Basatbeg

Basatbeg
@Korkudizade
alıntılamak onaylamak değildir
Tekniker+Mühendis
Lisans
145 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
194 syf.
·
Puan vermedi
Yakup Kadri'nin Yaban ve Kirâlık Konak'tan sonra okuduğum üçüncü kitabı oldu. Önceden kendisinin tarzına âşinâ olmak Nur Baba'yı okurken gerçekten işime yaradı. Yazarın konu seçimi genellikle yozlaşan olgu olaylar yahut toplumsal uçurumları okura aktarmak şeklinde oluyor. Nitekim Nur Baba'da da bu havayı hemen alıyorsunuz. Çamlıca'da bir Bektâşî
Nur Baba
Nur BabaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20181,065 okunma
Reklam
294 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal'in romanlarını çok severek okurum. Destansı anlatımı, her romanda ayrı bir dil üretmesi, kurgunun kaynağının bizzat 'halk' olması onun alâmetifârikasıdır. Ben bu yazarın düşünce dünyâsını merak ettim. Bu başeser kitapları yazan biri acaba şahsî yaşamında, düşünce dünyâsında nasıl bir tarzına sâhip olduğunu merak ederek bu kitabı okudum. Kendisini sâdece yazar olarak değil gazeteci ve politikacı olarak da tanıyorsunuz bu kitapta. Politik olarak taban tabana zıt olduğum pek çok düşüncesi ile karşılaştım, etnik merkezci düşünceleri olduğu kanaatindeyim ve bu nedenle birçok yerde açıkçası düşüncelerine mukâvemet gösterdim. Doğaya düşkünlüğünü öğrendim meselâ. Ciddî bir doğa sever Yaşar Kemal. Bu konuda insanları bilinçlendirmeye çalışmış ömrü boyunca ki doğa teması kitaplarında da bol bol işlenir. Yaşadığı süre içerisinde Türkiye'nin güncel, politik, toplumsal sorunlarına kayıtsız kalmamış hattâ başı çok kez ağrımış da bu nedenle. Kitabın içeriği çok geniş; "bir yazar nasıl olmalı?" sorusundan tutun da Orhan Kemal'in romanlarına kadar akla gelebilecek bir çok konu var. Ayrıca unutmamak gerekir ki tüm mukâvemet ettiğim görüşlerine rağmen de Yaşar Kemal, Türkiye'nin büyğk bir değeridir. Türk edebiyatının çok parlak bir yerinde durmaktadır. 46 dile çevrilmiş eserleri ile Türk dilinin ve edebiyatının tanınmasını, yayılmasını sağlamıştır. Özetle, Yaşar Kemal'i yazarlığın ötesinde tanımak için güzel bir kaynak, meraklısına tavsiye ederim.
Binbir Çiçekli Bahçe
Binbir Çiçekli BahçeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2019817 okunma
102 syf.
10/10 puan verdi
Ürettiği hurâfelere ve attıkları yalanlara herkesten önce kendileri inanmayı prensip hâline getirmiş bir kitle düşünün. Bir sevda mes'elesiyle kan dökülür ve zikredilen kitlede bir toplu cinnet hâli oluşur fakat bu cinnetin hakkını kim verecektir? Uydurmaya pek yetenekli ve hevesli bu cinnet getirmiş kitle kendisine bir günah keçisi aramaktadır ve o günah keçisi de daha 9 yaşında anasnı öldürecek olan Hasandır. Tüm bu olay ve olgular Yaşar Kemal'in de destansı anlatımıyle terkip olduktan sonra hem acı veren hem kızdıran hem de sinirden güldüren bir epope hâlini alır. Kitle psikolojisinin küçük bir simülasyondan alınan çarpıcı örneğiyle tanışmak isterseniz, iyi okumalar dileriz.
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202019,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
232 syf.
