Kitaba başlarken bu kitabın bir tarih kitabı olduğunu sanabilirsiniz. Aslına bakılırsa tarihin başlangıcından geldiğimiz zamana kadar kronolojik bir sıralama izleyecek olması bu hissi uyandırması çok normal. Ama durum hiçte göründüğü gibi olmadığını okudukça anlıyorsunuz. Düz çizgide ilerlememesi, hayal gücünün sınırı ve tarihe eleştiriyi her kelimede ve her cümlede hissediyorsunuz?
Kitap tarih anlatmıyorsa ne anlatıyor? Kitap tarihi yaratan bizleri anlatıyor. Bu çok geniş bir tabir. Biz ,insanlar, homo sapiens'ler neyiz? Ne hissettik? Neler yaşadık ? Neler yarattık ? Hatta neler yaratacağız?
Çok geniş bir çerçevesi olduğunu ve çok geniş bir alanı aldığını söylemiştim. Desem ki yazar şu konuya değindi. Yalan söylemiş olurum. Yazar bizi içeren ne varsa hepsine değinmiş. Tarım, iklim, imparatorluk, hayvanlar,bitkiler, para,güç, teknoloji daha sayamadığım her şey.
Kitabın son cümlelerinden biri belki de her şeyi özetliyor. ' Kısa süre içinde kendi isteklerimizi de şekillendirebileceğimiz, belki de bizden cevap bekleyen en önemli soru, 'Neye dönüşmek istiyoruz? değil, 'Neyi istemek istiyoruz'dur. Bu soru karşısında ürpermeyenler muhtemelen soru üzerinde yeterince düşünmemiştir.'