"Binlerce kez iyi geceler sana! "
Yüzyıllardır süregelen bir aşkın anlatıldığı bir kitabı elimde tutuyorum şuan. Yorumunu yapmak içinse sabırsızlanıyorum. Gerçek aşkın tüm etkileyiciliğiyle, işte karşınızda Romeo ve Juliet!
Kanlı bıçaklı iki düşman ailenin çocukları; Montague oğlu Romeo, Capulet kızı Juliet... Bu iki gencin trajedisini anlatıyor kitap. Romeo, bir kıza delicesine âşıktır ve onu görmek için düşmanlarının düzenlediği davete katılmayı bile göze alır. Ve davette Juliet'i görür, ona âşık olur, önceki delice duyguları çoktan unutmuştur bile. Artık yalnızca Juliet vardır onun için. Burada tam olarak bir erkek özetisin Romeo. Ama konumuz bu değil. Daha sonra, ikili birbirine ölümüne âşık olur ve beraberinde olanları hemen hemen hepimiz biliyoruz. Romeo ve Juliet, bir sürü tiyatroya ve filme konu olmuş efsane bir kitap olduğu için çoğumuz sonunu bile bile keyifle okuruz.
Şahsen ben kitabın konusundan çok, içindeki büyülü sözlere bayıldım. Çünkü itiraf etmek gerekirse pek de duyulmamış bir konuya sahip değil. Ama o şiirsel sözler, herkese meydan okuyan aşkı öyle güzel taçlandırıyor ki... Su gibi çabucak bitiverdi kitap. Şiirselliğin yeri bambaşka, diyen herkes eğer okumadıysa ertelemesin, okusun Romeo ve Juliet'i!