10/10 puan verdi
Güzel Türkçe'nin böyle eşsiz kalempirlerinin kaleme aldığı yine bu eşsiz eserlerle hep; "neden bu kadar geç tanışma yanlışına düşüyorum?" deyip duracağım sanırım. İş bu kitap Türk milletinin tanzimat devriyle birliktelik sosyal değişimini bir konakta yaşayan âile üzerinden ele alıyor. Sosyal yaşamda meydana gelen dönüşümlerin şahıslara te'siri inceleniyor ve bu okura hemen yansıyor. Birbirinden farklı âlemde yaşayan üç kuşak ve bu kuşakların birbiriyle arasında oluşan mesâfe hemen okuyucuya da geçiyor. Benim şahsî hissem, yazarın bu değişim-dönüşüm ikileminde son nesilde meydana gelen farkın soruştulmasının gerekliliğidir. Acaba bu doğru yönde bir değişim midir? Kuvvetle maddî te'sirler meydana getiren bu modernleşme acaba dönemin Türk gençlerine bir şeyler kattı mı yoksa aksine aldı mı? Acaba biraz daha dengeli mi olmak gerekirdi? Bu tür soruların yanıtı bence romanda gizli. Yakup Kadri'nin akıcı ve büyülü diliyle tüm bunları isâbetle aktarmasına ise diyecek hiçbir şey yok. Gerçekten tasvirleriyle konağı ve efrâdını gözünüzün önüne getiriyor ve siz de bu âilenin yapısını anlamakta hiç zorluk çekmiyorsunuz.
Kiralık Konak
Kiralık KonakYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202317,9bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
Şunu belirtmeliyim ki; ben bu kitaba başlarken 'bu kadar' ilgi çekici bilgilere sâhip olacağımı tahmin etmemiştim. Ben Akçura'nın seyyah yönüyle çıktığı ortadoğu gezisinden notlar beklerken beni bambaşka bir dünyâ karşıladı. Bu kitap her şeyden önce, yerin yurt yapıl-a-mayışının hazin bir öyküsüdür. Sûriye-Filistin-Lübnan şeridinde görünürde Türk
Suriye ve Filistin Mektupları
Suriye ve Filistin MektuplarıYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 2016111 okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
Jack London'ın eşsiz kaleminden teşekkül etmiş bir eser daha... Mâlûmunuzdur ki her eser her okurda muhtelif etkiler yaratır. İş bu kitabın bende yarattığı etki, ilk olarak Koronavirüs pandemisini yaşamış birisi olarak "acep daha ölümcül bir salgın olsaydı hâlimiz nic'olurdu?" şeklinde soruyla gelen bir ürperme ardından da insanlığın binâ ettiği medeniyetin en ileri seviyesinin bir salgınla bu kadar kısa sürede yok olabilecek kadar da derme-çatma olmasının verdiği kaygı. Kitap 1910 yılında yazılıp yaklaşık olarak bizim yıllarımızda ortaya çıkacak olan ve resmen 'kıyâmet' senaryosu olan bir salgının kurgulanmasıyla ele alınmıştır. London'ın isâbetli ve yanılgılı tahminlerini içermekle birlikte kendisinin uzman olmadığı alanlarda da çeşitli okumalar yaptığını anlıyorsunuz. Kül olmuş bir medeniyetten geriye kalan tek bir ihtiyarın, yeni ortaya çıkmış ilkel bir topluluğa geçmişi anlattığına ve insanlığın bir hastalıkla nerden nereye geldiğine şâhit oluyorsunuz. Her şeyden ürkütücü olan ise; eserdeki şiddet sahnelerinin bugün başka bir problem ortaya çıktığında bizim aramızda da baş gösterme ihtimâlinin hiçte küçümsenemeyeği gerçeğidir.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,8bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
Bir Fazlıoğlu klasiği... Öncelikle şunu belirtmek isterim ki yanınızda bir sözlük bulunması yahut telefonunuzda bir sözlük uygulaması şart. Klasik Türkçe'ye dâir çok fazla içerik var, benim Klasik Türkçe hâkimiyetim fenâ sayılmaz ama yine de eksik olduğum kelimelerden çok çuvalladım. Onun dışında eserin içeriğine gelecek olursak; Fazlıoğlu'nun
Kendini Bulmak
Kendini Bulmakİhsan Fazlıoğlu · Ketebe Yayınları · 2020477 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
Eser özellikle bir konu hakkında bilgi alayım diyerek okunabilecek bir mâhiyette değil, 110 yıl önceki İstanbul'a ziyârete gidiyorsunuz. Özellikle siyâsetle çalkantılı İstanbul'a, yorgun düşmüş, gençliğini yitirmiş huzurla dinlenmek isteyen Şehristan'a... Ülkenize olan râbıtanız sizi ister-istemez bâzı konuları okurken üzüyor, bâzen farklı duygulara sürüklüyor fakat dönemi tanıma açısından sağladığı fayda su götürmez. İstanbul demişken de şunu belirteyim; sadece bununla sınırlı değil tabi, Rusya ve Avrupa ile ilgili de o dönemin sınırları içerisinde hatrı sayılır bilgiler var. Özetle bu kitapta müellifin seyyah-gazeteci yönleriyle muhatap oluyorsunuz. İyi okumalar.
