Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı!
* Az çok tarih okuyan bir çoğumuzun kulaktan dolma da olsa duyduğu şu sömürgeclik neyin nesiymiş diyerek neler okuyacağımın bilincinde olarak başladım. Ancak psikolojik olarak gerilmekten, üzülmekten, nefret duymaktan kendimi alamadım. Hem insanların vatanlarina girerek onları en ağır şartlarda aç karnına çalıştırarak cebini doldurmak, herhangi
* Okuduğum her kitabında kendisine duyduğum hayranlık daha da artmakta. Düşünce yapımın fazlasıyla uyuştuğu az sayıda yazarlardan birisi. Bu kitabı 72 yaşında olgunluğunun zirvesinde yazdığını göz önüne alarak okumak gerekiyor. Zira Voltaire de Spinoza gibi pek çok fikir süzgecinden geçmiş birisidir.
* Cahilliğinin farkında olan bir filozofun dili ile, Ebedî bir Yaratıcı'nın varlığını ve inançların ahlak üzerine neler söylediğini hem kendi penceresinden, hem de Descartes, Spinoza, Locke gibi pek çok filozofun penceresinden bakarak analiz etmektedir.
* Kitapta Voltaire, "Sen Kimsin?" sorusu ile başlarken, "insan özgür müdür? Herşey ebedî midir?" gibi pek çok felsefi konulara dair cahilliğini kabullenerek açıklamalarda bulunmuştur. İnsan aklının bir çok şeyi anlayamayan acizliği ile dahi Ebedî Yaratıcı'nın varlığını kendince nasıl anladığını anlatmaktadır.
* Ben her kitabı gibi bu kitabında da kendisine hayran kaldım. Felsefe meraklıları için muhteşem bir eser.
Keyifli okumalar dilerim
Cahil FilozofVoltaire · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,021 okunma
*Daha önce okuduğum kitapların birinde bu kitaba atıfta bulunularak İngilizler epey eleştiriliyordu. Ben de merak ettim ve çoğunlukla küçük yaşlarda okunan hikayeyi dün bitirdim. Roman gerçekten çok sürükleyici ve heyecan uyandırıcı. Ama şunu söylemeliyim ki çok küçük yaşlar için uygun olmayabilir. Tabiki bazı bölümlerinde günlük hayatta pek
* Yazarımızı Ermiş ve Ermiş'in Bahçesi kitapları ile zaten tanımaktayız. Aslında Hristiyan olan Cibran, din üstü bir görüşe, Allah'ın kullarının birbirne eşit olduğunu ve her insanın özgürce yaşaması gerektiğini savunduğunu biliriz. Bu kitabında da mazlumun zalim karşısında boyun eğmemesi, insanın maddi çıkarlarından sıyrılarak aşk, sevgi, adalet, ruhun özgürlüğü gibi duyguların toplumda egemen olması üzerine dört adet birbirinden güzel hikayeye yer vermekte.
* Özellikle monarji ile yönetilen ülkelerde çokça karşımıza çikan toprak ağalarının ve manastırdaki rahiplerin hiçbir emek vermeden halktan beslenerek zenginleşmesi ve ezilen halkın fakir ve güçsüz düşmesi birinci ve en güzel hikayenin konusunu oluşturmaktadır. Manastırda doğruları haykıran bir çoban, idam edilecekken halkın kalbine taht kurmayı becerir. İnce Memet'e benzerliği çok dikkatimi çekti.
* Adaletsizce, sorgulamadan verilen üç ölüm kararının ardında nasıl gerçeklerin yattığını harika bir şekilde anlatan ikinci hikaye, 40 yaşında zengin bir adamla zorla evledirilen ancak daha sonra kitaplarından başka bir şeyi olmayan fakir sevgilisine kaçan 18 yaşında bir kızın hikayesi, son olarak iftira ve dedikodularla birbirini seven iki gencin acıklı sonları diğer üç hikayenin konusu.
* Toplumsal konulara çok güzel parmak basan, özgürlük, kadın hakları, zalime boyun eğmemek gibi bazılarını rahatsız etmesine rağmen cesurca haykıran yazarı rahmetle anıyorum.
Keyifli okumalar dilerim
* Daha önce 'Büyülü Dağ' romanını okuduğum yazarın kalitesinden pek şüphem yoktu. Ancak bu kadar ilginç olayların anlatıldığı ve sonunun da çok güzel bağlandığı bir kitap beklemiyordum.
