Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uçuşkan Çelebi

74 syf.
·
Puan vermedi
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka
7.8/10 · 223,2bin okunma
Reklam
Yer altından notlar 14
Kendine iyi bak !! bazen öyle üzgün, öyle kötü, öyle çıkmazda oluyorum ki.Mesela sabah olsun istemiyorum, gece hiç bitmesin istiyorum, karanlık felan korusun, sessizlik sarıp sarmalasın istiyorum ve onu karşımda buluyorum. her seferinde nasıl yapıyor bunu şaşkınlıkla izlesem de "çok sıktın ama, yeter. hadi bakalım kendine gel, bu da geçecek eminim" diyor. bunu bir başkası dese bu kadar inanmam ama o söyleyince ılık ılık huzur doluyor içime.. bazen öyle çekingen oluyorum ki. eskisi gibi gözü kara değilim. yeni bir iş ya da yeni bir yer beni tedirgin edebiliyor beni. tam vazgeçecek gibi olduğumda karşımda yine o var. arkama geçip sırtımdan itekliyor. "hadi, at bakalım ilk adımını, gerisi kolay gelir" diyor. başkası söylese "kolaysa sen at" derim ama o söyleyince bir adımı bırakın uçasım geliyor. bazen öyle mutlu oluyorum ki. başkaları gibi havalara uçarak değil sakince oturarak yaşıyorum sevincimi,tekerlek kafalı biri gelirde mutluluğumu böler diye belki de kimbilir, coşkulu yaşayamıyorum hiçbir sevinçli günümü. Veee tabiki tahmin ettiğiniz gibi karşımda yine o. gel lan diyor, gel sarıl da sevinelim beraber. kollarımı doluyorum ve sen olmasan ben ne yapardım diyorum. Peki o kim mi?!?! o, karşımdaki ben. insanın en iyi dostu kendisidir sözünü unutmama izin vermeyenler sayesinde sarıldığım ben. kendimi yüreklendiren, korkma diyen, yine başardın diye sarılan hep o. iyi bakın kendinize. gerçekten en iyi dostunuz sizsiniz yine size.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
8/10 puan verdi
İnsanlık için küçük bile değil son derece manasız, benim içinse büyük bir adım: Olga Tokarczuk'un "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" eserine başlıyorum. Aylardır kitaplıktan beni çağırıyor, hayır diyorum, hazır değilim diyorum, senin vaktin gelecek diyorum - belki biraz da bu zevki erteliyorum. Sonuçta dün sabah bir şey oldu, kendisini elime aldım..kahve, toprak ve ekmek kokularında aldığım enfes tadı ayrı olarak sadece kitapta alabiliyorum..önce kapağına hafifçe dokundum, sonra önünü-arkasını, sağını-solunu içime çektim.Evet biraz garip gelebilir..hatta balici tıynetli bir okur olabilirim ama elimde değil koklamadan yapamıyorum..Neyse bu başlangıç seremonisinden sonra başladım okumaya.. bu anı ölümsüzleştirmek için mağrur bir zafer pozu verirdim ama maalesef telefonun kamera çalışmıyor. Hadi bakalım Tokarczuk, sonunda hazırım; tanışabiliriz. Seninle yolculuğumuz uzun olacağa benziyor :)
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,863 okunma
330 syf.
6/10 puan verdi
İlk bölümde Mehmet'in hikayesinden çok şey beklemeye başlamıştım. Livaneli buradan çıkıp Harry Potter' a bağlasa bendeki beklenti ancak tutar yani o derece. Sonra kitabın kapağı tabi ki.. Dün ofiste fark edince manasını zerre kadar düşünme ihtiyacı hissetmeden iliğime işlemiş goygoycu tavrımla "kitabın kapağı da +18 miş he eheheh" dediğim o kitap. bitirinceyse; yaklaşık bir saat kadar etkisinden sıyrılmaya çalıştığım ama olmayınca incelemeye saldırdığım ve şu satırları yazarken dahi dönüp dönüp bakıp bittiğine inanamadığım kitap. Sonra çizdiğim yerlere baktım bu inceleme için, aşırı etkilendiğim için okuyana referans olsun diye alıntılayabileceğim bir pasajı yok maalesef; ama okuyun :) not1 :Evet filmi yapılsın istiyorum! Hatta sadece filmde, kitabın aksine Olga ve Mehmet aşkına daha bir inanmak istiyorum. Ölmeden önce bir kere olsun Livaneli konserine gitme hayalim vardı, şimdi bir de bu kitabı beyazperdede izleme fikri eklendi. Kimlerin oynayacağını dahi tasarladım. Kim mi ?!?! tabi ki Mehmet Aslantuğ.. yalnız geçenlerde duydum ki Livaneli kitaplarının film versiyonlarına pek soğukmuş.. Filmi olmazsa bu da kaderin bana nanik yapma şekli olarak burada dursun.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,5bin okunma