Darülhilafet Mektupları
Darülhilafet MektuplarıYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 201830 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
Mükemmel bir psikolojik roman... Buck, Beyazdiş, Martin Eden, Prof. Standing, Kızılgöz ve şimdi de Wolf Larsen... Her biri ayrı bir hikâyenin baş kahramanları ama Martin Eden'den sonra Wolf Larsen'i de uzun bir süre unutamayacağım sanırım. İncelemeden önce kitabın bir noktasında kendi kalemimden bir anda çıkma isteğiyle gelen bir notu
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20146bin okunma
244 syf.
8/10 puan verdi
Fransız İhtilâlini anlatan, dönemi, insanları ve devrimin getirdiği yıkımı edebî dille aktaran bir kitap... Fransız İhtilâli her zaman ilgimi çekmiştir, ihtilâl deyim yerindeyse bir istibdattan kurtarmış ve yerine en az onun kadar daha berbat bir istibdat getirmiştir. Bu devre bildiğiniz üzere 'Terör Devri' olarak anılır. Cumhûriyeti kurduğunu ve kurtardığını iddia eden terör yönetiminde bir jüri üyesi olarak görev alan "Vatandaş Gamelin" eserin baş kahramanıdır. Gamelin devrimci(?) ideolojinin sarhoşluğunda kaybolmuş ve sözde 'âdil' ihtilâl mahkemelerinde cumhûriyet için, adâletin sağlanması için binlerce insanı giyotine gözünü kırpmadan göndermiştir. Fakat burda dikkat çeken bir şey var; Gamelin yetenekli bir ressamdır, estetiği sever aslına bakılırsa da ince ruhlu bir sanatçıdır fakat devrim yanlısıdır ve milletinin hak ettiği yere ancak ve ancak bu devrimle ulaşacağını düşünmektedir, bu sanatkâr ruh mahkemenin jüri üyesi olduktan sonra aslî sanatkâr kimliğini unutmuş ve katı devrimciliğin içerisinde resmen bir canavara dönüşmüştür. Öyle ki Fransa'da insanlardan herhangi birinin "jakobenler" (terör yönetimi) ideolojisi dışında herhangi bir şeyi savunabileceğini bile ihtimal dâhilinde görmemiştir, olanların da ihânet içinde olduklarını ve cumhûriyet düşmanları olduklarını söyleyecek kıvama gelmiştir. Fakat terörün getirdiği yıkım nihâyetinde onun rûhuna da yansıyacaktır. Halkı bir 'yıl-gıya' lâyık görmenin kaçınılmaz sonucu kendi rûhunun yıl-ması olacaktır. Fransız İhtilâli ilgililerine tavsiye edilir.
Tanrılar Susamışlardı
Tanrılar SusamışlardıAnatole France · Ötüken Neşriyat · 2018641 okunma
Reklam
162 syf.
