşmayın new york best sellerlara kanmayın :)
Eskisi yenisini aratır
Herkesin yeni alışkanlıklar kazandığı, hayatında dönüm noktası olacak bir ramazan diliyorum. Uzun bir aradan sonra iftar menümüzde homo deus var. Gönül isterdi ki iftarımızı daha güzel açalım ama maalesef payımıza düşen bugünlük bu.
Yazarın ilk kitabı olan sapiens gerçekten ufuk açan harikulade bir kitaptı. Bu kitabı okumak istememin sebebi de aldığım bu tadı yine bu kitapta bulmak istememdi ama maalesef öyle olmadı. Yazarın bu kitabının içeriğinin %90 ı ateizm ve liberallikten bahsederek geçiyor. Çok nadir de olsa vay be bu böyle miymiş dediğim anlar olsa da sürekli ateizm ve liberallikten hümanizmden bahsetmesi açıkçası benim için kabak tadı verdi.
Belki de hata bendedir. Sapiens yerine ilk bu kitabı okusam belki de beğenecektim. Ama zannetmiyorum. Bir önceki incelemelerimde de dediğim gibi sevgili okur dostlarım bir kitabın arka kapağında eğer ÜNLÜ GAZETELERİN YAZARLARINDAN TAVSİYE VARSA O KİTABI OKUMAYIN OKUTTURMAYIN. Maalesef reklam kokan hiçbir şey fayda sağlamıyor. Bu zamana kadar yanılmadım yanılırsam yine bir inceleme de belirtirim. Sağlıcakla kalın :)
Hepimizden bir parça: Oblomovluk
Herkese mutlu hafta sonları :) Bugünkü köşemizde Oblomov var. Kitabı bitirir bitirmez dediğim ilk şey şu oldu:
Abi ruslar bu işi yapıyor yaaaa..
Gerçekten de yine başarıyla kurgulanmış, olay örgüsü ilmek ilmek işlenmiş bir kitap rus yazarlar tarafından dünya kitaplığına kazandırılmış.
Oblomov oblomov oblomov..
Hangimiz de biraz oblomovluk yok ki ? Ama aramızdaki en büyük fark o çiftlik sahibi olan zengin biri olarak Oblomovluk yaparken biz ise ucu ucuna geçinirken oblomovluk yapıyoruz :) bu kitaptan öğrendiğim en önemli ders ise insanın en büyük düşmanının rahatlık olduğudur. Tembellik, hazırcılık, her şeye evet denmesi, zorluk görülmemesi bizi Oblomovluğa götüren şeyler. Bununla bağlantılı olarak da erteleme hastalığı geliyor. Nitekim ben de öyleyim. Son gün yaklaşmadan harekete geçmek yok. Çünkü normal zamanda o kamçılanmayı o baskıyı hissetmiyorsun.
—SPOİLER—
Kitaba dair tek eleştirim ise Oblomovun bu dünyadan göçüşünün daha detaylı olarak işlenmesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Umarım bu kadar ertelemesine gıcık olduğumuz oblomovun hayatından ders alıp zamana hükmetmeyi öğrenmişizdir
. Okuyun okutun sevgili okurlar :)
Hayal kırıklığı..
Merhaba sevgili okurlar,
Bugün buraya bu kitap hakkında çok fazla iyi şey yazmak isterdim. Ama maalesef öyle olmayacak.
Öncelikle 1000 kitabı keşfettiğim zaman okuyacaklarıma eklediğim ilk kitaptı kendisi. Nitekim bu kitabı piyasada bulmakta da zorlandım. Ancak bunların hiçbirisine aşağıda açıklayacağım nedenlerle değmedi:
1. Ben bu kitabı
Bakış açısı değiştiren bir kitap
Merhaba sevgili okurlar,
Bugün mutfağımızda Mark Twain’e ait olan insan nedir ? kitabı bulunmaktadır. Öncelikle ben kitabı Erhan Sila’nın çevirisini yapmış olduğu flipper yayıncılıktan okudum. Ancak çevirisini pek beğendiğim söylenemez. Bu girizgahtan sonra kitaba gelirsek:
Kitabımız hayatın tüm gerçekliğini insanın yüzüne vuran, ufuk açan ve tüm düşüncelerini değiştiren bir kitap. Bu kitabı okumadan önce kitaptaki yaşlı adam ile aynı düşüncelere sahip olduğumdan benim düşüncelerimi destekleyici olsa da eğer siz genç adam gibi düşünüyorsanız sizi oldukça sinirlendirecektir :)
Kitabımızda kısaca insanın bencil bir ‘makine’ olduğu, yaptığı her eylemi kendini tatmin için yaptığından bahsedilmektedir. Ayrıca özgür iradenin olmadığı ve seçimlerimizi belirleyen 3 temel kriterin olduğundan söz edilmektedir. Bu 3 kriter ise :
1. Kişilik
2. Eğitim
3. İçinde bulunduğumuz yaşadığımız çevredir.
Beni en çok etkileyen kısım ise hiçbir fikrin ve düşüncenin mucidinin kendimizin olmadığı, aklımıza gelen her fikrin olsa olsa ikinci bir fikir olduğu görüşü olmuştur.
İnsanların arasındaki farkı ise kapasiteye bağlamış olup Shakespeare’iShakespeare yapan da budur diyerekten olayı böyle değerlendirmiştir.
Sonuç olarak realist ve ufuk açan, farklı bir pencereden baktıran kitapları sevdiğimden bu kitabı da çok sevdim hakikatle yüzleşme cesareti olanlara önerimdir :)
