Bütün bunları yazarken hissediyorum ki,bu satırları okuyunca bana biraz acıyacaksın. Fakat bunlar yazı, Sevgili Bilge;kötülüğüm,kelimelerin arasında kayboluyor.
Gece yarısına kadar bir tavan arasıdaki samanların üstünde dinlendiler ve bütün kasaba uykudayken tekrar yola koyuldular. Bu çılgın yolculuğu gerçekdışı yapan ve gözlemledikleri en büyük değişikliklerden biri, artık herkesin daha az uyuyor oluşuydu. İç karartıcı ve ıssız yollarda uzun bir süre yol aldıktan sonra,karanlıktan uzak,lambaları ışıl ışıl parlayan fakir kulübe öbeklerine varacaklardı ve burada,gecenin köründe ortalıkta ruh gibi dolanan, kuruyup büzülmüş özgürlük ağacının etrafında el ele vermiş ya da hep beraber dimdik durarak özgürlük şarkısı söyleyen insanlarla karşılaşacaklardı.
Bankaların ortaklarından birinin oğlu,Telsson bank'ı yeniden inşa etmeyi önerecek olsa babası onu mirastan yoksun bırakırdı. Bankanın bu açıdan ülkenin halinden farkı yoktu; bunca yıldır uygunsuz olsa da saygınlığını koruyan kanun ve gelenekleri baştan düzenlemeyi öneren oğullarını mirastan yoksun bırakıyordu o da.
Bir mektup,hem de birkaç daha yazayım eski dostlara,kardeşten ileri arkadaşlara,gene bir karşılık alamazsak,bu dünya,bu insanlık böyledir,der işin içinden çıkarız.
Savaştan geriye kalmış her insan sakattır,yarı ölüdür. Savaşmış her kişi savaştan önceki kişi değildir. O kişiler ölünceye kadar mutlu olamaz,o pis dünyayı unutmak için böyle, kaçacak ıssız bir dünya ararlar.