Babam Adana ilköğretim okulunda öğrenciyken bir sömestr tatilinde evlerine gelmiş. Evleri Ermeni mezarlığı ismi verilen mezarlığın çok yakınında imiş . Odasında biraz ders çalıştıktan sonra pijamalarını giyip yatmış yarı uyur uyanıkken yattığı karyolanın ayak ucuna uzun sakallı bir dede gelmiş. Babam korkmuş bağırmak istemiş dede "sus!, bağırma benden sana bir kötülük gelmez. Şimdi gidiyorum ama yine geleceğim." demiş. Babam korkuyla koşup annesine durumu anlatmış bunun üzerine babaannem oğlun niye söyledin? Onlar iyi insanlardır. Belki sana bir şey gösterecek gömü bulacaktım ve zengin olacaktın." demiş. Babam bu o olayı babaanneme anlattığı için o ermiş bir daha babama görünmemiş.
Moğol istilası gibi bütün yürk âlemini sarsan büyük tarihi vakaların, birtakım tarihi mahiyette halk destanları vücuda getirdiği söylemiştik. Hakikaten, bu çok büyük tarihi hadise neticesinde, bir taraftan Moğollar arasında yuan- çav- mişi gibi mühim tarihi destanlar vücuda geldiği gibi , Cengiz vakasından en fazla müteessir olan ve sonradan daha yüzyıllarca cengiz sülalesi tarafından- veya onların namına- idare edilen " Orta Türkler" arasında da Cengizname adlı tanınmış destan meydana gelmiştir.
Sevmediğim bir mesleği yaparak zengin olabilirim , şüpheyle yaklaştığın bir ilacı kullanarak iyileşebilirim ;fakat istemediğim bir din ile kurtulmam mümkün değildir.
Ah , sevgilim! Birbirimize tek bir harf söylemediğimiz halde işte ben böyle senin zihnen olan kararlarını sanki gönlünden benim kalbime manevi bir akış varmış gibi keşfediveririm.