* Hikayeyi özet olarak dahi anlatmak istemiyorum. Bazı yerleri ciddi anlamda mide kaldırır gibi değil. Oedipus karmaşasıyla ilişkilendirilmiş olsa da bana göre durum daha değişik. Zira olayların gelişiminde özellikle kader konusu çok vurgulanmış. Romanda çokça Hristiyanlığa ait öğeler kullanılmış.
* Kitabın okunmasını tavsiye edip etmemeye pek karar veremedim açıkçası. Dün akşam başlayıp bugün öğlen bitirebileceğim kadar merak uyandırıcı ve sürükleyici olsa da, kitabın konusu " Tanrı her günahı affedendir" teması öne çıkmış olsa da, konu şu ya da bu değil tüm inanç ve toplum sistemlerine aykırı bir yanlışlık içermekte. Yazarın hangi duygu ve hislerle bu romanı yazabildiğine anlam veremiyorum. Hristiyanlık tarihinde böyle bir olayın gerçek olma ihtimali var mı ondan da emin değilim.
* Sonuç olarak bu eser, meselenin çok sıkıntılı olmasına karşın akıcılık ve merak uyandırmanın hadsafhada olduğu bir kitap olarak zihnimde yer tutacak.
Keyifli okumalar dilerim
SeçilenThomas Mann · Can Yayınları · 2020110 okunma
* Buna benzer bir kitabı araştırdığım bir dönemde Halk Kütüphanesinde karşıma çıkan bu kitabı emanet aldım. Okurken çoğu zaman heyecanlandım, çoğu zaman hayıflandım. Her yeni yapılan icattan ve sonuçlarından ayrı ayrı keyifler aldım.
* Özellikle tıp, fizik, kimya ve biyoloji alanlarında antik Roma'dan başlayıp günümüze kadar süregelen
* Kitapların bir gün tamamen unutulacağı, mutlu olmak ve herhangi bir şeyden rahatsız olmamak için kitaplardan uzaklaşılacağı bir zaman gelir mi acaba? Gerçi etrafıma bakıyorum da belki de 1953'te yazarın hayal ettiği o herkesin adeta robotlaştığı, televizyon dizileriyle uyuşturulduğu, bir şiir ezberlemek, bir kitap okumak yerine yakışıklı-güzel fenomenlerin sohbet ortamlarında bahislerinin ağızlara sakız edildiği o dönemin içindeyizdir. Kim bilir belki de bu kasten, azınlıkların hiçbir zaman ayaklanmamaları, hakkı yenilen insanların ağızlarına birer parmak bal çalınarak onları mutluluk denizinde yüzerken etliye sütlüye karışmamaları için yapılıyordur...
* Evet, ilginç bir bilim kurgu romanı. Verilmek istenen mesaj, dönemin soğuk savaşı ve Amerika ve İngilterede yaşananlarla ilişkilendirildiğinde daha da anlam kazanıyor. Ancak şunu da söylemeliyim ki, okuduğum diğer bilim kurgu romanları gibi beni çok fazla etkileyebilmiş değil. Yazarın kitap sonunda itiraf ettiği gibi kitabın çok kısa sürede ve akla ilk gelen şekliyle yazıldığı çok bariz. Şu iki şeyi iyi anladım. Bilim kurgu romanları bana göre değil, ikincisi de piyasada çok aşırı abartılan kitaplar (belki de bu kadar abartıldıkları için) bende beklenen etkiyi göstermiyor.
* Kitap imgelerle güzel mesajlar vermeyi başarmış. Ama malesef olaylar çok dağınık ve herşey apar topar olup bitiyor. Kişiler çok silik, insan kafasında canlandırmakta zorluk çekiyor.
Keyifli okumalar dilerim...
* Volteire ile birlikte Nietzsche benim şu kısa okuma yaşamımın en değerli iki düşünürü haline geldi. Nietzsche kitaplarını her okuduğumda bana geçen bir sürü anlamlara ve fikirlere nazaran gizemli ve anlayamadığım yığınla cümleler kalıyor. Bu da her kitabı bitirişimde "bu kitabı tekrar okumalıyım" hissi oluşturuyor.
* Kendin olma,