6/10 puan verdi
Tektanrı inancının târihî gelişimi ve dönüşümü Yahudilik, Hıristiyanlık ve Yahudi-Hıristiyanlık çerçevesinde incelenmiş. Şahsım için çok verimli bir okuma olmadı ise de Yahudilik hakkında çok şey öğrenmiş olduğumu söylemeliyim, Hıristiyanlık ve Yahudilik ilişkisi, bu ikisinin bağlarının kopuşu ve sâir bir çok konuda değerli bilgiler var fakat bu çizgide ilerleyen bir kitap bana göre İslâm'a da yer vermeliydi. Mutlaka bir İslâm bilgini ile de röportaj yapılmalıydı ama yapılmamış. Tektanrıcılığın Samoğulları tarafından dönüşüm ve gelişimi Yahudilik ve Hıristiyanlıktan ibâret değil çünkü ama yine de tekrar ediyorum özellikle Yahudilik hakkında çok faydalı bilgiler mevcut bu açıdan tavsiye edilir. Röportaj yapılan şahıslara gelince hem Yahudi konuşmacı hem de Hıristiyan konuşmacı anladığım kadarıyla oldukça açık görüşlü, değindikleri birçok hakîkat var, îtiraz etmiyorum ama geleneksel Yahudilik ve Hıristiyanlık, sorulara bu denli açık fikirle mukabele etmeyebilir, bunu da göz ardı etmemek gerekir. Hıristiyanlık kısmını okurken de çok fazla olmasa da bâzen tıkandığım oldu bu da benim konudaki yetersizliğim ile ilgili her okuyanda aynı şey olacak diye bir şey yok. Keyifli okumalar.
İnancın En Güzel Tarihi
İnancın En Güzel TarihiJean Bottéro · İş Bankası Kültür Yayınları · 2024196 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
Yazarın daha önce bir kitabını okuduğum için dolayısıyla tarzına da yabancı olmadığım için anlaşılır bir şekilde okuduğumu söyleyebilirim fakat yazarla ilk tanışmanızın bu kitap olmasını da tavsiye etmem. Kitap, yazarın daha evvel yayınlanmış yazılarından oluşmakta ve bu açıdan epey zengin bir içeriğe sâhip ve elbette içinden 4 ya da 5 ayrı kitap çıkabilecek konu(lar) var. Böyle olunca ister istemez zihniniz bu kitaptan neyi az neyi çok alacağını da seçiyor, şahsen bende olan bu. Kitabın bir diğer müspet yanı; sanki bir meşveret meclisinde tartışmaya katılıyormuş gibi hissettirmesi ki bunu daha önceki kitapta da yaşamıştım. İçinden çıktığı toplumu başarılı bir şekilde gözlemlemiş olan Fazlıoğlu bâzı teklifleri değerlendirip bâzı teklifleri de sunarken gayriihtiyârî siz de tartışmaya giriyorsunuz. Bu tartışmalar benim şahsımda bâzen ateşli bâzen sâkin geçiyor ki her kitabı okurken de olmaz bu, bu açıdan da önemlidir. İçeriğe gelirsek, biraz kalabalık bir içerik mevcut olduğu için detaya girmiyorum ama bir (şahsî) genelleme yapacak olursak; içerik insan ve onun anlam-değer dünyâsı maddî-manevî dünyâsı ve insan(lar)ın târihî yolculuğu ele alınmaktadır. Bu açıdan bir insan-târih yazıları derlemesidir. Keyifli okumalar.