Reklam
404 syf.
8/10 puan verdi
Kendisinin ilk kitabı, benimde son Aleksiyeviç’im olan “Kadın Yok Savaşın Yüzünde”ye başladım iki gün önce. İsveç Akademisi, 2015’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü verirken “yeni bir edebi tür yarattığını” belirttiğinde pek de sallamamıştım..şimdi mi?!?! O kadar haklı bir söz etmişki kitabı bitirdiğimde anladım.. O da kendisini “ruhun ve duyguların tarihçisi” olarak tanımlıyor zaten “duygularımızdan mabetler inşa ediyorum. Arzularımızdan, hayal kırıklıklarımızdan” diyede . Okuduğum tüm kitapları göğsümün içine saplandı ama her şeye rağmen çok, çok seviyorum. Sözlü tarihle edebiyatın buluştuğu muazzam eserler üreten çok özel bir kadın Aleksiyeviç. Keşke herkes okusa, hatta keşke şehit ve gazi atalarınızın onuru için bizim kurtuluş Savaşı tarihi de bu biçimde yazılsa;gerçekten çok isterim.
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın YüzündeSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Yayınları · 20161,056 okunma
Yer altından notlar 13
Dün gece…saat..01 civarı.. esinti de ki huzur, yağmur sesinin dağıttığı hüzün,evet.. yaşadığımı hissettiriyor.Ama filmlerdeki gibi olmuyo ki anasını satayım.. yürürken karizmatik şekilde yanaklarımdan aşağı damlalar düşsün.Kafama sürdüğüm kremin tadını dudaklarımda hissedeyim felan... ayağım suya girmesin. yandan bi araba geçip üzerime su sıçratmasın…olmuyor işte..o yağmur damlalarıyla beraber, sorumluluklarım, hatalarım ve hüzünlerim de aksın istiyorum" gibi cümleler bile kurarım gerekirse ama yağmur romantizmi bana göre değil.. Tabiki romantizmden hoşlanmayan birisi değilim,ben de biliyorum iki üç şiiri ezbere okumayı alkol kokan ağzımla.ben de biliyorum ideefixden iki gün önce gelmiş kitapları pencerenin kenarında yağmur –kitap kombinasyonu içinde fotoğraf paylaşmayı..Ama ben ne yapıyorum ?!?! elinde red label ve aurora dan daha güzel olamayacak kombinasyonla pencereden yağmura bakabiliyorum...zevkler ve renkler tartışılmaz diyenin ağzına sümsüğü geçiririm. yada geçirmem. ne kadar içtiğime bağlı :) Her neyse yağmur bana soğuk havaları sevdiren eylemdir. sakinlik çökünce ruha, dinlenirsin asıl tatilde bu olmalı.. youtube.com/watch?v=d_HlPbo... hizliresim.com/atcnor
8/10 puan verdi
Günlerin iyice birbirinin aynısı olduğu günlere yine döndüm...Artık ne, ne zaman olmuştu kestirmekte zorlandığım günlere.. yada “bu ne zamandı” diyebileceğim.. nirengi noktaları olmayınca zamanın içinde yüzüyormuş gibi oluyor insan. Neyse ki kitaplar var . günlük hayatımda değişen tek şey onlar ve okuduğum kitaba göre karakter oluşturup hayal çatısı kurmakta çok iyiyim..Bu konuda beni iyi bilenlerin “iyice kafayı yedi la bu” dediğinide biliyorum..dört beş sene önce tesadüf eseri keşfettiğim, “bir yazarım daha oldu” diye sevinmeme sebep olmuş ve özellikle emile ajar takma adıyla yazdığı onca yoksulluk varken ve yalan roman isimli kitaplarından çok etkilendiğim kalemini sevdiğimin yazarı..neyse işte yıllar sonra Romain Gary okumaya da geri döndüm, kendisini ilk romanı "Polonya’da bir Kuş Var" ile misafir ediyorum. "Ne değiştirebildiğin, ne yardım edebildiğin, ne de terk edebildiğin bir kadını sevmenin ne demek olduğunu bilemezsiniz." Gary… youtube.com/watch?v=gKTUDtx...
Polonya'da Bir Kuş Var
Polonya'da Bir Kuş VarRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 2012248 okunma
Uçuşkan Çelebi

Uçuşkan Çelebi

, bir kitabı okumaya başladı
Polonya'da Bir Kuş Var
Polonya'da Bir Kuş VarRomain Gary (Emile Ajar)
8.1/10 · 248 okunma
120 syf.
5/10 puan verdi
ilk Evelio Rosero kitabım “Ordular"dı ve ben bayılmıştım. Bakalım “Öğle Yemekleri” ile yolculuğum nasıl geçecek. neyse ben Kolombiya uçağını kaçırmıyayım izninizle..
Öğle Yemekleri
Öğle YemekleriEvelio Rosero · Can Yayınları · 2016149 okunma
93 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.