İlter İNAN

İlter İNAN
@Janissary00
Öğrenci
5 okur puanı
Haziran 2015 tarihinde katıldı
İnsanlar, eğer özgür olduklarını düşünürlerse, özgür olmamak adına isyan etmezler!
Sayfa 112
Reklam
Rahat zamanda kuru ekmekle yetinemeyen, çile zamanında açlığa dayanamaz.
İster saldırıda, ister geri çekilmede olsun bir kimse savaşta çıkınını, yayını veya eşyasından başka bir şeyi düşürürse, arkasındaki adam attan inmeli ve bunu ona geri vermelidir. Bunu yapmayan ölümle cezalandırılır.
Sayfa 251

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Bana göre arkadaşlık iki şeyin üzerinde yükselir,'' dedi, Mikael. ''Saygı ve güven. Bu iki şeyden biri eksikse arkadaşlık bağı kurulamaz. İnsan birine saygı duyabilir ama yanı sıra güven de duymazsa arkadaşlık çatlamaya başlar. ''
Sayfa 562
Bazen bir insanın mutlu olup olmadığını anlamak kolaydır. Ancak emin değilseniz, yüzüne bakın. -Eğer mutluysa, size gözlerini kocaman açarak selam verecektir. Yalnızca ''dudaklarını'' oynatarak selam verirse -yani tüm yüzüyle değil- o zaman bu nezaketen yapılmış zoraki bir gülümsemedir ve genelde karşınızdakinin iyi bir ruh halinde olmadığını gösterir. -Göz teması, ruh hali için önemli bir işarettir. Mutlu olduğumuz zaman, daha çok göz teması kurmaya eğilimli oluruz. Aynı şekilde, mutsuz olduğumuz zaman, konuştuğumuz insana değil, yere ya da uzaklara bakarız.
Sayfa 18
Reklam
Yıl: 611 aylardan Ramazandı... Yine Hira'daki mağarasına gelmiş, omuzundaki azık torbasını bir kenara bırakmış ve üzerine harmanisini çekip bir süre dinlenmek üzere köşeye uzanmıştı. İçinde adlandıramadığı büyük bir baskı ve sıkıntı hissediyordu... Gözlerini kapatıp kendinden geçtiği bir anda derinlerden gelerek kulağına çınlayan bir sesle irkildi: -''Sen Allah'ın Elçisisin...''
Sayfa 225
''Silah, insanın en doğal parçasıdır, Mehmet,'' dedi Cafer Ağa geri çekilip çocuğun soluklanmasına müsaade ederek. ''Nasıl ki doğadaki her canlı kendini savunmak için bir güçle donatılmışsa, insanda kendini savunmak için çeşitli silahları oluşturmuştur. Kılıcı ancak kendi parçan olarak gördüğün sürece onun hakkını verebilirsin. Kılıca hakkını vermek ise hakkı unutmamaktan geçer.''
Sayfa 90
Cengiz Han'ın ordularının gerek strateji gerekse ''zevk'' gereği öldürdüğü insan sayısının 40 milyonu bulduğu tahmin edilmektedir. Bu ise, 20. yüzyılın en büyük canisi sayılan Adolf Hitler'in bile, modern silahlar ve gaz odası gibi '' teknik imkan''lara rağmen ulaşamadığı bir ''skor''dur.
Sayfa 18
''Annie bana bir şey söyler misin?'' ''Tabii, hayatım.'' ''Eğer senin için bu hikayeyi yazarsam...'' ''Romanı! Bütün diğerleri gibi güzel ve kapkalın bir roman. Hatta belki daha da kalın.'' Paul bir an gözlerini yumdu, sonra tekrar açtı. ''Pekala... senin için bu romanı yazarsam, buradan gitmeme izin verir misin?''
Sayfa 72
İnsanların eski yaşamlarına tekrar dönmek için günün birinde metrodan çıkacaklarına, aslında Artyom da inanmak isterdi. Atalarının inşa ettikleri, sonra da yok edilen o muhteşem yapıları yeniden hayata geçirmek için. Bu binaların içinde yine eskisi gibi yaşamak için. Gözlerini kırpıştırmadan, ufuktan yükselen güneşi izleyebilmek için. Oksijenle azotun tatsız karışımını herhangi bir filtreden solumak yerine, bitkilerin nefis kokusuyla doymuş temiz havayı içine çekmek için. Bitkilerin eskiden nasıl koktuğunu hiç bilmiyordu ama herhalde muhteşem olmalıydı, özellikle de annesinin pek sevdiği çiçeklerin kokusu, kim bilir ne güzeldi...
Sayfa 544
Reklam
''Cinayet masası polisleri dünyanın en yalnız insanlarıdır. Kurbanın arkadaşları çok üzülürler ama er ya da geç -birkaç hafta ya da birkaç ayda- tekrar gündelik hayatlarına dönerler. Kurbanın en yakın akrabaları için bu süre daha uzun olsa da onlar da acının üstesinden gelebilirler. Yaşam devam eder. Ama çözülmemiş bir cinayet, insanın içini kemirir. En sonunda kurbanı düşünen, kurban için adaletin yerini bulmasını isteyen tek bir insan kalır; cinayet soruşturmasını yürüten polis memuru.''
Sayfa 219
Müzik. Yüz güçlü sesten oluşan senfoni korosu şimdi çok tanıdık bir pasajı, Dante'nin kasvetli metninin her hecesini vurgulayarak seslendiriyordu. ''Lasciate ogne speranza,'' diyorlardı. ''Voi ch'entrate,'' Dante'nin Cehennem'inin en ünlü dizesi olan bu altı kelime merdivenin dibinden ölümün kokusu gibi yükseliyordu. Koro, trompetler ve borular eşliğinde aynı uyarı bir kez daha seslendirdi. ''Lasiate ogne speranza voi ch'entrate!'' İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu!
Sayfa 502