Kendini Aramak
Kendini Aramakİhsan Fazlıoğlu · Ketebe Yayınları · 20201,708 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
Üstad Jack London'ın bir eserini daha bitirdikten sonra şunu tekrar belirtmekte fayda var; London insanı, yaşamını, savaşını, mücâdelesini ve sâir olgu-olaylarını çok iyi gözlemleyip çok da isâbetli aktarma becerisine sâhip. Yıldız Gezgini adlı iş bu eser, 22 bölümden oluşmakta ve aslî hedefi 20'inci asır ABD'nin San Quentin hapishânesi aracılığıyla, ülkenin berbat cezaevleri ve hapishâne sistemini okura göstermektir. Meslekdaşını öldüren bir akademisyenin bu enkaz hapis sistemi içerisinde hayâta tutanmaya çalışırken bir tür astral seyahat ve yeniden doğuş yöntemiyle çok eski anılarını canlandırdığını görüyoruz. Başka hayatlar, başka zamanlar ve mekânlarda... Burda anıların her biri birbirinden bağımsız başka öyküler gibi düşünülebilir, her biri müstakil başka bir serüven ve belki ipucu olacak ama beni en çok kendine çeken öykü, akademisyenin "Ragnar Lotbrog" adıyla bir Roma Lejyonu olup Roma İmparatorluğu'nun Yahudiye eyâletini tam da Hz. İsa'nın ortaya çıktığı zamanda ziyâret etmiş olduğu öyküdür. Bunların dışında öykülerde gerçeklik payı olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Okurken ufak bir araştırma yaparak bâzı gerçek olayların öykülerde işlendiğini ve yazarın bir çok konuda ne kadar bilgili ve ne kadar entelektüel olduğunu tekrar hayranlıkla keşfettim. Güzel bir eserdi, tavsiye edilir.
Yıldız Gezgini
Yıldız GezginiJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20146,9bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
Yusuf Akçura'nın şahsen bir şâheserini daha okumaya muvaffak olduk. Bu kitap özellikle Fransız ihtilâli sonrasında oluşan fikirlerin ve akımların bir özeti mâhiyetindedir. İşlenen konular milliyet, hürriyet, eşitlik ve sosyalizmdir. Bilhassa sosyalizm bolca işlenmiş olup 3 kısma ayrılmıştır. Müellif sosyalizmin ilk, orta ve yeni çağlardaki benzeri hareketleri de işlemiştir hattâ İslâm dünyâsında da sosyalizm tezâhürleri ile ilgili epey değerli bilgilere sâhip bir eser kaleme almıştır dersek hatâ etmeyiz. Tüm bu akımların müspet ve menfî yönleri "kısaca" ele alınıp okura da yine "kısaca" verilmeye çalışılmıştır. Konular ile ilgili olanlar için ileri okuma kaynakları elbette gereklidir. Burda amaç bu fikrî akımları tanımak ve tanıtmaktır. Sosyalizm hakkında oldukça bilgi verilmiş ve bu doktrinin hatâ ve sevapları da tetkik ve tahlil edilmiştir ki okuyucu zâten anlayarak okursa kendisi de bu tetkik ve tahlil ister istemez dâhil olacaktır. Keyifli okumalar.
Muasır Avrupa'da Siyasi ve İctimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar
Muasır Avrupa'da Siyasi ve İctimai Fikirler ve Fikri CereyanlarYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 201675 okunma
142 syf.
9/10 puan verdi
Eser adından da anlaşıldığı üzere Şark Meselesi'nin n'olduğunu tahkik ve tahlil ediyor. Nedir bu mesele? Kahramanları kimdir? Olay ve olgular kimin üzerinden dönmektedir? Şark meselesinin Türklük nazarından değeri nedir? Tarzı sorulara cevap veren bir eserdir. Şu bir gerçek ki bu mesele o yıllarda Türklüğün ölüm-dirim meselesiydi ve târihçiler tamâmen uyum içinde olmasalar da "Türk" karakterinin meseledeki yerini aslâ inkâr etmiyorlar. "Şark meselesi" öyküsü, Avrupa devletlerinin ve husûsî olarak Rusya'nın dinî, iktisâdî, millî, hissî hatta bir yerde zarûrî olan çekişmelerinin arasında kalan kâh bundan istifâde eden kâh zarar gören Türkiye'nin öyküsüdür.
Şark Meselesine Dair
Şark Meselesine DairYusuf Akçura · Ötüken Kitap · 201671 okunma
38 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.