Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

H.S.

H.S.
@Kreatory
İns: komodowombat :)
37 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Anarşizmin realiteyi kontrol etmekten çok onu aşmaya yönlendirilmesi fikri, gönullü olarak organize edilen medenî hayata ait eski bir ahlaki prensiple ilintilidir: "Kötülüğe karşı kötülükle mücadele etme!" Bunlar tam anlamıyla meşhur bir Kur'an ayetidir, nitekim diğer dinlerde de bu ifadenin versiyonları bulu nabilir; fakat dinler bir iktidar makinesi olarak organize edilince unutulmuş, hükumdarlar ve hükümetlerin emrine verilmiş ya da fanatik birtakım hareketlere hizmet için kullanılır olmuştur.
Reklam
Häliyle etik otonomi anarşısı ahlakın temelini teşkil eder. Anarşist hareket birinin kendi iradesiyle arzularının peşinden gitmesi demek değildir. Daha net bir ifadeyle anarşi, devlet hukukunun bir özerklik içinde evrensel ahlak kabul edilebilecek olana tâbi kılınmasıdır. Bu şekilde anarşist eylemin ahlaki gerekçesi haklı çıkarılır; yoksa anarşıst eylem, mantıkı olarak meşru addedilmemiş ergen iradesinın salıverilmesi demek değildir.
Anarşi ve insanlık
Ecce Homo [Işte İnsanı adındaki son çalışmasında Friedrich Nietzsche, insanlığı "geliştirmek" idealinın felsefesinin en son amacı olabileceğini söylemıştı, uzerine basa basa. Bu duruş, insanlığı kuçuk görmekten kaynaklanıyor değildi; daha ziyade ahtımam retoriğinin ardında sınsı (zıra ikrar edilmemiş) bir iktidar hırsı olduğu fikrinin

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
H.S.
Bir kitabı okumaya başladı
Hani
HaniOruç Aruoba
8.4/10 · 4.328 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai
7.3/10 · 33,4bin okunma
Reklam
Eminim "bilimsel olarak" gittiğimiz her yerde milyonlarca mikrobun gezip dolaştığı bir gerçekti. Bununla birlikte, tek yapmamız gerekenin bu gerçekleri tamamen görmezden gelmek olduğunu fark ettim ve bunu yapınca onlar bizim üzerimizdeki hâkimiyetlerini kaybediyorlar, sonunda tamamen ortadan kayboluyorlar ve "bilimsel hayaletler'den öteye geçemiyorlardı. Tıpkı insanların öğle yemeğinizden üç pirinç tanesini çöpe atarsanız ve on milyon başka insan da aynı şeyi yaparsa, o zaman kilolarca pirincin boşa gideceğini ya da on milyon insandan her birinin sadece bir kâğıt peçeteyi korusa ne kadar çok kâğıt tasarrufu sağlanabileceğini söylediklerindeki gibi. Eskiden bu tür bir "bilimsel hesaplar"dan ne kadar korkardım.
Gerçek korkak mutluluktan bile korkar. Pamuk yün bile yaralar onu.
Ne istediğim sorulduğu anda hiçbir şey istemez olurdum. Ne olursa fark etmez, nasıl olsa beni mutlu edecek bir şey yok düşüncesi hâsıl olurdu. Aynı zamanda, bir şeyi ne kadar az istesem de bana sunulan hiçbir şeye hayır diyemezdim. Sevmesem bile hiçbir şeyi reddedemezdim. Gerçekten iste- diğim bir şey teklif edilseydi, ona ancak çekine çekine el uza- tabilirdim - tıpkı bir hırsızın yakalanmaktan korkması gibi, ağzımda acı bir tat ve tarifsiz bir korkuyla. İki şey arasında seçim yapacak gücüm bile yoktu. Bu, sonraki yıllarda hayatı- mi "utanç dolu" diye nitelendirmemin en büyük sebeplerin- den bir tanesi olmuştur diyebilirim.
"Mobilize hayat, bizi uzam ve zamanın esaretinden kurta-rip hepimizi "ağ" denilen küresel köyün yurttaşları yaptı. 21. yüzyıl insanı artık sadece kendi bedeniyle ilişkisini akıllı cihazlar aracılığıyla kurmuyor; başkaları ile de ilişkisini belirlemek, ötekinin kimliğini, tarzını ya da cinsel potansiyelini tanımak için yine akılla cihazlara başvuruyor. Mirc'den Chat odalarına, Facebook dürtmelerinden Tinder'a değin ilerleyen ve yakında hologram, arttırılmış gerçeklik, VR gibi teknolojilerle uygarlığı tamamen bir boş zaman medeniyetinin kösnüllüğüne çekecek tekno-evrimin bilinmez kuralları içinde. Sosyal ağın içinde büyüyen bu nesil, her gün sadece po-po'sunun farklı açılardan resimlerini yükleyerek yüz binlerce takipçisi ve hayranı olacağını ve hatta sadece bu boş zaman faaliyeti sayesinde ego tatmini yanında kariyer yapabileceğini ve para kazanabileceğini keşfetti." Rafet arslan
21. yüzyılda, aşağılık kompleksi ile süper-ego patlamaları arasında asansör hızında seyahat eden; yüksek özgüverli, hiperaktif, borderline benliklerinin aktığı bir okyanusun içmdeyiz. Sürekli göstermemiz ve izlememiz gerekiyor, çünkü artık hayat sokakta değil, sosyal ağın içinde akıyor.
Reklam
"gelecek sıkıcı olacak, gezegenin varoşlaşması devam edecek ve bunu ruhun varoşlaşması takip edecektir." JG Ballard
Böylesi bir başarısızlık son on yılda meydana gelen, gitgide daha da kötüleşerek dayanılmaz bir hal alan, 9/11, "teröre karşı savaşlar", yeşil ve kahverengi panikleri, Katrina ve şimdi Haiti (Depremi), hızlanan ekolojik ve ekonomik tahribat gibi pek çok tarihsel gelişmeye bağlanabilir. Ne yazık ki bu liste uzayıp gider Ancak
H.S.
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Anarşizm ve Arzuları
Anarşizm ve ArzularıCindy Milstein
8/10 · 8 okunma
Anarşik bir ortamda gruplararası işbirliğinin sağlanabilmesi için farklı sosyal grupların üyeleri, yabancı oldukları grupların gelenek ve alışkanlıklarına yatırımda bulunuyorlardi. Böylece ticari ilişkiler kurmak istedikleri yabancı gruplarla aralarındaki sosyal mesafeyi azaltarak kendi güvenilirlikleri üzerine bir gösterge sağlıyorlardı.
Sokaklarda ve toplumun içinde neredeyse her daim değersiz ve dağıl- mış bir durumdayım, hayatım tarif edilemez şekilde anlamsız. Ne altın ne de saygınlık bunu telafi edebilir -Vali veya Kongre üyesiyle yenilen yemek bile! Yalnız uzak ormanlarda ya da kırlarda, kendi kendine fi- lizlenmiş topraklarda ya da tavşan izlerinin olduğu çayırlarda, hatta en kasvetli ve en neşesiz günde bile, bir köylünün hanını düşündüğü gibi ben de kendime geliyorum, bir kez daha kendimi görkemlice bağlı hissediyorum, işte bu soğuk, bu yalnızlık, benim dostlarım.
404 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.