Fyodor Dostoyevski'nin yayımlanan ilk kitabı olan İnsancıklar, yoksulluğun pençesinde kıvranan Makar Devuşkin ile Varvara Alekseyevna'nın mektuplarından oluşuyor. Dostoyevski kitabında; aşkı, yoksulluğu, mutsuzluğu, ezilmeyi, hor görülmeyi, önyargıyı, utancı, cesaretsizliği, sonuna kadar hissettirerek anlatıyor. Okurken çoğu zaman kalbinizin ezildiğini hissettiriyor ve o insanlara acımadan edemiyorsunuz.
(Ayıca Dostoyeski'nin bu kitabı ya yaşayarak ya da şahit olarak yazdığını düşünüyorum... Çok gerçekçiydi...)
"Yoksulluk her dönemin en belirgin sorunlarından biri olmuştur. Geçim telaşı , iş bulma sıkıntıları, aşk, acıma ve fadakarlık hisleri arasında sıkışıp kalır Makar Devuşkin. Bir yandan da uzaktan akrabası olan ve derin hisler beslediği Varvara Dobroselova'nın sıkıntılarına çare olmaya çalışır...
Bütün bunlara rağmen bu ikilinin birbirlerine karşı olan kibarlık, cömertlik, saygı, sevgi ve onu kendisine tercih etme duygusu hep taze tutulmuştur. Bu yönüyle gerçekten çok iyiydi.
Varenka içinde bulundukları çıkmazı fark ederek "Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuz ile yoksulun birbirinden uzak durması lazım, birbirine bulaştırmamak için." diye yazıyor mektubun bir bölümünde.
Makar Devuşkin ise başka bir bölümde kör talihini şöyle sorguluyor: "Neden her şey böyle oluyor, iyi bir insan karanlıkta kalıyor, başkalarına ise mutluluk kendiliğinden geliyor!
Kitapla Kalın.